Günlük hayatımızda hepimiz az ya da çok kaygı hissederiz. Peki nedir bu kaygı? Bize yararı nedir, zararı nedir? Kaygı, tanımlanması zor bir endişe ve huzursuzluk hissidir. Kişide tehlikeli bir durum ortaya çıkacağı düşüncesi kaygıyı doğurur. Kaygısı olan bir kişi her zaman en kötüsünü düşünür ve bu düşünceleri kendinden bağımsız bir şekilde ortaya çıkar. Bu kaygılı düşüncelerin olması kişinin iş, sosyal ve özel hayatındaki düzenini bozabilir. Aslında hayatımızda belirli bir düzeye kadar kaygı hissetmemiz normaldir, bu bizim daha düzenli olmamızı ve gelecekte karşımıza çıkabilecek tehlikelere karşı kendimizi korumamızı sağlayacaktır fakat aşırı derecede kaygı, endişe hali bize zarar verip, günlük işleyişimizin bozulmasına neden olacaktır. Aslında kaygı insanların kendi olumsuz düşüncelerinin sonucunda ortaya çıkar ama ne yazık ki kişiler bunun farkında değillerdir, farkında olmadıkları için de kaçma davranışları ortaya çıkararak bunu bastırmaya çalışırlar. Bu davranışlar çözüm olmadığı gibi kişide bedensel etkiler yaratmaya da başlar. Kalp çarpıntısı, titreme, baş dönmesi en sık görülen belirtiler arasındadır. Bu bedensel belirtiler oluşmaya başlayınca kişi daha da kaygılanmaya başlar, kaygısı arttıkça olumsuz düşünceleri de artar ve kişi daha da içe çekilip depresif bir şekilde yaşamaya başlar. Kendini eve kapatabilir, dışarı çıkmak istemeyebilir bu da eğer çalışıyorsa işsiz kalmasına ve para kazanamamasına neden olur. Bu da kişide yine bir kaygı durumu oluşturacaktır. Aslında baktığımız zaman burada bir kısır döngü söz konusudur. Peki, bu kaygının bir çözümü yok mudur? Kaygılandığınız durumu düşünün öncelikle bu sizin hayatınızı ne düzeyde etkiliyor. Eğer günlük işlevselliğinizi bozacak düzeyde değilse bu sağlıklı, normal düzeyde bir kaygı demektir ama bu sizin hayatınızı olumsuz yönde etkileyerek içinden çıkamayacağınız bir düzeydeyse bir uzmandan yardım almanız gerekmektedir.