Katarakt, en yaygın görme kaybı ve dünyada önlenebilir körlüklerin en önde gelen sebebidir. Genellikle orta yaş üstü kişilerde görülen bir hastalık olmakla birlikte, yenidoğanlarda, şeker hastalarında, göze gelen darbeler sonrasında ve uzun süreli kortizon içeren ilaç kullananlarda görülebilen bir göz hastalığıdır.
Kataraktın başlıca belirtileri;
-Görmenin yavaş yavaş azalması,
-Işığa karşı hassasiyet gelişmesi,
-Gece görüşünün bozulması,
-Renklerin soluklaşması ve sararması,
-Gözlük numaralarının sıklıkla değişimidir.
Kataraktın tedavisinde tek seçenek ameliyattır. Görme seviyesi, hastanın günlük yaşamında zorluğa neden olacak kadar azaldığında ameliyat edilmesi gerekir. Ameliyatın temel prensibi, bozulmuş göz merceğinin, saydam bir yapay mercekle değiştirilmesidir. Ameliyatın başarı oranı ve memnuniyet seviyesi oldukça yüksektir. Son yıllarda, yapay göz içi mercek teknolojisindeki değişimler sonucunda, uygun olan gözlerde, operasyon sonrasında uzak ve yakın gözlüklerinin kullanımına gerek kalmamaktadır. Hastanemizde kataraktın tanısı, takibi ve güncel tedavileri başarı ile uygulanmaktadır.
DİYABETE BAĞLI GÖZ HASTALIKLARI NELERDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabete (şeker hastalığı) bağlı göz hastalıkları, bu hastalığa yakalanan kişilerde görülebilecek bir grup göz rahatsızlığıdır. Bu rahatsızlıkların tümü ciddi görme kaybı ve hatta körlüğe neden olabilmektedir. Bunlardan en önemlileri;
-Diyabetik Retinopati
-Glokom (Göz tansiyonu)
-Katarakttır.
Bunların içinde en sık görüleni diyabetik retinopati olup yetişkinlerdeki en önemli görme kaybı sebeplerindendir. Retina tabakasındaki damar yapısının bozulmasıyla ortaya çıkar ve hastalık ilerledikçe, retina yüzeyinde ödem (sıvı birikimi) ve anormal yeni damar oluşumları meydana gelmektedir.
Diyabetik retinopati genellikle her iki gözü birlikte etkilemektedir. Diyabetik retinopatisi olan hastaların başlangıçta görmelerinde bazı değişiklikler ortaya çıkabilir. Diyabetin süresiyle diyabetik retinopatinin ortaya çıkma ve görme kaybına gidebilecek ciddi retina problemlerinin görülme olasılığı artmaktadır.
Bir kimse ne kadar uzun süredir diyabet hastası ise bu kişide diyabetik retinopati gelişme riski o kadar yüksektir. Hem tip I hem de tip II diyabeti olan tüm insanlar için bu risk bulunmaktadır. Unutulmaması gereken; diyabetik retinopati ne kadar erken yakalanırsa tedavisinin başarılı olma ihtimalinin yükseleceği ve ilerleme hızının yavaşlatılabileceğidir. Bu nedenle diyabeti olan herkesin en azından yılda bir kere genişletilmiş göz bebeğinden kapsamlı bir fundus (göz dibi) muayenesi yaptırmasında fayda vardır. Diyabetik retinopatisi olan bir hastaya doktoru tarafından hastalığın ilerlemesinden korunmak amacı ile tedavi önerilebilir ancak diyabetik retinopatinin ilerlemesinden kaçınmak için ilk yapılması gereken kan şekeri, kan kolesterolü ve kan basıncı düzeylerini kontrol altında tutulmasıdır. Tedavide genel olarak üç ana seçenek ya da bunların birlikte kullanımı söz konusudur. Bunlar argon lazer, göz içine ilaç enjeksiyonu ve göz jelinin temizliğinin yapıldığı vitrektomi ameliyatlarıdır. Hastanemizde diyabetik retinopatinin tanı, tedavi ve operasyonları başarı ile uygulanmaktadır.