İşte Bu Doktor İndir

KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Kıskançlık insanın gelişimi düşünüldüğünde hangi yaşta olursa olsun insanın en temel ve baş edilmesi en zor duygularından birisidir.

Kıskançlık, bir çocuğun ailesinin tek sevgili varlığı olma isteğinden doğar. Ve çocuğun hiçbir rakibe hoşgörüsü yoktur. Annenin sevgisini paylaşmak acıdır. Çocuğun anlayışına ve tecrübesine göre paylaşmak; daha azla yetinmek demektir. Bu, bir bakıma bir elmanın yarısıyla yetinmek gibidir. Çocuk için, annenin sevgisini, babanın ilgisini paylaşmak endişe vericidir. Çocuğun bundan ayrıca mutluluk duymasını beklemek onun mantığına sığmaz. Çünkü çocukluk çağında sevgi, daha çok somut bir durum olarak algılanır. Sevgi “sahip olma” biçimindedir. Bir kardeş geldiğinde, kendi hakkı olduğu sevginin başkasına verildiğini düşünüp kızar, tedirgin olur. Bu sevgiyi yitirmek ve yeniden elde edememek biçiminde düşünerek kaygılanır. Kardeşini, kendisi ile ana-babası arasında engel olarak görüp, kızar. Ailesine ve kendisini sevenlere karşı duyduğu güven sarsılır. Kısacası; öncelikle kıskançlığın normal ve kaçınılmaz bir duygu; kardeş kıskançlıklarının da birden fazla çocuğu olan her ailede görülebilen bir durum olduğunu kabul etmek gerekir.

“Kardeş istiyorum” diyen çocuğun sözü ile dünyaya çocuk getirmek, çoğu zaman anne-babayı hayal kırıklığına uğratır. Çünkü kardeş doğduğu zaman hemen kendisi ile oynamaya başlayacağını düşünen çocuk, bir süre sonra kardeşin aslında anne-babanın zamanını aldığını, kendisi ile en başta anne-baba olmak üzere birçok şeyi paylaştığını fark ederek gelen kardeşten hoşnutsuzluğunu belirtmeye başlar. Bu sebeple tekrar çocuk sahibi olmak için en doğru zaman tıbbi olarak annenin ikinci bir doğum için bedensel ve ruhsal olarak hazır olduğu zamandır. Hazıroluşlukta diğer bir önemli nokta; anne-babanın beraber ruhsal, ekonomik ve diğer tüm koşullar olarak yeni bir bebeği daha büyütebilecek, ikisi arasındaki ilişkileri ayarlayabilecek bir dönem olmasıdır.

Çocuk, kardeşi olana kadar anne ve babasının ilgisini, sevgisini tamamen üzerinde hisseder ve bunları kimseyle paylaşmasına gerek olmadan büyür. Kardeşin dünyaya gelmesi ile beraber kendi üzerinde toplanan bu ilgi ve sevginin azaldığını görür. Çünkü yeni doğan çocuk en azından fiziksel temel ihtiyaçları nedeniyle daha çok zaman ve enerji harcamayı gerektir ki bu durum, büyük olan çocuğun önceden kendisine sunulan zaman, ilgi ve emeğin kısıtlanmasına neden olur.

Kimi zaman küçük kardeşin gelmesiyle beraber, anne ve babaların ilk çocuktan beklentileri artar; daha fazla sorumluluk almaları, başarılı olmaları yönünde baskılar ortaya çıkarken; diğer yandan da, kardeşi ile olan ilişkilerinde uyumlu ve olumlu hatta kardeşi ile ilgili sorumluluklara yardımcı olması beklenir. Olumsuz tutum ve yaklaşımlarından dolayı çoğu zaman suçlanır, cezalandırılır.

Böylece çocuğun, bebeğe karşı hissettiği kızgınlık, kırgınlık, haksızlığa uğradığı duyguları öncelikle anne babasına daha sonra da kardeşine doğru yönelir. Çocuk eğer kendisini dışlanmış, yalnız, sevilmeyen çocuk olarak hissederse kaybettiklerini tekrar kazanmak için bebekleşmeye başlar. Regresyon (gerileme davranışları) dediğimiz kardeşi gibi bez bağlanmasını isteme, çişini-kakasını beze yapma ya da altına kaçırma, biberonla süt içme, annesini emme, bebeksi konuşma, uyku alışkanlıklarında bozulma, anneyle yatmak isteme çocuksu tavırlar, hırçınlıklar, vb. olumsuz davranışlar ortaya çıkar. Kimi çocuk bu duygularını kardeşinin eşyalarını kırıp bozarak gösterebilir. Bu nedenle cezalandırılması, öfkesini daha artırır, kıskançlık şiddetlenir ve giderek saldırganlığa dönüşebilir. Bazen de çocuk, kurnaz davranır. Anne ve babasıyla iyi geçinmek, onların sevgi ve ilgisini sürdürmek için kardeşine karşı, yalancı bir sevgi gösterir. Özellikle anne ve babanın yanında onunla ilgilenir, onu çok sevdiğini söyler, fedakârlıkta bulunduğunu göstermek ister.

Başlangıçta büyük olanın yeni doğanı kıskanması şeklinde başlayan kıskançlığa; bir süre sonra küçüğün de büyüğü kıskanması eklenebilir. Çünkü büyüğün yaptığı her şeyi yapmak isteyen küçük çocuk onları yapamadığı için kendinden büyük olanı kıskanacaktır.

Çocuğunuza Nasıl Yardım Edebilirsiniz?

  • Öncelikle, ikinci bir çocuk ya da çocuklarınıza kardeş kararını siz verin, çocuğunuzun doğası gereği isteklerinin değişken olabileceğini unutmayın.
  • Kardeş doğmadan önce çocuğa, bir bebeğin geleceğini uzun uzun açıklamalarla fazla duyarlık göstererek anlatmak, onun bu durumu kabul etmesi için olağanüstü çaba harcamak ‘yanlış’tır. Çünkü çocuk bu durumdan kuşkulanır, olayın gerçekten çok önemli olduğunu düşünür, rahatsız olur. Kendisi için bir tehlike olduğunu sezer ve kıskançlık körüklenmiş olur. Doğrusu; yeni bir bebek gelmeden önce, açık ve yalın biçimde, bu gerçeği çocuğa açıklamaya çalışmaktır. Bu nedenle, abartısız bir tutum tercih edin.
  • Ana-babanın ve diğer büyüklerin yeni doğanı hiç sevmediklerini söylemeleri, onu kötülemeleri ‘yanlış’tır. Çünkü gerçek değildir. Bu numaralara çocuğun inanmasını beklemek hayaldir. Doğrusu; ana-babanın ve diğer yetişkinlerin bebeği sevdiklerini saklamamalarıdır. Ancak, çocuğa onu da ne kadar çok sevdiğinizi, bebek doğduktan sonra bu sevginin azalmadığını, değişmediğini her fırsatta göstermeye çalışın.
  • Çocuğa, kardeşi ile kendisinin eşit ölçüde sevildiğini kanıtlamak yanlıştır. Çünkü çocuklar eşit sevgiye özlem duymazlar, “özel olarak sevilmek” isterler. Üstünde durulan eşitlik değil, değeri olan sevgidir. Hak gözetme uğruna, sevgiyi bölmeye ve eşitlemeye çalışmayın, çocuğunuza ona karşı duyulan sevginin özel ve aralarındaki ilişkinin bebekle olan ilişkiden farklı olduğunu belli edin. Anne-babaların çocuklara ayırdıkları zamanlar ve bunların arasındaki dengesizliklerin kardeş anlaşmazlıklarını körüklediğini unutmayın.
  • Çocuğun kıskançlığını ortadan kaldırmaya ve kardeşini sevdirmeye çalışmak yerine; onu dinleyin ve olumsuz duygularını ifade edebilmesi için ona şans tanıyın. Örneğin; çocuğunuz “Kardeşimi sevmiyorum.” dediğinde “Aaa olur mu öyle şey, o senin kardeşin, kardeşler birbirini sever, kollar, korur.” demek yerine “Biliyorum kızgınsın. Beni de çok yoruyor, bu yüzden bazen ben de ona kızabiliyorum, hiç bir şeyini kendisi yapamadığı için ben ona yardım etmek zorundayım, bu yüzden çok yoruluyorum. Sana eskisi gibi zaman ayıramıyorum ama seni eskisi kadar çok seviyorum. Biliyor musun, ben de kardeşim doğduğunda böyle hissetmiştim. Hem kardeşime hem anneme kızmıştım.” vb ifadelerle onun olumsuz duygularını ifade etmesini cesaretlendirin ve  onu anladığınızı gösterin. .
  • Özellikle yeni doğanın fiziksel temel ihtiyaçları sebebiyle anne ile bağımlı ilişkileri olduğundan, büyük olan ile ilgilenme, ona özel zamanlar ayırma konusunda baba üzerine düşen sorumlulukları yerine konusunda oldukça özenli olmalıdır.
  • “Biricik”liğini O’na hissettirin. Böylece daha az sevildiğine, ikinci plana itildiğine yönelik düşünceleri  ile bahşetmesi kolaylaşacaktır. “ Sen benim biricik kızımsın/ oğlumsun, senin annen/ baban olduğum için çok memnunum, iyi ki senin gibi bir kızım/ oğlum var” vb. ifadeleri sıkça kullanın. Bu sözlerinizin gerçekliğini ona zaman ayırarak, birlikte oyun oynayarak, keyifli etkinliler yaparak gösterin.
  • Birinin olumlu özelliklerini diğerine devamlı örnek göstererek onun gibi olmasını sağlamaya çalışmanın, kardeşler arasında kıyaslamalar yaparak hep birinin daha üstün olduğunu düşünmenin ve bunu çocuklara davranışlarla yansıtmanın kardeşler arasındaki ilişkiye büyük zararlar vereceğini unutmayın.

Sonuç olarak, çocuğunuzun kardeşini kıskanmasını ortadan kaldıramayacağınızı, onu sevmek zorunda olmadığını unutmayın. Bunların yerine, çocuğunuzun kıskançlık duygusunu kontrol altında tutabilmesini kazandırabileceğinizi, her iki çocuğa da zaman ayırmanızın önemli olduğunu, kardeş kavgalarında fiziksel zarar verme olmadıkça araya girmemeniz, dolayısıyla taraf tutmamanız gerektiğini, “sen büyüksün…” ve “sen küçüksün…” kelimeleri ile başlayan ifadeler yerine tartışmalarda ikisine aynı yaklaşım ve önerileri sunmanız gerektiğini, onlar büyüdükçe ilişkilerinin daha paylaşımcı ve beklediğiniz kardeş ilişkisine daha yakın olacağını, bunun doğal gelişim sürecinde adım adım çözümleneceğini unutmayınız.