Karar vermek düşündüğünüzden çok daha zor bir süreçtir ve bazen seçeneklerin eşit derecede çekici olduğunu düşündüğümüz iki seçenek sunulduğunda durum daha da zorlaşır. Karar verme hakkında bildiğiniz her şey ortadan kaybolur ve ne yapacağınız hakkında hiçbir fikriniz olmaz, panik olduğunuzu düşünebilirsiniz. Seanslarda, özellikle hayatları hakkında önemli bir karar aşamasında olan danışanlarım sıkça kendilerini seçenekler arasında kaybolmuş hissettiklerinden bahsederler. Bu durum insani olmanın bir parçasıdır ve özellikle önemli kararlar verirken bunalmış hissetmenizde bir sorun yoktur. Ancak iyi olmayan ve özellikle çevremizdekileri de etkilecek olan şey, endişe ve kararsızlık artacağı için karar verme konusunda tutarsızlık ve fazla vakit harcamaktır. Ayrılma konusunda sıklıkla karar değiştiren çiftlerin en çok çocukları bu süreçte zarar görür. Önemli kararlar verirken şüpheye düşmeniz normal ancak verdiğiniz kararlar konusunda net ve kendinden emin olabilmeniz için mümkün olduğunda sakin kararlar vermeniz gerekir. Her kararı korku ve kendinden şüphe ile değil, güç ve kararlılıkla vermeniz gerekir. Sizlere bu konuyla ilgili birkaç ipucu vermek istiyorum.
Duygularınızı dinleyin.
Endişeli veya stresli hissettiğinizde benliğinizin ne hissettiğine odaklanmak zordur, ancak böyle zamanlarda sezgileriniz daha da önemlidir. Nefes almak için zaman ayırın ve sizin için işe yarayan şekilde ruhunuzla yeniden bağlantı kurun. Egzersiz yapın, kitap okuyun, parkta yürüyüşe çıkın, günlük tutun veya uzun bir banyo yapın. Ardından, seçimlerinizi tekrar gözden geçirin ve her birinin sizi nasıl hissettirdiğini düşünün. İçlerinden biri sizi açık, ilham verici ve gergin bir şekilde heyecanlandırıyorsa, bu iyi bir şey. Öte yandan, bir seçim sizi hasta, uyuşuk ve yenilmiş hissettiriyorsa muhtemelen bu yol size göre değildir.
Uzun süredir sahip olduğunuz düşüncelere odaklanın.
Kendinize uzun vadeli vizyonunuzun ne olduğunu hatırlatın. Sağlıklı kararlar vermek istiyorsanız, bu konudaki netlik çok önemlidir. A ve B seçeneği arasında karar verirken kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: Bu beni olmak istediğim yere yaklaştıracak mı? Açıklığa kavuşturmak için mücadele ettiğiniz uzun vadeli bir vizyonsa, hayalinizdeki hayatı gözünüzde canlandırın. Bir yıl içinde hayalini kurduğunuz hayata sahip olsaydınız, tipik bir gün nasıl olurdu? Bu, hayalinizdeki hayatı bir yılda inşa etmeniz gerektiği anlamına gelmez, ancak nasıl bir hayata sahip olmak istediğiniz konusunda netleşmeniz gerektiği anlamına gelir.
Diğer insanlara ne yapmanız gerektiğini sormayın.
Çevrenizdeki insanlardan hayatınızı nasıl yaşayacağınızı söylemelerini isteyemezsiniz. Herkesin hayattan beklentileri, ihtiyaçları ve ideal mutluluk anlayışları farklıdır. Elbette, partneriniz ve arkadaşlarınızla ikilemleriniz hakkında sohbet edin, ancak bunu, size sundukları tavsiyelere kafayı takmak yerine kafanızdakileri netleştirmek için yapın. Aksi takdirde, çelişkili görüşler ve ipuçlarıyla dolup taşma tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız. Sesiniz başkalarının sesleriyle kaybolacak ve artık hangi sesin size ait olduğunu hatırlamayacaksınız.
Her seçeneğin artılarını ve eksilerini düşünün. Her öğeye sizin için ne kadar önemli olduğuna bağlı olarak bir ila üç arasında bir puan verin. Bu etkinlik sadece kendi kendinize yapabileceğiniz bir çalışma olacak çünkü hiç kimse sizin için neyin ne kadar önemli olduğunu bilemez.
Kararınızı nötr bir ruh halindeyken verin.
Danışanlarımda sıkça karşılaştığım bir durum da aşırı duygusal haldeyken karar vermek. Aşırı olumlu bir ruh hali içinde karar vermek, seçenekleriniz konusunda gerçekçi olamayacak kadar iyimser olmanıza ve sonuç olarak körü körüne seçim yapamanıza yol açar. Öte yandan, kendinizi yorgun ve huysuz hissettiğinizde, "daha kolay" seçeneği tercih edebilirsiniz çünkü kendinizi uyuşuk ve motivasyonsuz hissettiğiniz o anda bu seçenek nispeten daha iyi hissettirir. Kararı verdikten sonra, ruh haliniz oldukça olumlu olmalı. Sadece kararı vermiş olmaktan değil, aynı zamanda doğru olanı yaptığınızı hissetmekten de iyi hissetmelisiniz.