Kanser sanıldığı gibi yalnızca çağımızın hastalığı değildir. Dinazor fosillerinde kanser izlerine rastlanmıştır Mısır’da bulunan MÖ 3000 yılına Edwin Smith papirüslerinde sekiz meme kanseri hastasının memelerinin ateşle dağlanarak sağaltılmaya çalışıldığından söz edilmektedir (şekil 1). Bilimsel tıp uygulamaları sayesinde insan ömrü uzamaktadır (şekil 2). Kanser hastalarının ölüm oranları düşmektedir (Şekil3). Nüfusun artması, insanların daha uzun yaşaması, kansere yakalanan insanların sayısını artırmaktadır. Daha önce tanı konamayan olgulara artık tanı konması bu sayıyı daha da artırmaktadır. Ardından kanser hastaları daha uzun yaşamaya başlayınca, çevremizdeki kanserle yaşayanların sayısını artırmaktadır. Bardağın dolu tarafından bakılınca, biraz önce söylediklerimin hepsi güzel haberlerdir. Ancak kanserle yaşayan kişilerinin sayısının artması kanser korkusunu Ancak korkusunu tetikliyor olabilir. Sağlık sektörü, düşüncesi gazete yazıları ve alternatif denen tıbbın çabaları bu korkuyu tetikliyor olabilir.
Bugün hiç kimse diyabetle yaşayan insanların sayısı şu kadar milyon, yüksek tansiyonla yaşayan insanların sayısı bu kadar milyon, “hipertansiyon hortladı” diye panik yapmıyor. Kanser hastalarının sıkça “denize düşen yılana sarılır” sözünü doğrular biçimde şarlatanların ağına düştüğünü gözlemliyorum