Son 50 yılda bilgisayar sistemlerinin dört bir yanımızı sarması sonucunda insanoğlunun hayatın her alanında bundan faydalanması kaçınılmaz oldu. Tabi ki hepimiz sağlık alanında da birçok yenilik, heyecan verici gelişme, erken tanı ve tedavide yol alınmasına şahitlik ettik.
Dijital sağlık uygulamaları hayatımıza adım adım girmeye devam ediyor. Yapay zekayı tıp alanında diğer tüm uygulamalardan farklı kılan değişken ise halen ‘insan/hekim’ dokunuşuna hiç tahmin edilemeyen anlarda ihtiyaç duyması.. Zira tüm analizlerin sonucunda bir insana ‘dokunmak’ söz konusu ve bunun yasal, etik ve tıbbi sorumluluğunu günümüz şartlarında hekimler dışında bir meslek grubunun alması söz konusu değil.
Bundan 6-7 yıl önce Almanya’da genç, dinamik ve kariyerinde hızla ilerleyen bir iş insanı, bilinen hiçbir tıbbi risk faktörü yokken kalp krizi geçiriyor. Ve araştırmaya başlıyor, ‘bu kriz önceden tahmin edilebilir miydi?’ Tesadüfler ve akıllıca planlar sonucunda yolu yıllarını yapay kalp sistemlerine (total artificial heart) adamış ve dünya çapında üne sahip bir kalp cerrahisi profesörü ile kesişiyor. Kalp cerrahı ona aslında kalbin 3 boyutlu (vektör) analizlerinde bu tür riskler için çok değerli bilgilerin saptanabildiğini, ancak gerek olayın bir hekimin rutin uygulaması için pratik olmaktan uzak ve gerek ciddi anlamda matematik bilgisi gerektirdiği için kullanılmadığından bahsediyor. İş insanı, ‘veri varsa analiz edecek teknoloji artık var’ diyor ve CardisioTM yapay zeka analizli vektör kardiyografi fikri 2016’da hayata geçiyor.
Kalbimizde on binlerce hücre (myosit) var ve her biri inanılmaz ahenk içinde kasılma-gevşeme döngüleri oluşturarak vücudumuza kanın pompalanmasını sağlıyor. Dakikada ortalama 80 atım ve 5 litre debiden bahsediyoruz ki bu ciddi anlamda verimli ve kusursuz bir makine.. Bu hücreler her kasılma-gevşemede birer elektrik halkası (loop) oluşturuyorlar, ki bu da elektrokardiyografi (EKG) kadar eski, neredeyse 100 yıllık bir bilgi aslında. Ancak enteresan olan, kalbin oksijenlenmesinde bozulma/dengesizlik olduğu zaman bu hücrelerin elektrik sinyallerinde de bozulmalar başlıyor. Bu bozulmalar erken, klinik belirti oluşmadan saptanabilirse, olası bir kalp sorunu daha oluşmadan önlem alabilmek mümkün olabiliyor.
İşte yakın zamanda ülkemizde de uygulamaya başladığımız CardisioTM yapay zeka destekli vektör kardiyografi analizi bu noktada devreye giriyor. Hastamız normal EKG çekimi gibi 4 dakika sedyede uzanarak normal bir EKG çekimi gibi kalpten kayıt alınıyor. Efor, radyasyon, X-ışını, ultrason dalgası, vs.. hiçbir ek maruziyet söz konusu olmaksızın.. Ve bu 4 dakikalık kayıt sonucunda bilgisayar hastadan elde edilen elektriksel döngülere ait oldukça komplike 295 parametreyi içeren 3 milyona yakın matematiksel işlem yapıyor. Bu rakamlar normal bir EKG’de rutinde bakılan parametre sayısının (8-10) çok çok üzerinde.. Daha sonra daha önceden yapay zekaya tanıtılan ve içerisinde 600’e yakın hasta (koroner arter darlığı olduğu bilinen ve anjiyografi ile saptanan) bireye ait veri havuzu ile hastanın verileri karşılaştırılıyor. Bunun sonucunda yapay zeka, hastaya kişiselleştirilmiş olarak oksijenlenme (perfusion), yapı (structure) ve ritm (rhythm) ana başlıkları hakkında bir yorum sunuyor. Tüm bu süreç kayıttan sonraki 90-120 saniye içerisinde gerçekleşiyor. Neredeyse hasta elektrotları çıkarılıp sedyeden kalkarken analiz raporu elimize ulaşıyor. Gerçekten heyecan verici..
Peki bu analiz bize ne tür faydalar sağlıyor. Öncelikle elimizde daha önce pratik kullanıma sokulamayan vektörel (3 boyutlu) analizlerle kalp sağlığı hakkında önemli belirteç olduğu bilinen parametreler sayısal olarak önümüze geliyor (meslektaşlarımız için küçük bir parantez, örneğin vektörel QRS-t açısı ile kardiyovasküler morbidite-mortalite arasında belirgin derecede ilişki saptayan bilimsel makaleler son yıllarda hızla artmakta... ) Eskiden daha sıktı, artık azaldı, poliklinikte özellikle yaşlı teyzelerimizin çantasından bir metrelik EKG şeritleri eksik olmazdı. Ne zaman çekildiği belli olmayan, kimin değerlendirdiği belli olmayan, üzerinde isim hariç hiçbir sayısal parametre olmayan, bir ucuna mutlaka kolonya-parfüm dökülerek okunmaz hale gelen şeritler :)
Bu 4 sayfalık, hastanın kalp atımlarına ait renkli grafikler içeren raporda hem elektrokardiyografi hem de 3 boyutlu vektör kardiyografi ile ilişkili en önemli 10-15 parametre bilgisayar tarafından hesaplanmış olarak hekimin önüne geliyor. Bu şemalarda sözkonusu parametrelerin referans aralıkları içerisinde olup olmadıkları da yazılı. Bunun da ötesinde, EKG ve kardiyoloji ile profesyonel olarak (bizler kadar) zaman geçirmeyen örneğin birinci basamak sağlık hizmeti veren bir hekim için yapay zekanın yorumları da raporda mevcut. Bilgisayar, hastaya ait sonuçları doktora yorumlayarak sunuyor, bir yerde fikrini de beyan ediyor :) Daha da ötesinde, hastanın şeker, tansiyon, sigara gibi kalp sağlığı açısından bilinen risk faktörleri varsa bunu da istatistiksel çarpan olarak yoruma ekliyor.
Tüm bunların sonucunda, yukarıda bahsettiğim parametrelerinde sorun saptanan hastaları ileri tetkik ve değerlendirmeye almak mümkün oluyor. Hipokrat’tan günümüze gelen prensip her zaman geçerli, ‘hastalık yoktur, hasta vardır’.. Günümüzde anjiyografi dahil hiçbir tetkikin yüzde yüz kesinliği yok, bu noktada fizik muayene, ek bulgular, risk faktörlerinin değerlendirilmesi tabi ki altın kural..
Sistem dünyanın farklı ülkelerinde hızla yayılarak kullanıma girdi. Çoğu ülke, başta Almanya, aile hekimi düzeyinde cihazları dağıtarak bu taramayı sağlık ocakları hatta evlere taşımış durumda.
Kalp sağlığını hızlı ve kolay şekilde yüksek teknoloji ile 4 dakikada incelemek mümkün..
Daha detaylı bilgi için bizlere ulaşabilirsiniz...
Herkese sağlıklı günler dilerim
Prof. Dr. Arda Özyüksel