Kilo vermek kadar emek isteyen başka bir şey varsa o da verilen kiloyu korumak olabilir. Eğer doğru yöntemlerle kilo vermediyseniz ve ya yaşam tarzınızın çok dışında bir beslenme düzeni ile kilo verdiyseniz kendi düzeninize geçtiğinizde verdiğiniz kiloları geri almanız kaçınılmaz olacaktır. İşte tam da bu yüzden kilo vermek sanıldığı gibi sadece harcanan kalorinin alınan kaloriden fazla olması durumu değildir. İşin temek prensibi bu olabilir ama bu durumu etkileyen bir çok faktör vardır. Gelin hep birlikte kalıcı kilo vermenize yardımcı olacak kurallardan bahsedelim.
1. Besleyici Değeri Yüksek Besinler Tercih Edin
Beslenme programları kendi içinde değişiklik gösterebilir. Ancak tüm programların ortak bir özelliği olmalıdır o da programda bulunan besinlerin besleyiciliğidir. Besin içeriği zengin olan grupları sıralayacak olursak;
-
Meyve ve Sebzeler
-
Kurubaklagiller
-
Tam tahıllar
-
Yağlı Tohumlar
-
Yumurta ve Süt ürünleri
-
Hayvansal Proteinler
Bu besinler, bağırsak sağlığını koruyucu özelliğe sahip olan ayrıca obezite ve diyabet riskini azaltmada yardımcı olan; lif, vitamin, mineral ve çeşitli fitokimyasallar içermektedir.
2. Detox Programlarından Uzak Durun
Bir diyet programına başladığınızda ilk önce ben bu programa ne kadar süre devam edebilirim sorusunu aklınıza getirmeniz gerekli. Uygulanabilirliği bir kaç gün olan hızla su ve kas kaybına neden olan detoks programları, sizi diyet kelimesinden nefret ettirmekten başka bir işe yaramayacaktır.
Kısa süre içerisinde size büyük vaadler sunan programlar bu vaadlerini asla yerine getirmeyecektir. Kilo vermek kendinizi aç bırakmak, uygulaması zor programlara mecbur olmak değildir. Bu nedenle yemeklerle yanlış ilişkiler kurmanıza neden olan bu programlardan uzak durun.
3. Sağlıklı Seçenekler Hep Elinizin Altında Olsun
İşlenmiş ve paketli gıdalara ulaşmak taze besinlere ulaşmaktan daha kolay bir hale geldi. Markete gittiğimizde taze sebze meyvelerin bile soyulmuş, paketlenmiş halleri satılır oldu. Bu besinler zamandan tasarruf açısından çok cazip olsa da malesef paketleme yöntemine göre besin içeriklerini kaybedebiliyorlar. Tatları açısından da çok cazip olan paketli gıdalar uzun vadede beyinin kimyasal yapısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Elimizin sürekli işlenmiş besinleri gitmesini önlemek için etrafımızı daha çok taze besinle (meyve, sebze, ev yapımı tatlılar, kuruyemişler gibi) doldurmamız gerekli.
4. Serbest Gün Zihniyetinden Uzaklaşın
Bugün serbest günüm istediğimi yiyeyim yarın telafi ederim zihniyeti malesef uzun vadede sizi yeme bozukluğuna kadar götürebilir. Serbest gün yerine çok sevdiğiniz besinleri küçük porsiyonlar halinde beslenme programınıza dahil edebilirsiniz. Unutmayın ki kendinizi ne kadar kısıtlarsanız size geri dönüşü o kadar fazla olacaktır.
5. Açlık ve Tokluk Hissinizi Değerlendirin
Yemek yerken doyduğunuzda yemeği sonlandırmak doğru bir hareket olacaktır. Çok aç olduğumuzda bazen besin porsiyonları gözümüze küçük görünebilir ve ihtiyacımızdan daha fazla yemeği tabağımıza alabilir veya sipariş verebiliriz. Bu gibi durumlarda doyduğumuzu hissettiğimiz anda yeme işlemini bitirmemiz gerekli. evdeysek yemeği bir kaba alıp istersek tekrar ısıtıp yiyebilir dışardaysak yemeği paket isteyip yine istediğimizde yemek üzere eve götürebiliriz. Vücudumuz bize ihtiyacımız olan sinyalleri gönderiyor bize düşen ise ona kulak vermek.
6. Yaşam Tarzınıza Uyacak Beslenme Düzenini Seçin
En iyi diyet programı diye bir şey yoktur size uyan program vardır. Bu da kendinizi ve yaşam tarzınızı bilmekle ilgilidir. Kimisi için çok yararlı olan bir besin başka biri için son derece zararlı olabilir. Bu noktada diyet trendlerini değil kendimizi takip etmemiz gerekli. Bir beslenme günlüğü tutarak size iyi gelen ve gelmeyen besinleri tespit edebilir ve buna göre beslenmenizi düzenleyebilirsiniz.
7. Mutlaka Bir Uzmandan Destek Alın
Kilo vermek kağıt üzerinde düşünüldüğünde kolay gibi görünse de (eğer bir diyet programı uyguladıysanız bana hak vereceksiniz) hiç o kadar da kolay bir şey değildir. Genel geçer diyet önerileri herkes de aynı etkiyi göstermeyebilir. Bu nedenle bu konuda uzmanlaşmış diyetisyenlerden yardım istemek sizi istediğiniz sonuca çok daha kısa sürede ve sağlıklı bir şekilde götürecektir.
8. Sabırlı Olun
Belki de en önemli maddeyi sona sakladım. Kendinize karşı şefkatli ve sabırlı olmayı ihmal etmeyin. Sağlıklı bir hayat kısa mesafe koşusu değil uzun bir maratondur. O nedenle kısa sürede kendinizi yorup vazgeçmenize neden olacak yollara sapmadan bu yolculuğun tadını çıkarın. Kendinize gerçekçi hedefler belirleyip o hedeflere ulaştığınızda kendinizi takdir edin. Bunu başarmak için neler yaptığınızı hatırlayın ve kendinizi tebrik edin.