1. Kadınlarda en sık görülen kanserler nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC)'nın
Küresel Kanser İnsidansı, Mortalite ve Prevalans Çevrimiçi Veritabanı
(GLOBOCAN) 2020 verilerine göre; dünya genelinde kadınlarda en sık görülen
kanserler sırasıyla Meme Kanseri, Kolorektal Kanser, Akciğer Kanseri, Rahim
Ağzı Kanseri ve Tiroid Kanseridir. Türkiye'de ise bu sıralama Meme Kanseri,
Tiroid Kanseri, Kolorektal Kanser, Akciğer Kanseri ve Rahim (Korpus Uteri)
Kanseri olarak görülmektedir.
2. Kadınlar kaç yaşından itibaren rutin kontroller yaptırmalı?
Her kadının yılda 1 kez jinekolojik kontrolden geçmesi pek çok jinekolojik
hastalığın erken tanısı, üreme organlarının fonksiyonlarının değerlendirlmesi ve
bilgilendirme, enfeksiyonların tanısı ve önlenmesi, aile planlaması
bilgilendirilmesi ve kanser erken tanısı için gereklidir. Bu muayeneler sırasında
doktorunuzla üreme sisteminiz ve cinsel işlevler hakkında bilgiler alabilirsiniz.
Sağlık Bakanlığı, Meme Kanseri için rutin taramanın 40 yaşından itibaren her iki
yılda bir mamografi ile yapılmasını önermektedir. Ayrıca 20 yaşından itibaren
kadınların ayda bir defa kendi kendine meme muayenesi yapmaları ve senede
bir kez hekime muayene olmaları önerilmektedir.
Serviks Kanseri için 21 yaşından itibaren 65 yaşına kadar 3 yılda bir kez yapılan
pap smear testi ve/veya HPV testi ile hücresel değişimler tespit edilerek kanser
öncesi lezyonlar yakalanarak tedavi edilebiliyor.
Kolorektal Kanser içinse, 50 yaşndan itibaren iki yılda bir Gaytada Gizli Kan testi
ve on yılda bir kolonoskopi ile tarama yapılması önerilmektedir.
Eğer yakın akraba çevresinde kanser öyküsü görüldüyse taramalar daha erken
ve sık olabilir. Bu sebeple hekime danışılmalıdır.
3. Türkiye’de en yaygın görülen kadın kanseri türü nedir?
Kadın genital organlarında kanser görülme yerleri uterus (rahim), yumurtalıklar,
vagina ve vulvadır. Uterus (Rahim) armut şeklinde ve büyüklüğünde (8-9 cm)
kas dokusundan zengin bir organdır. Uterustan kaynaklanan kanserler Serviks
(Rahim ağzı) ile rahim içi dokusu yani Endometriumdan kaynaklanır. Türkiye
de kadın genital bölge organlarının kanser sıklığı Endometrium, over, serviks
ve vulva-vajen kanserleri olarak sıralanmaktadır. 2020 Globacan verilerine göre
Endometrium kanseri tüm kanserler içerisinde 5918 vaka sayısı ile %2,5 sıklıkla
13. Sırada yer alır. İkinci sırada yer alan Over kanseri 4059 vaka sayısı ile % 1,7
sıklıkla 17. Sırada yer alır. Üçüncü sıradaki Serviks kanserinin vaka sayısı 2532
olup % 1,1 sıklıkla 19. Sıradadır. Son olarak toplam 397 vaka sayıları ile vulva ve
vajen kanserleri yer alır.
4. Kadın kanserleri nasıl teşhis edilir?
Tüm dünyada kanserlerin erken tanısı ve tedavisi için tarama testleri
önerilmiştir. Burada amaç erken dönemde tani koymak ve tedavi etmektir.
Rutin olarak Meme kanseri, Kolon kanseri, Akciğer kanseri ve Rahim ağzı
(Serviks) kanseri için tarama testleri önerilmiştir.
Dünyada her yıl yaklaşık 570 bin kadın Human Pappiloma Virüsü’nun
sorumlu tutulduğu serviksı kanserine yakalanıyor ve bu kadınların yarısı
hayatını kaybediyor. Oysa yaptırılması önerilen pap smear testi ve HPV testi
ile rahim ağzı kanserlerinin yüzde 90’ı erken dönemlerinde, hatta henüz
hücre değişimlerinin olduğu süreçte yakalanabiliyor, böylece tedavi olanağı
doğuyor. Genital bölgeye bulaşan Human Paplilloma Virüsü (HPV) kansere
yol açmadaki rollerine göre yüksek risk ve düşük riskli olarak adlandırılıyor.
Düşük riskli olanlar genital bölgede siğil yapabilir. Tip 16 ve 18 en sık
saptanan yüksek riskli HPV’leri oluşturuyor. Yüksek riskli HPV ile oluşan
hücresel değişikliklerin bazıları 8-10 yıl içerisinde kansere dönüşebiliyor. Bu
nedenle 21 yaşından itibaren 65 yaşına kadar 3 yılda bir kez yapılan pap
smear testi ve/veya HPV testi ile hücresel değişimler tespit edilebiliyor.
Yumurtalık kanseri, jinekolojik kanserler içinde en fazla ölüme neden olan
kanser türü olması nedeni ile ayrı bir öneme sahiptir. Bunun nedeni erken
dönemde herhangi bir belirti vermemesi ve erken tanı için günümüzde etkili bir
tanı yönteminin olmamasıdır. Üreme organ kanserlerine bağlı ölümlerin yarısı
yumurtalık tümörleri ile ilgilidir. Yumurtalık kanserlerinin en önemli özelliği
bunların %70-75’inin tanı koyulduğu zaman ileri dönemlerde olmasıdır.
Günümüzde over kanseri için etkin bir tarama yöntemi saptanmamıştır.
Yumurtalık kanseri her yaşta görülebilmesine rağmen en fazla 40 lı, 50 li
yaşlarda görülür. Birinci derece akrabalarında over kanseri olanlarda hastalığın
daha sık görülmesi genetik bir faktörün etkisini düşündürmektedir. Bu
ailelerdeki kişilerde BRCA 1-2, BRIP1, RAD51C,RAD51D, Lynch sendromu
genlerinde bozukluk vardır ve bu bozukluk nesilden nesile geçmektedir. Böyle
bir ailenin üyesi olan ve bu gen bozukluğunu taşıyan kadınların yaşam boyu
meme kanseri olma riski % 70-80, yumurtalık kanseri olma riski % 40-50 dir.
Yumurtalık (Over) kanseri tanısı konan kadınlarda son yıllarda tedavideki
gelişmeler sayesinde prognoz daha iyiye gitmektedir. Ancak yine geç evrede
tanı konulması nedeniyle prognozu kötü seyretmektedir. Son yıllarda yapılan
çalışmalarda yumurtalık kanserine yol açan hücrelerin tüplerden geldiği öne
sürülmüştür. Doğum kontrol amacı ile tüpleri bağlanan kadınlarda over kanseri
görülma oranı % 24 azalmıştır. Yine doğum kontrol amacı ile Tüpleri alınan (
Salpenjektomi) yapılnalarda bu oran % 65 azaldığı saptanmıştır. Tüm bu
çalışmalar ve araştırmalar sonucunda çocuk doğurma isteği olmayan kadınlarda
karından bir nedenle ameliyat olması gerekir ise koruyucu iki taraflı tüplerinde
(Bilateral Salpenjektomi) alınması önerilmektedir.
Vaginal olarak meydana gelen adet dışı kanamalar veya aşırı adet kanamaları
mutlaka araştırılmalıdır. Bu tür kanamaların önemli bir kısmı rahim içini
kaplayan endometriumdan kaynaklanır. Endometriyumdan kaynaklanan
kanamaların patolojik bir nedene (myom, polip, kanser gibi) bağlı kanama olup
olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Menapoz sonrası endometrium dokusu
inceldiği için adet kanamaları kesilir. Hormon tedavisi almıyorsanız ve vaginal
kanama olursa mutlaka doktora gitmelisiniz. Patolojik nedenli kanamalar
cerrahi olarak tedavi edilir. Patolojik olmayan kanamalar yumurtalık
hormonlarının düzensizliğine bağlı disfonksiyonel kanamalardır. Bunlarda ön
planda ilaç tedavisi , sonuç alınamayan olgularda cerrahi girişim gerekir.
5. Kadın kanserleri tekrar eder mi?
Günümüzde tarama yöntemleri sayesinde erken tanı mümkün olmuş, böylece
erken müdahale ile uygulanan tedaviler daha iyi sonuçlar vermeye başlamıştır.
Fakat unutulmamalıdır ki; konulan tanı, hastanın kişisel öyküsü ve genetik
yatkınlıkları göz önüne alındığında bazı hastalarda kanserin tekrar görülmesi
mümkündür. Bu sebeple tedavi sonrası tam iyileşme görülse bile hekimin
önerdiği takip çizelgesine uymak önemlidir.