Günlük yaşantımızda bize sıkıntı veren, huzursuzluk veya çaresizlik hissine neden olan aslında deneyimlenen yaşantıların kendileri değil, onları algılayış biçimimizdir. Dolayısıyla yaşamı olduğu gibi kabul edebilmenin, duygularımız üzerinde dönüştürücü gücü vardır. Ancak yine de yaşamımızda "Ne olduğu ama aslında nasıl olması gerektiği" ile ilgili yerleşik yargılarımız, kabullenişe ilerlememizdeki esneklik için engel oluşturur. İşte bu psikolojik esnekliğin sağlanması çerçevesi kabul ve kararlılık terapisinin ana konularından biridir.