İşte Bu Doktor İndir
İnsanlar, özellikle beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında eğer bir de bu, olumsuzsa çoğu zaman ne söyleyeceklerini ya da ne tepki vereceklerini bilmiyor. Bunun üzerine bir de stres yükü binince kişi kendini kötü hissetmeye başlıyor. Stres, bilhassa iş yaşamında ciddi bir alan kaplıyor. Ancak uzmanlar; ani gelişen olaylara karşı esnek davranabilen kişilerin bu benlenmedik durumlara daha kolay entegre olabildiklerini söylüyor. Buradaki esnekliğe karşılık gelen en doğru ifade ise psikolojik dayanıklılık… Peki, nedir bu psikolojik dayanıklılık? Konuyu, Uzman Psikolog Firdevs Şirin aracılığıyla aktarıyoruz. İş hayatımızın ruhsal sağlığımızla olan ilişkisinin en az özel yaşantımız kadar güçlü olduğunu belirten Uzman Psikolog Firdevs Şirin, psikolojik sağlamlıkla iş yaşamındaki doyum arasındaki ilişkinin yadsınamaz bir gerçek olduğunun da altını çiziyor.  Dayanıklılık Beklenmeyen Durumlara Uyumlanma Becerisidir Psikolojik dayanıklılığın sertlik ya da duyarsızlık olarak kabul edilmesinin yanlış olduğuna dikkat çeken Firdevs Şirin, psikolojik dayanıklılığı şöyle tanımlıyor: “Dayanıklılık, sanılanın aksine bir durum karşısında kayıtsız kalmak veya o durumdan etkilenmemek değildir. Dayanıklılık; yaşanan beklenmedik değişim ve olumsuz gelişmelere karşı esneyebilme, uyumlanabilme becerisidir. Uyum sağlayabilme kapasitemiz azaldıkça kırılganlığımız ve kaygımız artacaktır.”  Psikolojik Olarak Güçlü Bireyler, Stresi Daha Doğru Yönetirler İş yaşamındaki stresörlerin kişiyi en az özel hayatındaki zorluklar kadar yıprattığını söyleyen Şirin, “Psikolojik sağlamlığa sahip kişiler, yaşadıkları olumsuz olaylarda daha çabuk toparlanıp eski hayatlarına kısa sürede dönebiliyorlar. Dolayısıyla özel hayatlarındaki zorluklarla daha kolay baş edebildiklerini söylemek mümkün. Söz konusu sağlamlık kişiler iş yaşamlarında da avantaj sağlıyor ve bulunduğu konumda başarı sağlamasına etki ediyor. Psikolojik olarak güçlü birey, duygu düzenleme becerisine sahip olduğundan iş hayatında yaşadığı stresi de daha doğru yönetir ve çatışma durumunda işlevsel çözümler üretebilir. Bu kişiler yaşanan olumsuzluğu yıkıcı bir tutumla ele almadıkları için iş yerine karşı bağlılıkları zayıflamaz ve tatminsizlik yaşama ihtimalleri azalır. Biliyoruz ki yüksek stres verim ve motivasyonu düşüren bir etkendir. Stres yönetimini sağlayan kişi, iş stresinin iş tatmini üzerindeki olumsuz etkisine karşı da dayanıklıdır.” açıklamalarında bulundu. Öz Yeterlilikle İş Yaşamındaki Güç Doğru Orantılıdır Psikolojik sağlamlığının dinamikleriyle ilgili de değerlendirmeler yapan Psikolog Şirin, şu ifadeleri kullandı: “Psikolojik sağlamlığın dinamiklerini konuşurken iki tür öz yeterlilikten bahsetmek gerekir. Bunları göreve yönelik öz yeterlilik ve genel öz yeterlilik olarak ayırmamız mümkün. Göreve yönelik öz yeterlilikle ilgili örnek vermek gerekirse mesela ben psikoloğum ve psikoloji öz yeterliliğim var. Yani burada belirli bir alana ya da konuya yönelik öz yeterlilik söz konusu. Genel öz yeterlilik kavramı ise kişinin kendisine ilişkin inançlarını ifade eder. Bu bağlamda genel öz yeterlilik, kişinin bir tehditle karşılaştığında bununla mücadele etme ve beklenmedik durumları yönetme becerisine dair kendi kaynaklarına olan inancıdır. Bu iki öz yeterlilik ne kadar güçlüyse kişinin iş yaşamındaki gücü de doğru oranda artacaktır.” Hissettiğimiz Sürece Varız İnsan hissettiği sürece var olduğundan olumsuz olayların getirdiği negatif duygulardan kaçamaz, kaçmamalı. Her duygu bir ihtiyacın karşılanma veya karşılanamama durumunda ortaya çıkar. Dolayısıyla iş yaşamında yaşanan olumsuz durumların size hissettirdiği duyguları fark etmek, ihtiyaçlarınızı görmenin ve bunu karşılamak için yapıcı çözümler üretmenin ilk adımı olacaktır.