İNTERNET BAĞIMLILIĞI
İnternet bağımlılığını daha kapsamlı olarak “İnternet bağımlılığı geniş bir bağlamdır, bağımlılık bir çok davranışsal ve dürtüsel kontrol problemini kapsamaktadır. Örneğin, internet bağımlılığı, internet dürtü davranışı, bilgi edinme bağımlılığı, bilgisayar bağımlığı vb.” şeklinde tanımlamışlardır (Armstrong, 2001). Ancak, internet bağımlılığı kavramı yerine patolojik internet kullanımı ifadesini tercih etmişlerdir (patolojij internet kullanımı); bağımlılık teriminin bir organizmanın kimyasal ya da narkotik bir madde kullanımına bağlı psikolojik ve fiziksel bağlılık olduğunu iddia etmişlerdir (Davis, 2001). İnternet bağımlılığının şu şekilde tanımlamışlardır: “Bir kişinin zihinsel ve davranışsal bir bozukluğun neden olduğu interneti aşırı kullanması, burada interneti yeniden kullanmayı güçlü bir şekilde durdurmak veya internetten geri çekilmeyi azaltmak arzusunu içermesidir. Benzer şekilde, zihinsel ve fiziksel semptomlarla ilişkili olabilir” (Tao R, ve ark., 2008). İnternet bağımlılığını “internetin tekrar tekrar kullanımından kaynaklanan karşı konulmaz bir yeniden kullanım arzusu yaratırken aynı zamanda internette harcanan zamanı artıran gerilimler ve toleranslar yaratan kronik veya döngüsel bir takıntı durumu” olarak tanımlamaktadır (Yang, 2008). İnternet bağımlılığı psikolojik ve fiziksel bağımlılığı içerir. Bu mantıksız aşırı kullanım davranışının bir sonucu olarak, internet bağımlılığı nihayetinde bedensel belirtilerle birlikte bireysel, sosyal ve psikolojik hasara yol açabilmektedir”. Bu iki tanım hem internet bağımlılığının kapsamlı tanımlarıdır hem de yaygın olarak kullanılmaktadır. İnternet bağımlılığı altı türe ayrılabilir: (1) çevrimiçi oyun bağımlılı ğı, (2) siber-ilişkisel bağımlılık, (3) siber-cinsel bağımlılık, (4) aşırı bilgi yüklemesi, (5) siber dürtü eylemi ve (6) bilgisayar teknolojisi bağımlılığı.
Young (Young KS, 1996). DSM-IV'te patolojik kumar oynama için 10 kritere göre internet bağımlılığı özelinde sekiz soru belirledi:
① İnternetle meşgul hissediyor musunuz (önceki çevrimiçi etkinliği düşünün veya bir sonraki çevrimiçi oturumu öngörün)?
② Memnuniyetinizi sağlamak için interneti giderek artan miktarlarda kullanma ihtiyacı hissediyor musunuz?
③ İnternet kullanımını kontrol etmek, azaltmak veya durdurmak için tekrar tekrar başarısız girişimlerde bulundunuz mu?
④ İnternet kullanımını azaltmaya veya durdurmaya çalışırken kendinizi huzursuz, depresif veya sinirli hissediyor musunuz?
⑤ Başlangıçta amaçlanandan daha uzun süre çevrimiçi kalıyor musunuz?
⑥ İnternet yüzünden önemli bir ilişki, iş, eğitim veya kariyer fırsatını kaybetmeyi tehlikeye veya riske attınız mı?
⑦ İnternete bağlılığınızın boyutunu gizlemek için aile üyelerine, terapistlere veya başkalarına yalan söylediniz mi?
⑧ İnterneti problemlerden kaçmanın bir yolu olarak mı yoksa disforik bir ruh halinden kurtulmak için mi kullanıyorsunuz (örn. çaresizlik, suçluluk, kaygı, depresyon duyguları)?
Hastalar, soruların beşine (ya da daha fazlasına) “evet” yanıtı verdiklerinde ve davranışları bir Manik Epizod ile daha iyi açıklanamadığında “bağımlı” olarak kabul edildi. "Beş" kesme puanı, Patolojik Kumar için kullanılan ölçüt sayısıyla tutarlıydı ve normal ile patolojik bağımlılık yapan internet kullanımını ayırt etmek için yeterli sayıda ölçüt olarak görülüyordu. “İnternet bağımlılığı klinik tanı kriterlerinin” çerçevesini oluşturan Profesör Tao Ran, kapsamlı bir değerlendirme oluşturmak için internet bağımlılığının derecesini belirleme kriterlerinin aşağıdakilerle birleştirilmesi gerektiğine inanmaktadır:
(1) standart hastalık seyri (örn. , ortalama günlük sürekli internet kullanım süresinin 6 saatten fazla olması ve semptomatik standardı karşılaması 3 aya ulaşmış veya aşmış);
(2) Uzun süreli İnternet erişimi nedeniyle sosyal işlev (yani öğrenme, çalışma ve iletişim becerileri) zarar görmüş;
(3) semptomatik kriterler göstermiş olmak.
Spesifik semptom kriterleri şunları içerir: İnternetin uzun süreli, tekrarlayan kullanımı, interneti öğrenme ve çalışmamak için kullanma amacı veya kendi öğrenmelerine ve çalışmalarına yardımcı olmama, aşağıdaki semptomlara göre:
(1) güçlü bir istek duyma veya internet kullanımına yönelik dürtü;
(2) tüm vücut rahatsızlığı, sinirlilik, konsantre olamama. Zou ve diğerleri 33. İnternet kullanımını azaltırken veya durdururken ortaya çıkan, düzensiz uyku ve diğer geri çekilme reaksiyonları; geri çekme tepkisi, diğer benzer elektronik ortamların (televizyon, el oyunu, vb.) kullanımı yoluyla da
(3) aşağıdaki beşten en az birinin karşılanması ile kolaylaştırılmalıdır:
① memnuniyeti sağlamak için internet zamanının ve girdi düzeyinin artan kullanımı;
② defalarca durdurma çabalarına rağmen internet kullanımının başlangıcını, sonunu ve süresini kontrol etme zorluğu;
③ bariz zararlı sonuçları ne olursa olsun internetin inatçı kullanımı;
④ internet kullanımı nedeniyle diğer ilgi alanlarını, eğlenceyi veya sosyal faaliyetleri azaltmak veya terk etmek;
⑤ problemlerden kaçmak veya olumsuz duyguları hafifletmek için internetin kullanılması (Tao R, Wang JN, Huang XQ, Liu CY, Yao SM, Xiao LJ 2008).
Duygusal istismar ve oyun bağımlılığıyla ilişkili bulunmuştur. Duygusal istismar, çocuğun değer veya esenlik duygusuna yönelik sözlü saldırılar veya bir yetişkin veya daha yaşlı bir kişi tarafından çocuğa yönelik herhangi bir küçük düşürücü veya alçaltıcı davranış olarak tanımlanmıştır (Bernstein ve ark., 2003) ve bakım verenlerin çocuğun temel ihtiyaçlarını (örneğin sevgi, ait olma, bakım, destek) karşılayamamalarıyla ilişkilendirilmiştir. Geçmişte yapılan araştırmalar, duygusal istismarın çeşitli sosyal, duygusal ve davranış problemleriyle ilişkili olduğunu göstermiştir (Maguire ve ark.., 2015). Bu problemlerin başlangıcı ve olumsuz ruh halini düzenlemek için oyun oynamak bu aşamada bir tanı kriteridir (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013). Çok sayıda çalışma, gerçeklerden kaçmakla ilgili güdülerin çevrimiçi oyunların bağımlılık yapıcı kullanımını yordadığını vurgulamıştır (örn. problemli ve bağımlılık yapan internet kullanımı (Dalbudak, 2014). Bu problemlerin başlangıcı ve olumsuz ruh halini düzenlemek için oyun oynanması bir tanı kriteridir. (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013). Ayrıca, çok sayıda çalışma, gerçeklerden kaçmakla ilgili güdülerin çevrimiçi oyunların bağımlılık yapıcı kullanımını arttırdığını vurgulamıştır. (örn. problemli ve bağımlılık yapan internet kullanımı (Dalbudak, 2014).
Patolojik İnternet Kullanımı için Bilişsel-Davranışçı Model (Caplan, 2010) psikolojik sorunları olan bireylerin çevrimiçi etkileşimi tercih etme eğiliminde olduklarını ve bunun da duygu durum düzenlemesi için internet kullanımına yol açabileceğini öne sürmektedir. Bu yol, internetin patolojik kullanımının gelişmesine neden olan yetersiz öz düzenleme ile sonuçlanabilir. Yakın zamanda (Brand ve ark., 2019), tarafından gözden geçirilen Kişi-Etki-Biliş Etkileşimi (I-PACE) modelinde erken yaştaki olumsuz çocukluk deneyimlerinin, bağımlılık yapan internet kullanımı gibi bağımlılık yapan davranışların hazırlayıcı değişkenleri arasında olduğunu iddia etmektedir. I-PACE modeli, belirli bir uyarana duygusal ve bilişsel tepkiler ve azaltılmış engelleyici kontrol gibi yürütücü işlevler arasındaki etkileşimin bağımlılık yapan davranışların gelişimine katkıda bulunduğunu savunan bir yapı sağlar. Bu teorik modellerle tutarlı olarak, internetin bağımlılık yapıcı kullanımı, olumsuz erken deneyimlerin psikolojik acısıyla başa çıkmayı sağlayan psikolojik bir mekanizma olarak görülebilir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, depresyon ve/veya anksiyetenin (Grajewski ve Dragan, 2020; Shi ve ark., 2020), aleksitimi (Schimmenti ve ark., 2017), düşük benlik saygısı (Zhang ve ark., 2012) ve duygu düzenleme bozukluğu olduğunu (Grajewski ve Dragan, 2020; Shi ve ark., 2020) buldu.
Çevrimiçi etkinliklerin yapısı, zamanın nasıl geçtiğini anlamamak, başka biri gibi hissetmek ve bayılma gibi çözülme duyguları uyandırabilen deneyimleri içerir. Bu nedenle, ağdaki bu güçlendirilmiş dissosiyatif deneyimler, bağımlılık yapan çevrimiçi davranışlara yol açabilir (Griffiths, 2003). Boysan ve arkadaşları (2019), kimlik karmaşası, gerçeklerden kaçma, gerçekliği gözlemleme ve gerçeklik duygusunu kaybetme gibi çevrimiçi etkinlikler sırasında yaşanan çözülme deneyimlerini yansıtan “çevrimiçi disosiyasyon” terimini önermiştir.
Bir Başlangıç Noktası Belirlemek: Tedavi için bir başlangıç noktası belirlemek için üç teknik kullanılıyor, ancak internet bağımlılığını tedavi ederken tüm teknikler eşit derecede etkili görünmüyor. İlk olarak, tedavi eden terapistler, en çok hala değişim düşünen insanlar için faydalı olduğundan, dezavantaj/avantaj dengesi egzersizinin uygulanabilirliği konusunda bölünmüşlerdir. Bu durumda, çoğu hasta zaten değişmek için motive olmuştur. Öte yandan, konuşmada daha kolay göz ardı edilen davranışların (uzun vadeli) dezavantajlarını yazmak hastalar için faydalı görünmektedir. Bu nedenle, çözüm için yararlı bir başlangıç noktası sağlayabilir.