İlişkilerde Kıskançlık
Toplumumuzda epey yer edinmiş ve ilişkilerin mihenk taşlarından birine dönmüş bir sorun söz konusu: Kıskançlık.
Öyle ki: “Seven kıskanır” gibi sloganik ifadelerle ilişkilerde kıskançlık yapmanın normalize edildiği bir durum söz konusu.
Halbuki kıskançlık yönetilmediği takdirde ilişkileri oldukça yıpratır ve karşılıklı saygı zedelenir.
Bazen bu durumu tetikleyen bazı partnerlerin davranışları olur.
Ancak kıskançlık çoğunlukla partnerlerin davranışlarından ziyade kişinin kendi hassasiyetleriyle ilgilidir.
“Ben aşırı kıskancım” gibi ifadelerle kendini tanımlayan çoğu kişinin geçmiş romantik deneyimlerinde bir sadakatsizlik örneği görebiliriz.
Bunun haricinde sosyal ilişkilerdeki olumsuz deneyimlerle “insanlar güvenilmezdir” inancı da yerleşmiş olabilir.
Bazen hiç bu gibi tecrübeler olmaz ancak ebeveynlerinin ilişkilerinde aldatmalara şahit olmuş olabilir.
Araştırmalara göre ilişkilerdeki kıskançlık düşük benlik algısından kaynaklanıyor olabilir.
Ayrıca kişinin kendi beden algısındaki güvensizlikler de kıskançlığa yol açabilir.
Öz-değer de bir diğer kaynaktır ki aslında bunların tamamıyla ilişkili bir konsept.
Kendi değerini henüz keşfedememiş bireyler, partnerinin ona değer vermediğine, onu sevmediğine yönelik veriler toplamaya çalışarak “değersizim” inancını doğrulamaya çalışır.
Kıskançlığı yönetemeyen bireylerin partnerleri üzerinde oldukça yoğun baskılar kurduğunu görürüz.
Kendince kıskançlığı tetikleyen bir olay yaşandığında kişiler:
Partnerin bir müşterisiyle veya iş arkadaşıyla flörtleştiğini veya sınıfa yeni gelen kişiyle birden bire öpüştüğünü gözünde canlandırır.
Bu gibi imgelemeler anında karmaşık duygulanımlar tetikler.
Çünkü bu imgeleri gözünde canlandıran kişi gerçekliğin tam olarak da şu an bu durum olduğunu varsayar.
Tetiklenen karmaşık duygularla baş etmenin yolu ne olsa gerek?
Elbette her zamanki gibi uyumsuz başa çıkma yolu yani kaçınma/güvenlik ve önlem davranışlarıdır.
Hemen el telefona gider ve görüntülü konuşma yapılır.
Sosyal medya hesapları kurcalanır ve veri aranır.
Partnere suçlama, hakaret ve saldırganlıklar başlar.
Sonuç olarak kişi karmaşık duygularını bastırmış olur.
Fakat hem karşı tarafın hakları ve sınırları ihlal edilmiştir hem de öz-saygıdan bir not daha eksilmiştir.
İlişkilerinizin daha sağlıklı deneyimlere dönüşmesi için bu kıskançlığın yönetilmesi şarttır.
Dolayısıyla ilk olarak “seven kıskanır” inançlarınızı: “seven saygı ve güven duyar/sağlar” gibi daha kontrol edilebilir inançlarla değiştirmeye çalışın.
Daha sonrasında ise benlik algılarınızı masaya yatırın.
Kendinize değer vermenin yollarını gerek kişisel çabalarınızla gerekse terapi eşliğinde öğrenin.
Ve tabii ki yukarıdakine benzer tüm güvenlik davranışlarınızı fark edip yavaştan kesmeye çalışın.
Böylece o an oluşan duyguların üstüne giderek imgelediğiniz irrasyonel beklentilerinize karşı gelin.
Duygular, gerçeklik değildir. Gerçekliğe verilen tepkiler, yanıtlardır. Gerçekliğinizi test ediniz.