İnsanın hayatı hep birbirlerine bağlı bir şekildedir. Bundan dolayı olarak da her zaman başkası için yaşadığımız söylenebilir. Kısacası, ‘’Verici insan olma’’ özelliklerini kişi daima taşıyordur.
İnsanlar çocukluk yıllarından itibaren kendi potansiyellerinin bilincinde olmadan büyültmüşlerdir. Burda söz konusu ebeveynleri suçlamaktan öte, onlarında kendi bilinçlerinin aktarımını kendi ebeveynlerinden aldıklarını unutmamalıyız. Yapılan bu davranışta ebeveynler kasıtlı bir biçimde sergilemiyorlar. Çocukluk yıllarından itibaren insanlar, kendi istedikleri şekilde davranışlarda bulunmanın yanlış ve ayıp olduklarını düşündüler.
Çocukluklarından itibaren ailede uslu çocuk olabilmeyi, okul yıllarında gözde bir öğrenci profili çizmeyi, kariyerlerin de en beğenilen gözde biri olabilmeyi ve evlilik ilişkisinde ise daima verici taraf olmak için bir uğraş içerisinde olabilirler.
Sürekli başkalarının hayatlarına bağlı bir şekilde yaşamak, kişinin kendi değerini başkalarının gözlerinde ve sözlerinde aramasına sebep olabilir. Kendisinden ziyade daima öncelik verdiği başkaları için yaşamak, kişide psikolojik bir baskı oluşturabilmektedir.
Kadınlar açısından bu duruma örnek olarak verebilceğimiz, yıllarını okumaya ve bir meslek sahibi olmaya odaklayan kadınların evlendiklerinden itibaren üretkenliklerini hayatlarında ikinci bir plana attıkları görülmektedir. İyi bir partner olmak uğruna, yıllarını , emek verdikleri her şey den vazgeçebilmektedirler.
Hayatlarının merkezine ailelerini ve sevdiği insanları koyan kişi, kendisinden başka diğerleri için yaşamayı hayatının en önemli görevlerinden biri şeklinde görüyordur. Çocukluktan gelişen bu davranış biçimi, kişinin ileriki yıllarında çok da iyi bir davranış yapılanması olmadığının farkına varması çok önemlidir.
İleriki yıllarda bu durum kişide öfke ve mutsuzluk hissetmesine neden olabilir. Gerekli vermekten ziyade, fazla bir biçimde vermek kişiyi bir noktadan sonra vermekten de mutlu olamayacak bir hale getirir.
Bu şekilde kurulan ilişkilerde zaman içerisinde hayal kırıklıkları, insanlara ve hayata dair güven duygularında azalmalar yaşanır. İlişkilerinde tükenmişlik hissedebilir. Yorgunluk ve bıkkınlık hisside ortaya çıkabilir. Ölçüsüz verici olan kişilerde zaman içerisinde ‘’depresyon’’ gibi psikolojik rahatsızlıklar meydana gelebilir.
Kişinin kendisine herhangi bir şeyin ona iyi ya da kötü olduğunun farkına varabilmesi bu noktada önemlidir. Bu farkındalık, değişimleride beraberinde getirmektedir. Sürekli etraf tarafından onaylanılma arzusunda olunan kişi, çevresinin onun hakkında ne der diye düşünerek bir yaşam biçiminde olması, yukarıda belirttiğim rahatsızlıkların oluşmasına sebep olabilmektedir.
Bu düşüncelerle ve davranışlarla yaşamak yerine, önceliğini kendisine yöneltmesi sağlıklı bir yapılanmadır. Üzerinde hissettiği psikolojik baskıdan kurtulması ve hayatından daha fazla zevk alması için daima verici olmayan ve hayatında ilk önce ‘’kendisini’’ düşünmesi önemlidir.
Hep verici bir insan olduğunuzu düşünüyorsanız veya başkaları için yaşadığınıza inanıyorsanız ve bu durumu değiştirme çabasını kendiniz sağlayamadığınıza inanıyorsanız, profesyonel bir destekle hayatınıza dair farkındalık kazanarak davranışlarınızda değişimler yaratabilirsiniz.