Röportaj: Latife TANYERİ
Yanlış üslup doğru sözün celladıdır diyor Sadi Şirazi… Siz ifadenin ve ifade gücünün önemiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Aslında kullandığımız iletişim becerilerini kendimiz seçiyoruz. Bu seçimler bizim kişilik özelliklerimizden, yaşadığımız çevreden, aile ve kültürel değerlerimizden oluşuyor. Kendimizi en iyi ifade edebilme becerimiz ise sözel ifade gücümüz ile ortaya çıkıyor. Kelimeleri ne kadar doğru kullanır ve güzel bir üslupla ifade edersek, o zaman duygularımızı daha iyi aktarabiliyoruz. İfadelerimiz bizim duygularımızı en iyi aktardığımız aracıdır. Ancak bunu doğru kullanmadığımız zaman anlattığımız şeyler ne kadar önemli olursa olsun anlatım tarzı doğru mesajı karşıdaki kişiye iletmeyecektir. Doğru bir sözü karşımızdaki kişiye yanlış bir üslupla anlatmak ise doğru sözün celladı olacaktır. Yani ifadelerin gücü oldukça önemlidir. Bazen ilişkilerimizde kendimizi yeterince ifade edemediğimizi düşünürüz aslında burada kendimizi nasıl ifade ettiğimiz, hangi dili kullandığımız önemlidir. Doğru bir üslup kullanarak kendimizi ifade ettiğimizde ilişkilerimizdeki anlaşılamama duygusu da azalmaya başlayacaktır.
Sen dili nedir, özellikleri nelerdir? Kişi sen dili kullandığının farkına nasıl varabilir, nelere dikkat etmelidir, örneklendirerek anlatır mısınız?
Sen dili, karşı tarafı suçlayan ve saldırıya geçmesine neden olan cümlelerden oluşur. Bu cümlelerde özne “sen” olarak kullanılır ve ikinci tekil şahıs olarak ifade edilir. Karşıdaki kişi üzerinde üstünlük kurma ve incitme çabası vardır. Kişi sen dilini kullanırken davranışına veya duygusuna değil, kişiye yönelik bir tutum sergiler. Burada da karşı taraf savunmaya geçer ve sağlıksız bir iletişim başlar. Sen dilinin farkına varmak aslında bilinçli olmakla ve kullandığımız üslupla ilişkilidir. İlişkide eğer sürekli olarak “Sen beni kırıyorsun, Sen hatalısın, Ağlamayı kes artık, Sürekli geç kalıyorsun gibi…” Sen merkezli cümleleri kullanıyorsak bunu kullanmamalıyız. Eğer kendimiz bu cümleleri kullandığımızın farkında değilsek karşımızdaki kişiden yardım alabiliriz. Ancak karşımızdaki kişi de sen dili ile konuşuyor ve iletişimde çatışmalar oldukça fazla oluyorsa ve bunu fark ediyorsak ilk önce kendi iletişim dilimizin ne olduğuna daha sonra da karşımızdaki kişinin bize hangi iletişim dili ile cevap verdiğine bakmalıyız ve ben dilini kullanmayı öğrenmeliyiz.
Ben dili nedir, örneklendirerek açıklar mısınız?
Ben dili, kendimizi en iyi ifade etme yolumuzdur. Burada kendimizi ifade ederken özne olarak “ben” kullanılır ve birinci tekil şahıs tercih edilir. Ben dili karşıdaki kişiyle empati yapmayı sağlar. Böylece ilişki kurarken suçlayıcı cümleler kullanmak yerine gerçek duygu ve düşüncelerimizi ifade etmemizi sağlayan cümleler tercih ederiz. Ben dili, sorundan çok çözüm odaklıdır. Örneğin, “Sen bana bunu yaptın! demek yerine, senin bu davranışın beni üzdü ve kendimi kötü hissettim veya Sen hiçbir dediğini yapmıyorsun yerine Söylediklerini yapmayınca ben üzülüyorum ve hayal kırıklığı yaşıyorum” denilmesi ben dili ve sen dilinin kullanımı arasındaki ifade gücünü açıkça ortaya çıkartıyor. Burada sen dilindeki yargılayıcı ve suçlayıcı söylem ilişkiye zarar verirken, ben dilinde kullanılan üslupla karşıdaki kişiyi kırmadan hatasının anlatılmaya çalışılması ve hissedilen duygunun paylaşılması ilişkiyi güçlendirir. Karşımızdaki kişi de kendini değerli hisseder ve bizi anlamaya başlar.
Ben dilinin temelinde ne yatıyor?
Ben dilinin temelinde kullanılan dilin önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizim kullandığımız dil aslında kendimizi ifade etme şeklimizdir. Bu dili biz doğuştan kazanmayız ancak çocukken öğrenmeye başlarız. Çocukken bastırılan, suçlanan ve sürekli olarak sen yaptın, sen suçlusun, sen sus gibi ifadelerin kullanılması sen dilini öğretirken, karşı tarafa duygularımızı yansıtarak konuşmak ve empati kurmak, ben dilinin öğrenilmesini sağlar. Burada ben dilinin temelinde kullanılan güzel üslubun önemi açıkça görülür. Yani ilk başta da konuştuğumuz gibi ifadelerin gücü oldukça önemli bir yere sahiptir. Bizim de kendimizi doğru ifade edebilmemiz için bu farkındalığa sahip olmamız ve olumlu iletişim yolunu seçmemiz gerekir.
Ben dilini kullanmak kişiye neler katıyor? Bu aynı zamanda kişinin kendi duygularının da farkına varabilmesi ve duygularının yönetimi konusunda farkındalığa olanak sağlıyor diyebilir miyiz?
Diyebiliriz. Çünkü ben dilini kullanmak kişiye duygularını özgürce ifade etme gücü veriyor. Karşılıklı olarak konuşmaya ve iletişim kurmaya olanak sağlıyor. Kişiyi düşünmeye sevk ettiği için kendi hatalarını görmesinde de yardımcı oluyor. Ben ne düşünüyorum, ne hissediyorum ve bunu karşımdaki kişiye nasıl ifade edebilirimi sorgulatıyor. Böylece kişi kendi duygularının farkına varabiliyor ve duygularını yönetebiliyor. İlişkilerde en önemli problem iletişimsizlikten kaynaklanırken, ben dilinde karşılıklı empati kurarak kurulan iletişim karşıdaki kişiyi suçlamadan, yargılamadan tanımlarken, kabul edilmeyen davranışın ise açıkça konuşulması ve kişide yarattığı duyguları açıkça ifade etmede önemli bir etkisinin olduğunu gösteriyor. Bizim de duygularımızın yönetimi konusunda farkındalık kazanmamız için ben dilini kullanmayı arttırmamız gerekir. Bunun için sürekli olarak pratik yaparak ve hayatımıza bunu yerleştirerek olumsuz iletişimi de azaltmış oluruz.
Ben dili kullanıldığı halde karşıdaki kişiye suçluluk hissettirilebilir mi? Ben dilinin içerik olarak işe yaramadığı noktalar da var mıdır?
Tabiki hissettirebilir. İlişkide yaşanan en büyük problemlerden birisi duyguları karşımızdaki kişiye yanlış ifade etmemizden kaynaklanır. Ancak bu yanlış ifade şeklinin yanında karşımızdaki kişinin bizim anlatmak istediğimiz şeyi nasıl anlamlandırdığı da önemlidir. Ben dilinde “Neden böyle davrandığını anlamıyorum, ama bu davranışların beni incitiyor.” denilmesi ben dilini kullanan kişinin aslında duygularını açıkça ifade etmesini sağlarken, karşı taraf açısından bu durum ben zaten hep suçluyum, davranışlarım sana göre hep kötü gibi karşıt bir düşünce ile bize geri dönüş yapabilir. Bu durumda ise ben dilinin işe yaramadığı açıkça görülür. Ancak bu durum iletişim kurmaya çalışılan kişinin sorunları nasıl anlamlandırdığı kendi kişilik özellikleri ile bunu nasıl değerlendirdiği ile ilişkili olabilir. Bu konu biraz daha kişilik özelliklerini de içine alan bir durum aslında. Bunun dışında ben dilini kullanan kişinin sert bir mizaca sahip olması, hitap şekli ve ses tonu da karşı tarafa suçluluk hissi uyandırabilir ve kırıcı bir tavır oluşturabilir. Bu noktada ben dilinin etkisi çok fazla görülemez. Ancak ben dilini kullanırken sadece kullanılan dile değil üsluba ve karşımızdaki kişinin karakteristik özelliklerine göre kendimizi ifade etmemiz gerekmektedir.
Karşıdaki kişiye, kişilik özelliklerinden yola çıkarak yapılan eleştiri nelere yol açıyor? Nasıl bir yol izlenmeli?
Karşımızdaki kişi ile iletişim kurarken doğrudan kişilik özelliklerini ele alarak bir eleştiri yaparsak bu karşı tarafı kırabilir ya da sert bir tepki ile bize karşılık vermesini sağlar. Oysaki iletişim dilini iyi kullanmayı biliyorsak ve karşımızdaki kişinin karakteristik özellikleri bizi rahatsız ediyor ve ona bu durumu doğru bir şekilde ifade etmek istiyorsak eleştiren, suçlayan bir dil kullanılması uygun değildir. Sen dili ve ben dilinden bahsederken aslında kullanılan dilin önemini açıkladık ancak burada kullanılan dilin dışında en önemli noktalardan birisinin de bizim üslubumuz olduğunu açıkça görüyoruz. Karşımızdaki kişinin kişilik özelliklerinden yola çıkarak onunla kurduğumuz iletişimde ben dilini tercih etmekle beraber bunu güzel bir üslupla ifade edersek karşımızdaki kişi kendisini suçlamadan ya da eleştirmeden bu durumu anlamlandırmaya çalışacaktır. Bizim ilk önce kendi hissettiğimiz duygu ve düşüncelerimizin farkında olmamız, daha sonra karşı tarafı anlamaya çalışarak onun hissettiği duygu ve düşünceleri göz önünde bulundurarak, doğru bir üslup ile iletişim kurmaya çalışmamız gerekir. Kendimizi yanlış ifade etmemiz hem bizim hem de karşı tarafın kırılmasını ve sorunların artışını sağlar. Ama bizim kullandığımız dil ve üslup iletişimi güçlendirir ve olumlu bir bakış açısı kazandırır.