Doğumdan sonraki ilk ihtiyacımız nedir? Acıkmak? Susamak? Evet bu ikisi de çok önemli. Peki ya güvende hissetmek, bağlanmak? Bu birçok psikoloğun cevap aradığı bir soruydu. Hatta 20. Yüzyıla kadar psikologlar bağlanmanın sebebi olarak fiziksel açlığı giderme olarak görüyorlardı. Bebekleri sevmenin sadece küçük bir jest olduğunu düşünüyorlardı. İşte tam bu sırada psikolog Harry Harlow bunun için bir deney tasarladı.
Deney birçok psikolog tarafından etik dışı ve acımasız bulunsa da sonuçları etkileyiciydi. Harlow henüz doğmuş maymun yavrularına iki tane gerçek maymun büyüklüğünde vekil anne hazırladı. Bir tanesi, demir tellerden yapılmış, tek memesi olan ve süt veren vekil anne (soğuk anne), diğeri ise peluştan yapılan, memesi olmayan ve süt vermeyen vekil anne (sıcak anne).
Eğer bağlanma sadece fiziksel açlığı giderme ihtiyacından oluyorsa soğuk annenin tercih edilmesi gerekiyordu. Fakat umulduğu gibi olmadı. Maymunlar sadece karınları acıktığında soğuk anneye gidiyor, karınları doyar doymaz sıcak annenin yanına geliyordu.
Yani umulanın aksine bağlanma sadece fiziksel açlığın giderilmesi ile kurulmuyordu. Harlow deneyini biraz daha çeşitlendirmeye karar verdi. Gürültü yaparak bebek maymunları korkuttu. Korkan bebekler sıcak annenin yanına sığınıyordu. Güvenli alan olarak sıcak annenin yanına gitmeyi ve ona sarılmayı tercih ediyorlardı.
Etik açıdan tartışmalı olan bu deney “bağlanma için sadece fiziksel açlık değil, duygusal açlık da önemlidir” görüşünü destekler. Bu yüzden çocukların başını okşadığımızda mutlu olurlar. Kötü hissettiğimizde birine sarılmak iyi hissettirir. Çünkü hepimizin içinde bir çocuk vardır ve o çocuğun da ilgiye sevgiye ihtiyacı vardır. Onun da iyi hissetmesi ve mutlu olması için ona sarılmaktan çekinmeyin. Bu hem size hem içinizdeki çocuğa iyi gelecektir.
Eğer tek başınıza bunu yapmakta zorlanırsanız veya nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız bir terapistten yardım almayı denemekten çekinmeyin. Bu hem sizin, hem de içinizdeki çocuğun daha iyi hissetmesi için gereklidir.