Histerik kişilik bozukluğuna sahip bireyler rol yaparak karşısındakine duygusal ve pozitif izlenimler verme çabası içinde olan, oldukça eğlenceli, sürekli dikkatleri üzerinde toplamaya çabalayan ve çevresindekileri etkilemek için abartılı davranışlar sergileyen kişilerdir (Şengül & Bayat, 2012). Histerik kişilik bozukluğu olan bireyler, dikkat çekme isteklerinin bir sonucu olarak genellikle renkli giyinirler ve kendilerini teşhir etmeyi severler, yaşadıkları bir olayı aşırı abartma ya da dramatize etme ve aşırı duygusal tepkiler (örneğin; kahkahalarla gülme ya da çok yüksek sesle konuşma gibi) sergilerler (Şengül & Bayat, 2012). Düşünceleri, duyguları ve inançları sıklıkla değişir ve fark etmeden karşısındaki kişileri taklit edebilmektedirler, yaratıcı fikirler üretirler ve hayal dünyaları geniştir (Şengül & Bayat, 2012). Hayal kırıklığı, engellenme ve reddedilme karşısında kolayca tahrik olabilirler, yardımsever ve arkadaş canlısı gibi bir imaj sergilerler (Şengül & Bayat, 2012). Cinsel açıdan kışkırtıcı olmayı severler; histerik kişiliğe sahip erkekler; başkalarını övmeyi sever, her fırsatta baştan çıkartıcı davranışlar sergiler, kadınlar ise; baştan çıkarıcı ve cilveli davranırlar (Şengül & Bayat, 2012). Romantik ilişkilerinde iyi olsalar dahi hisleri derinlikten uzak ve geçicidir, kendilerini çevreleri ile ilişkileri ya da karşısındaki insanlar üzerinde bıraktıkları izlenimlere göre tanımlarlar, görev üstlenmekten ve içebakış yapmaktan kaçınırlar, bu kişiler; yalnızca dış dünyaya önem verdikleri için iç dünyaları gelişmemiştir (Şengül & Bayat, 2012).
Histerik kişilik bozukluğu ile borderline kişilik bozukluğunun tanı koyarken ayırt edilmeleri zordur. Kısa psikotik bozukluk ve disosiyatif bozukluk bir arada bulunan danışanlara histerik kişilik bozukluğu tanısı koymak daha kolaydır (Şengül & Bayat, 2012). Yapılan bir çalışmada bipolar bozukluğu olan danışanlarda %47.7 oranında en az bir kişilik bozukluğu saptanmıştır ve bu kişilik bozukluklarından en yaygın olanları obsesif-kompulsif bozukluk ve histerik kişilik bozukluğudur (Sayın & Aslan, 2005).