Yüksek tansiyon; Türk toplumunda yaklaşık %33 oranında görülen, oldukça sık karşılaşılan bir hastalıktır. Yaşla görülme sıklığı artsa da, toplumda sıkça dile getirilenin aksine, bir yaşlılık normali değildir. Kadınlarda, erkeklere göre daha sık görülür. Böylesine sık görülmesine ve tanısı da bir o kadar kolay koyulmasına rağmen, hipertansif olduğunun farkında olmayan kesim, hastaların % 40' ıdır. Bu kimseler, yüksek kan basıncı ile dolaşmaktadırlar.  Çoğunlukla nedeni bilinmeyen / esansiyel hipertansiyon grubundadır hastalar. Semptomlarında, fizik muayene ve bulgularında bir takım anormallikler olduğunda, ileri inceleme gerekir, buna hekiminiz karar verecektir.  Tanısı, tansiyon ölçümü yapılarak mümkündür. Muayene esnasında hekiminiz tarafından, evde kendi seri takiplerinizle ya da yine hekiminiz tarafından uygun görüldüğü takdirde bir süre kolunuza takılacak tansiyon manşonu ve onun seri ölçümleri ile tanı koyulmaktadır.  Hafif- orta şiddette tansiyon yüksekliğini hastanın kendisi hiç fark edemeyebilir, ancak bu "benim vücudumun normali bu" olarak algılanmamalıdır. Yüksek kan basıncı, damarlara ve tüm organlara zarar vermeye devam etmektedir. Şiddetli tansiyona ise, hastane ortamında müdahale etmek gerekebilir.  Tansiyon hastalarında, periyodik muayene ile, ilacın etkinliği / yan etkisi, başka bir ilaca gerek olup olmadığı, organ hasarlarının başlayıp başlamadığı kontrol edilmelidir. Bu aralıklar, kişiye özeldir, ve hekiminiz sizin için en doğru kararı verecektir. Hipertansiyon hastalarında, tansiyon hedefleri ve ilaç seçimi de hastanın yaşına, eşlik eden hastalıklarına en uygun şekilde seçilmelidir.  Hipertansif kişilerin; tuzsuz diyet, egzersiz, tütün ve alkol kullanılmaması ve vücut ağrılıkları konusunda azami özeni göstermeleri gerekmektedir. Bazı tansiyon tiplerinde, girişimsel radyolojik veya cerrahi yöntemlerle tedavi gerekmektedir.  Yüksek kan basıncı, hafife alınmaması gereken, düzenli ilaç kullanımı ve hekim ziyaretleri ile düzenlenebilen bir hastalıktır.