Hemoroidler her insanda olan anatomik doğal yapılardır. Zaman içerisinde çeşitli sebeplere bağlı olarak bu yapıların deforme olması ve anal bölgede sorunlara yol açması durumuna hemoroidal hastalık denir. Hemoroidal hastalık tedavi edilmesi gerekli bir durumdur. Yaşam kalitesini bozan anal şişlik, ağrı, kanama gibi sorunlara yol açabilir.
Hemoroidal Hastalık Belirtileri
Hemoridal hastalıkta hastalığın evresine göre semptomlar yanı belirtiler değişebilir. Evre 1-2 hastalıkta ilk bulgu rektal kanama iken evre 3-4 hastalıkta anal şişlik ve ağrı olabilir. Tromboze hemoroidal hastalıkta ise anal bölgede sert ve çok ağrıya sebep olan şişlik mevcuttur.
Hemoroidal Hastalık Tanısı
Hemoroidal hastalıkta hastalar genelde doktora gitmekten çekinir. Tedavisini kulaktan dolma yöntemlerle yapmaya çalışır. Ancak anal bölgede benzer şikayetlere sebep olan birçok hastalık vardır. Mutlaka ayırıcı tanı yapılmalıdır. Rektum kanseri olan kişilerinin yaklaşık %60’ı şikayetlerinin hemoroidal hastalıktan kaynaklandığını sanmaktadırlar. Bu nedenle tedavileri gecikmektedir.
Hemoroidal hastalık tanısı proktolojik muayene ile konulur. Konuda deneyimli cerrahın muayenesi ile sorun çoğunlukla anlaşılır. Ancak ayırıcı tanı için bazen ileri tetkikler gerekebilir. Bunların en önemlisi ise kolonoskopidir.
Hemoroidal Hastalık Tedavisi
Hemoroidal hastalık çoğu zaman ki bu oran %90’dır, yaşam tarzım değişikliği, diyet, dışkılama eğitimi ve bazı ilaçlarla ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebilir. Kronik kabızlık veya ishal atakları hemoridal hastalığı tetikleyebilir. Uzun süre tuvalette kalmakta hemoridal hastalık açısından risk oluşturmaktadır. Ailevi etkide birçok hastada hastalığın gelişmesinde önemli yer tutmaktadır.
Hemoroidal Hastalık Ameliyatı
Erken evre hemoridal hastalık tedavisinde muayenehane koşullarında uygulanabilin; radyofrekans ilşlemi, skleroterapi, hemoroid bant ligasyonu ve uygun vakalar da lazer işlemi gibi tekniklerle tedavi edilebilir.
İleri evre hemoridal hastalık tedavisinde benim sıklıkla uyguladığın yöntem ileri teknolojik enerji cihazları ile modifiye edilmiş tekniklerdir. Ağrı bu gurupta tekniğimiz ve tecrübemize bağlı olarak iyi sonuçlar vermektedir. Hasta memnuniyeti yüksek bir işlemdir. Genelde hastalar hemorodal hastalıktan kalıcı olarak kurtulurlar.
Tüm kadranları tutan ileri evre hemoridal hastalıkta PPH stapler tekniği de uygulanabilir. Hemoridal hastalığın cerrahi tedavisinin başarısı tecrübeye, bilgiye ve tekniğin uygulanışına çok bağımlıdır. Aynı isimli teknikler ve cihazlar ile yapılan işlemler klinikten kliniğe, cerrahtan cerraha çok farklı sonuçlar verebilmektedir.
Doubler ile hemoridal arterleri ligate etme/bağlama yöntemi de tedavide kullanılmaktadır.
Sizden gelen sıkça sorulan soruları Prof. Dr. Bahadır EGE cevaplıyor…
Hemoroidal Hastalık Neden Olur?
Hemoroidal hastalığın gelişiminde bir çok faktör etkilidir. En çok etkenleri sıralarsak; ailesel olabilmesi, meslek, kabızlık, ishal, dışkılama alışkanlıkları, hamilelik, stres…gibi özetleyebiliriz.
Hemoroidal Hastalık Kendiliğinden Geçer Mi?
Hemorodal hastalık erken evrede ise kendiliğinden geçebilir. Yani kabızlık atağı, ishal atağı geçmişse, gebelik sona ermişse hemoridal hastalık gerileyebilir. Ancak ileri evre hemoridal hastalıkta tedavi gereklidir. Daha hızlı iyileşme ve hastalığın ilerlememesi için profesyonel yardım alınmalıdır.
Hemoroidal Hastalık Tedavisi En Etkili Nasıl Olur?
Erken evre hastalıklarda diyet, sıcak su oturma banyosu ve bazı krem ve ilaçlar hastalığı tedavi eder. İleri evre hastalıklarda ise evresine göre tedavi yöntemi seçilmelidir,
Hemoroidal Hastalık Ameliyatla Kesin Tedavi Olur Mu?
Başarılı yapılan bir ameliyat sonrasında hastalık genelde sorunsuz bir şekilde iyileşir. Hayatın geri kalanında cerrahi tedavi gerektirmeyen ufak şikayetler dışında genelde sorun yaşanmaz.
Hemoroidal Hastalık Ameliyatı Fiyatı Nasıl Belirlenir?
Cerrahi tedavinin fiyatı uygulanan yöntem ve kullanılan cihazlara göre değişir. Diğer bir faktörse günübirlik bir işlem mi yoksa hastanede yatmak gerekli olup olmadığıdır.
Hemoroidal Hastalık: Önemli Bilgiler
Elli yaş üzeri bireylerin %50’sinden fazlasında hemoroidal problemler mevcuttur.
Amerika Birleşik Devletleri'nde tahmini 10 milyon kişide hemoroidal hastalık tespit edildi ve bu da %4,4'lük bir prevalansa tekabül ediyor.
Bu oran ülkemize uygulanırsa her yıl 3,7 milyon kişinin hemoroidal problemler nedeniyle tedavi gördüğü anlamına gelir.
Kore, İngiltere ve Avusturya'da yapılan epidemiyolojik çalışmalarda, nüfusun yüzde 14 ile 39'unda hemoroidal hastalık tespit edilmiş. Ancak çoğu semptomsuzdu.
Dentate çizginin proksimalinde kübik mukoza ve distalinde keratinize yassı epitel altında arter, ven, lenfatik ve bağ dokusundan zengin yastıkcıklar bulunur.
Saat 3,7,11 kadranında yoğunlaşan bu yapı
corpus cavernosum hemoroidalis olarak adlandırılır.
Treitz ligamanı (hemoroidal askı).
Parks ligamentleri.
Fizyolojik hemoroid yastıklarının normal yapı ve fonksiyonunda yer alan bağ dokunun (fibroelastik stroma) dejenerasyonu sonucunda hemoroid yastıkları distale sarkmakta ve bunun sonucunda hastalık gelişmektedir.
Anal kanala istirahat halinde iken hemoroidal arterler aracılığıyla gelen kan venöz pleksus tarafından kolaylıkla tekrar venöz dolaşıma taşınır. Kavernöz sistem şişmez.
Zorlu defekasyonlarda ıkınma, gebelik, çok dışkılama gibi venöz staza yol açan durumlar venöz distansiyon, mukozal ödem-iskemi, trombüs ve kanamaya yol açabilir.
İlerleyen anatomik dejenerasyon genetik yatkınlık zemininde hemoroidal hastalığı oluşturmaktadır.
İnternal (iç) hemoroid hastalığı
Eksternal (dış) hemoroid hastalığı
Hemoroid hastalığının esasını internal hemoroidal hastalık oluşturur.
Hemoroidal Hastalık muayenesi şu koşullar altında yapılmalıdır;
Kişisel haklara saygılı ortam, proktolojik masa, uygun ışık kaynağı ve ayırıcı tanı için gerekli alt yapı.
Hemoroidal Hastalık ana ayırıcı tanı;
Anal fissür
Prolapsus
Rektal kanser (%52)
Skleroterapi (Grade I-III Hastalıkta)
İnternal hemoroidlerin apeksine 3-5 ml sklerozan madde enjeksiyonu yapılmasıdır.
%75-89 başarı bildirilmiştir.
Tedavi için hedeflenen iç hemoroidler uzun intravenöz 21 gauge iğne veya spinal iğne kullanılarak submukoza düzlemine 1-3 cc sklerozan madde enjekte edilir.
Çözelti ile birlikte bir kabarıklık kaldırılmalıdır. Enjeksiyon çok yüzeysel ise, alan gerginleşir ve beyazlaşır ve mukozal nekroz riskini en aza indirmek için enjeksiyon derhal durdurulmalıdır.
Ülser oluşumunun olmaması nedeniyle,
Yüksek kanama riski olan hastalar (örn. antikoagülan veya antitrombosit ilaçlar ve portal hipertansiyonu olanlar)
Bağışıklığı baskılanmış hastalar için ligasyon veya hemoroidektomiye oranla daha güvenlidir.
Beş çalışmanın meta-analizinde, skleroterapi evre II hemoroidlerde
% 90-100 başarılı bulundu.
% 36-49'u işlem sonrası ağrı bildirdi. Kanama olmadı.
İnfrared Koagulasyon Yöntemi:
Kızılötesi ışık dalgaları, hemoroid içinde protein nekrozu ile sonuçlanan ısıya dönüştürülür.
Bu, yaklaşık 3 mm genişliğinde ve 3 mm derinliğinde mukozada beyaz, ağartma etkisi olarak görülür.
Lastik bant ligasyonu ile karşılaştırıldığında, kızılötesi koagülasyon daha fazla rekürrensle ilişkilidir, ancak daha az komplikasyona ve işlem sonrası daha az rahatsızlığa neden olur.
Bir-iki haftalık bir süre zarfında, büzülmüş veya ablasyonlu bir alana yol açarak prolobe hemoroid mukozasının geri çekilmesine neden olur.
Dört çalışmanın meta-analizinde;
Evre I, II ve III hemoroidli hastalarda başarı sırasıyla yüzde % 78, %51 ve % 22 olarak bulunmuştur.
Hemoroid Bant Ligasyonu (Grade I,II ve III Hastalıkta)
Uygulaması kolay
Başarı oranı yüksek.
Pahalı donanım gerektirmiyor.
18 randomize çalışmayı kapsayan meta analizde skleroterapi ve infrared koagulasyondan üstün bulunmuştur.
Grade III hastalıkta cerrahi öncesi denenebilir.
Kontraendikasyon;
Pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar
Antikoagülasyon kullananlarda (Warfarin, Eliquis, Pradaxa, Xarelto) veya antiplatelet (Plavix)
Sirozlu, portal hipertansiyonlu ve portal hipertansiyonlu hastalar
Aspirin tedavisi gören hastalarda düşük kanama riski ile güvenli bir şekilde lastik bant ligasyonu yapılabilir.
İnternal hemoridal hastalığı olan 492 hasta çalışmaya dahil edildi.
Hastaların 385’i (%78,2) erkekti. Yaş ortalaması 33.4 ± 11(18-65) yıldı. Hastaların 39 (%8)’ne tek kadran, 447 (%91)’ne iki (2) kadran ve 5 hastaya üç (3) kadran lastik band ligasyon uygulandı.
Yirmi hastada (%4) lastik band ligasyonu sonrası minör komplikasyonlar (anal ağrı, vazovagal semptomlar, minör rektal kanama, üriner retansiyon) gelişti
4 hastada (%0,8) masif alt gastrointestinal kanama meydana gelmiştir.