İşte Bu Doktor İndir

Hashimoto’nun hipotiroidizme veya yetersiz tiroide  neden olabilen otoimmün bir hastalık olduğunu söyleyen Diyetisyen Banu Samur, bu hastalıkla mücadelede beslenmenin oldukça önemli olduğunu belirterek “Hashimoto hastalığı , hipotiroidizme veya yetersiz tiroide  neden olabilen otoimmün bir hastalıktır. Tiroid  boynunuzun ön tarafında küçük, kelebek şeklinde bir bezdir. Tiroid hormonları vücudunuzun enerjiyi nasıl kullandığını kontrol eder, bu nedenle vücudunuzdaki hemen hemen her organı, hatta kalbinizin atış şeklini
bile etkilerler” dedi. Samur, Hashimoto’nun belirtileri ve beslenme tedavisi konusunda ise şunları söyledi;

Hashimoto hastalığının belirtileri nelerdir?

Hashimoto hastalığı olan birçok insanda ilk başta hiçbir belirti görülmez. Hastalık ilerledikçe, hipotiroidizm
semptomlarından bir veya daha fazlasına sahip olabilirsiniz.
Belirtileri ile şu şekilde sıralanabilir:
Tükenmişlik
Kilo almak
Soğuğa tahammül etme sorunu
Eklem ve kas ağrısı
Kabızlık
Kuru cilt veya kuru incelen saç
Ağır veya düzensiz adet dönemleri veya doğurganlık sorunları
Yavaşlamış kalp atış hızı

BESLENME TEDAVİSİ

Tedavide, kişilere ilaç ile ek hormon verilmektedir. İlaçla tedaviye ek olarak ilerlemenin önüne
geçebilmek için tedavinin beslenmeyle desteklenmesi gerekmektedir. Yapılan çalışmalar sonucunda iyot,
selenyum, demir ve D vitamini ile Haşimato tiroidi arasında bir ilişki olduğu gözlenmiş! 
Ciddi iyot eksikliği hipotroidizm ve guatra sebep olurken, iyot fazlalığı ise Haşimato tiroidi riskini
arttırmaktadır. Özellikle ne kadar çok iyot tüketimi varsa hastalık ciddiyeti de o kadar fazla olmakta!
Bu nedenle haşimato hastalığına sahip bireylerin başta gluten içeren tahıllar olmak üzere;
kurubaklagiller, süt ürünleri ve şekeri beslenmelerinden çıkarmaları önerilir. Ayrıca brezilya fındığı,
balık, hindi, yumurta, mantar ıspanak gibi selenyumdan zengin besinlere yer verilmelidir. Gerekli
durumlarda doktor kontrolünde supplementasyonu yapılmalıdır.
Deniz balıkları bol miktarda iyot içerir. Bol bol tüketilmelidir. Sardalye, hamsi gibi ağır metaller
içermeyen küçük balıkları tercih edin.

 Tiroid hastalıklarını önlemek için alınan önlemlerden biri de sofra tuzunun içine iyot katılmasıdır. Ama
zararlı maddeler içeren rafine tu Selenyum açısından zengin birer kaynak olan soğan ve sarımsak aynı
zamanda iyot da içerir.

 Selenyum zengini serbest gezen tavuk yumurtası da beslenmeye mutlaka eklenmesi gerekenlerdendir.
 Bol miktarda selenyum içeren ayçiçeğini ve cevizin Haşimato hastaları tarafından tüketilmesinde fayda
var.
Tiroid hastalıklarını önlemek için alınan önlemlerden biri de sofra tuzunun içine iyot katılmasıdır. Ama
zararlı maddeler içeren rafine tuzlar yerine doğal olarak iyot zengini olan kaya tuzunu tercih edin.
Guatrojenik besinler dediğimiz brokoli, karnabahar, ıspanak, lahana, şeftali, yer fıstığı, çam fıstığı, turp,
çilek, şalgam, brüksel lahanası gibi besinlerin semptomları arttırabileceğinden diyetinizde mümkün
olduğunca az yer alması gerekiyor. Özellikle bu sebzeleri çiğ değil de pişmiş şekilde tüketmeye özen
göstermelisiniz.

Tüketilmesi gereken besinler;

Yaban mersini, domates, biber, maydanoz, greyfurt, portakal, semizotu gibi antioksidandan zengin sebze
ve meyveler tiroid bezi ve bağışıklık sistemi sağlığına yararlı olur.
Selenyum mineralinin tiroid hormonlarının düzgün çalışmasında görevli olan enzimlere olumlu etkileri
vardır. Brezilya kestanesi, ay çekirdeği, mantar, yumurta, hindi eti, tavuk göğüsü selenyum kaynağı
besinler arasında sıralanabilir.
Tirozin, T3 ve T4 hormonlarının üretiminde görevli olan bir amino asid çeşididir. Et, süt ve baklagiller
tirozinden zengin olan besinlerdir.

Tiroid diyeti programında dikkat edilmesi gereken birçok nokta vardır.

Su tüketimi tiroid hastaları için daha fazla önem taşımaktadır. Normal ve sağlıklı bir insanın günde 8
bardak su içmesi önerilirken bu sayı tiroid hastalarında en az 10-12 bardak olmalıdır.
Su metabolizmanın hızlanmasında ve tokluk hissinin oluşmasında etkili olur. Bu yüzden hem hipotiroid
hem de hipertiroid hastaları su tüketimini ihmal etmemelidir.
Metabolizmanın düzgün çalışması, besin ve kalori kontrolünün yapılabilmesi için günde 3 ana öğün
mutlaka yapılmalıdır, 2-3 ara öğün tüketimine de özen gösterilmelidir.
Özellikle hipotiroid hastaları kendilerini yorgun ve halsiz hissedebilirler. Antioksidan kaynağı olan ve
metabolizmayı hızlandıran  yeşil çay tüketimi  bu kişiler için daha fazla önem taşır.
Tiroid hastalarının diyette tokluk hissini hissetmeleri önemlidir. Bu yüzden lif içeriği yüksek besinler
tercih edilebilir. Taze sebze ve meyveler, bakliyat çeşitleri, ceviz, fındık gibi kabuklu yemişler diyet
listelerinde yer almalıdır. Aynı zamanda bu besinler kabızlık, ishal gibi bağırsak problemlerinin
yaşanmaması için de önemlidir.
Özellikle brokoli, karnabahar, lahana, turp gibi  guatrojenik  besinlerin tüketilmemesi önerilir.
Kafein kaynaklarının tüketimi de tiroid hastalarının dikkat etmesi gerektiği bir diğer önemli konudur.
Günde en fazla 300 mg kafein; yani 2-3 kahve fincanı kadar kahve içilebilir.
Diyetin yanında egzersiz de mutlaka yapılmalıdır. Özellikle metabolizması yavaş çalışan hipotiroid
hastaları mutlaka düzenli bir egzersiz planı uygulamalıdır.

ÖRNEK BESLENME LİSTESİ
Uyanınca:       
 2 bardak su
 1 fincan filtre kahve (içine 1 tatlı kaşığı Hindistan cevizi yağı)

Kahvaltı:
 1 adet haşlanmış yumurta veya omlet
 2 dilim beyaz peynir
 Domates, salatalık
 1-2 dilim çavdar ekmeği
Kuşluk:
 1 fincan yeşil çay + 2 tam ceviz içi
Öğlen:
 100-120 gr ızgara veya fırında pişmiş tavuk eti/ köfte veya balık
 Bol yeşillikli salata (1 tatlı kaşığı keten tohumu)
 1 bardak ayran
 1-2 dilim çavdar ekmeği
İkindi:
 1 adet wasa üzerine lor peyniri + dereotu
 1 fincan yeşil çay
Akşam:
 1 kase çorba
 1 porsiyon sebze yemeği (guatrojenik besinler hariç)
 3 kaşık yoğurt
 Bol yeşillikli salata (1 tatlı kaşığı keten tohumu)
Gece:
 2 ince dilim ananas veya 1 çay bardağı yaban mersini
 1 bardak kefir