Göz çevresi koyuluğu; hem genç hem yaşlı bireylerde estetik bir problem olarak sıklıkla karşımıza çıkar. Deri tipi 4,5,6 gibi koyu cilt tiplerinde daha sık görülmektedir. Her ne kadar erkek bireylerde de görülse de kadınlarda, estetik açıdan daha büyük endişeler doğurmaktadır.
Peki Göz çevresi Koyuluğunun Sebepleri Nelerdir?
Genetik nedenler dışında aslında multifaktöriyel yani çok faktörlü. Volüm kayıpları (özellikle yaş ile), ince ve gevşek deri, belirgin damarsal yapıların varlığı, göz çukuru yağ dokusunun fıtıklaşması, allerjik hastalıkların varlığı nedenleri olarak sıralanabilir. Bu nedenler tek başına olabildiği gibi birlikte de görülebilir.
En Sık Hangi Bölgede Gözlenir?
En sık alt göz kapağı bölgesi etkilense de, gözün komşu tüm bölgelerinde gözlenebilir.
Tedavi Nasıl Olmalıdır?
Tedavi altta yatan nedene yönelik olmalıdır. Bireyin uzman hekim gözüyle değerlendirilmesi ve yukarıda sayılan nedenlerden hangisinin varlığı not edilmelidir.
En yaygın kullanılan tedaviler; güneş koruyucular, prp, mezoterapi ve peeling uygulamalarıdır. Fakat; topikal olarak da tretinoin, c vitamini, arbutin, kojik asit, kafein, hidrokinon ve azeleik asit içerikli ürünler, tek başına olduğu gibi diğer tedaviler ile birlikte de tercih edilebilmektedir. Bu ürünler, tirozinaz enzimini inhibe ederek melanin pigmentasyonunu azaltırlar.
Lazer tedavileri, hem pigmentasyon hem de damarsal kaynaklı nedenlerde oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Lazerler dalga boyu ve tiplerine göre temel olarak; Melaninin parçalanması, yeni kollajen üretimini uyarmak ve varolan yapının yeniden şekillenmesini sağlayarak, bu bölge derisinin kalitesini ve parlaklığını arttırır. Tabi ki topikal ürünler ile birlikte kullanılırsa tadından yenmez.
Koyulaşma, volüm yani destek dokusu kaybı sebepli ise; ışık dolgusu adı ile popüler hale gelen dolgu uygulamaları ile düzeltilebilir.
!!!Unutmamak gerekir ki; Bütün bu tedavi yaklaşımları kesinlikle bireyin deri yapısı, yaşı, hastalıkları, kullandığı ilaçlar ve deri tipine göre değişkenlik gösterir.