İşte Bu Doktor İndir

Yas süreci son derece yorucudur. Bilinçdışımızda tekrar tekrar gözden geçirmeler yaşarken geçmişin sürekli kuşatması altında kalırız. Dahası, ilişkinin öğelerinin üzerinden geçtikçe tekrar tekrar kaçınılmaz yalnızlığımızla ve özlemimizle yüzleşmek zorunda kalırız. Tüm bunların sonucunda güçten, kuvvetten düşmek gibi yaşam işlevselliğimizi bozan pek çok yaşam olayı ile karşı karşıya kalırız. Yas işini yapabilme yetisi, gelişimsel öykümüze bağlıdır. Doğduğumuz andan itibaren bir şeyleri geride bırakarak büyürüz. Bebek sütünü bardaktan içmek için annesinin memesini bırakmayı kabullenir. Yürümeye başladığında kucakta taşınmanın güvenliğini kaybeder. Eğer bu geçişler güvenli bir ortamda olursa çocuk iyi gelişir ve yas tutmak için psikolojik bir modele sahip bir yetişkin olma olasılığı artar. Sağlıklı ayrılıklar birbirinin üzerine inşa edilir. Normal yas süreci, bireyin tamamlaması ve kayıp öncesi denge durumuna dönmesi gereken belli evreleri olan bir süreçtir. Literatürde ilk başlarda, normal yas sürecinin evreler ile doğrusal biçimde ilerlediği kabul edilirdi. Günümüzde ise yasın kaotik ve dairesel bir süreç olduğu görüşü hâkimdir. Patolojik yas ise kaybın ardından en az altı ay geçmesine rağmen bireyin sosyal ve mesleki yaşam alanlarındaki işlevselliğin giderek bozulması olarak tanımlanmıştır. Bireyin normal yas evrelerinin birinde takılıp kalması sonucunda yas sürecini tamamlayamaması ile gelişen patolojik tepkilerdir. Travmatik yas, zamansız ve beklenmedik bir anda ve özellikle şiddet ya da korkunç bir olay sonucu meydana gelen ölümlerle ilişkilendirilmiştir. Travma ve kaybın birey üzerinde yarattığı ikili etki, birey için temel bir psikolojik yük olmakta ve bireyin değerlerini, beklentilerini, dünyayı algılama biçimini ve baş etme mekanizmalarını ciddi oranda örseleyerek yas tepkilerinin çözümlenme sürecini
karmaşıklaştırmaktadır. Ayrıca, travmatik etki bedensel ve ruhsal hastalıkların oluşması için bir risktir.
Ancak dört temel etken bireyin yas tutmasına engel olmakta ve bireyin zamanla travmatik yas sorunu yaşamasına yol açabilmektedir. Birincisi çocuklukta yeterince ihtiyaçları karşılanmayan bireylerin kederi ve üzüntü hissetmelerine engel olan duygusal yapıları, ikincisi bireyin kaybettiği kişiye aşırı bağımlı olması ve bitmemiş meselelerinin olması, üçüncüsü bireyin kaybettiği kişiyi ani ve beklenmedik veya kötü bir şekilde kaybetmesi, dördüncüsü bireyin toplumsal kısıtlamadan dolayı yas tutma duygularını yansıtamamasıdır. (Volkan ve Zıntl, 2010)
Yas, her bireyin yaşaması gereken bir süreçtir. Yasın yol açtığı duyguların bastırılmaması uzun vadede çok önemlidir. Yasın doğru şekilde yaşanmaması başka ruhsal bozukluklara sebep olabilmektedir. Ancak burada önemli olan bir diğer nokta yasın noral yas sürecinde mi yoksa patolojik boyutta mı yaşandığıdır. Normal yas sürecindeki bireylerin bir uzmandan yardım almaları genellikle gerekli değildir. Çoğunlukla sosyal desteğin yeterli olması bu sürecin yaşanmasını kolaylaştırır. Patolojik yas belirtileri varlığında ise, yasın sağlıklı olarak tamamlanabilmesi için yardım almak zorunludur.

Uzm. Psk. Dan. Zehra EZER