İşte Bu Doktor İndir

Gıda takviyelerinde içinde olması gereken bileşikler

L-karnitin: Sperm üzerine etkisi antioksidan ve antiapoptotik özelliklerdir. Vücutta en fazla bulunduğu yer epididimdir ve burada spermin fertilizasyon yeteneğini kazanmasına katkı sağlamaktadır. Obstrüktif azospermide semende oranı düşmektedir. Sertoli hücrelerinde glukoz alımını uyararak testiküler sperm maturasyonunda görev almaktadır. Glukozun enerji mekanizmasında kullanımını sağlayarak, motiliteyi arttırmaktadır.  L-karnitin ile tedavi edilen hastalarda gebelik oranında anlamlı artış olduğu, total sperm motilitesinde ve progresif motil sperm sayısında artış olduğu izlenmiştir.

Koenzim Q10: Çok güçlü antioksidan etkinliği bulunmaktadır. Açıklanamayan infertilitede koenzim Q10 ve indirgenmiş formu olan ubiquinol’ün, motilitesi ve morfolojisinde anlamlı düzelme sağladığı gözlenmiştir. Başka bir çalışmada koenzim Q10 tedavisinin sperm sayı ve hareketliliğinde artış sağlandığı, ancak gebelik oranlarında değişiklik olmadığı belirtilmiştir. OAT sendromlu  (oligoastenoteratozoospermi) hastalara koenzim Q10 tedavisi sonrası sperm konsantrasyonu, motilitesi ve morfolojisinde anlamlı iyileşme olduğu, ayrıca testosteron düzeylerinde de anlamlı artış yaptığı gösterilmiştir.

E vitamini: Yağda çözünen ve Antioksidan etkisiyle ön plana çıkmaktadır. Ayrıca DNA fragmantasyon hasarını azalttığı ve spermatozoanın zona pellicuda’ya bağlanmasını kolaylaştırdığı gösterilmiştir. İnfertil erkeklerde seminal sıvıdaki E vitamin düzeyinin azaldığı gösterilmiştir. E vitamini tedavisi ile canlı doğum ve klinik gebelik oranlarında artış sağlandığı bildirilmiştir.

C vitamini: Suda çözünen güçlü bir antioksidandır. Seminal plazmadaki konsantrasyonu serumdakinden yaklaşık 10 kat daha fazladır ve seminal plazmadaki toplam antioksidan kapasitenin yaklaşık %65’ine katkı sağlar. ilk tüp bebek tedavilerinde başarısızlık sonrasında sperm testlerinde yüksek DNA fragmantasyon hasarı olan (TUNEL >%15) hastalara iki ay boyunca C vitamini (1g/gün) ve E vitamini (1g/gün) kombinasyonu verilmiş. Bu hastaların DNA fragmantasyon hasarı azalmış olup klinik gebelik oranlarında anlamlı artış olduğu rapor edilmiştir. E ve C vitamin tedavisinin sperm DNA fragmantasyonunu azalttığı ve sperm sayı ve hareketliliğini artırdığı izlenmiştir.

Folik asit, B grubu vitaminlerden birisi olup DNA sentezi ve RNA transferinde görev alır. Güçlü bir antioksidan olup, hücre zarını ve DNA’yı serbest oksijen radikallerinden korur. İnfertil hastalara folik asit tedavisi sonrasında sperm konsantrasyonunda artış sağladığı, motilite ve morfolojiye etkili olmadığı belirtilmiştir. Tüp bebek tedavisi esnasında folik asit kullanıldığında gebelik oranlarında anlamlı artış olduğu gösterilmiştir. infertil erkeklerde sperm konsantrasyonunda artış yaptığı ve serbest oksijen radikal hasarından koruduğu belirtilmiştir.

Çinko: güçlü bir antioksidandır, Testis gelişiminde, spermatozoanın enerji üretiminde, kromatinlerin kümelenmesinde, akrozom reaksiyonunda, spermdeki kromatin stabilizasyonunda, testosteronun dihidrotestosterona dönüşümünde rol oynar. İnfertil hastalara çinko tedavisinin sonunda sperm sayısı ve hareketliliğinde anlamlı artış ve ayrıca antisperm antikor düzeylerinde azalma gözlendiği bildirilmiştir. İnfertil hastalarda spermde çinko düzeylerinin daha düşük olduğu gösterilmiştir. infertil erkeklere çinko takviyesinin canlı doğum ve klinik gebelik oranlarında anlamlı artış sağladığı belirtilmektedir.

Selenyum: Güçlü bir antioksidandır. Ayrıca testisin gelişiminde ve spermatogeneziste gerekli olan bir elementtir. Selenyum tedavisi sonrası infertil hastalarda sperm konsantrasyonunda, motilitede ve morfolojide anlamlı düzelme sağladığı gösterilmiştir. Selenyumun diğer antioksidanlarla birlikte kullanıldığında, antioksidan etkinliği arttırdığı ve selenyum eksikliğinin sperm sayı ve motilitesindeki azalmaya neden olabileceği belirtilmektedir.

L-arjinin: İnfertil hastalarda sperm motilite ve canlılığı arttırır. NO salınımını arttırarak antioksidan etki göstermektedir. Spermin prekürsörü olarak da bilinmektedir.

N-Asetilsistein (NAC): NAC'ın semen hacmi, motilitesi ve viskozitesi üzerinde anlamlı iyileştirici etkileri olmuştur. Bir çalışmanın neticasinde NAC tedavisinden sonra, serum total antioksidan kapasitesi kontrol grubuna kıyasla NAC ile tedavi edilen grupta daha yüksek ve total peroksit ve oksidatif stres indeksi daha düşük olduğu izlenmiş. Bu faydalı etkiler, serumdaki reaktif oksijen türlerinin azalması ve semenin viskozitesinin düşmesinden kaynaklanmıştır.

Likopen: Likopen, serbest radikallere karşı insan redoks savunma mekanizmasının bir bileşenidir. Testislerde ve seminal plazmada yüksek konsantrasyonlarda bulunur ve kısırlıktan muzdarip erkeklerde azalmış seviyeler gösterilmiştir. Sperm konsantrasyon ve motilitesinde anlamlı iyileşme izlenmiştir.

Omega 3: Sperm hücresi zarları, optimum sperm hücresi esnekliği ve hareketi için gerekli olan yüksek miktarda omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içerir. Omega-3 DHA, sperm hücrelerinin zarlarında bulunan en bol yağ asidi olduğundan, sperm performansında baskın bir rol oynadığına düşünülmektedir. Bir meta-analizde, omega-3 yağ asitleri ile takviyenin DHA konsantrasyonlarını artırdığını ve fertilite problemi olan erkeklerde sperm hareketliliğini olumlu yönde etkilediğini buldu.