Çeviride hatalar olsa da, kendilik konusunu oldukça anlaşılır şekilde anlatılmış. Masterson; borderline ve narsisistik bozuklukların ‘’kişileri desteklemekte ve kabullenmekten uzak yetersiz çevrede’’ geliştiğini söylüyor. Preödipal sürece odaklanarak ve kendi tekniği ‘’iletişimsel örtüşme’’ ile terapi gerçekleştirilmesi düşüncesinde. Freud, Jung, Kernberg, Kohut, Horney gibi büyük isimlerin kendilik tasarımıyla ilgili düşüncelerini kitabına ekleyip, eksik yönlerini tartışmaya açmış. Kendilik Tasarımı, Kendilik Temsili arasındaki farkları örneklendirerek anlatmış. Narsisistik ve Borderline arasındaki farkları bir üniversite öğrencisi üzerinden açıklayıcı şekilde ayırmış. Ego ile kendiliğin ayrılması gerektiğine önemle dikkat çekmiş. Kendi görüşlerinin Erikson ve Winnicott ile benzer olduğunu söylemiş. Kendilik Aktivasyonu—Terk Depresyonu---Savunma Şeklinde terapinin yönünü belirlemiş. İnsanı insan yapan özelliklerin: Yakınlık, Bağımsızlık, Yaratıcılık olduğunu ve bunların İsrail ve Japonya bireyleri üzerindeki yansımalarını incelemiş. Bu milletlerin annenin ulaşılabirliği faktörüne önem vermediği için, uyumlu ancak kendilik bilincinin yukarıda belirtilen özelliklerden (Yakınlık, Bağımsızlık, Yaratıcılık) mahrum kaldığını belirtmiş. Annenin ulaşılabilirliğine verdiği önemi Mahler ve Bowbly örnekleri ile desteklemiş. Kendini Haklı Görme: Borderline: Zayıflamış—Narsisistik kişide: Aşırı Şişmiş Kendiliğin sadece kendi içinde oluşturulmasının yeterli olmadığını, toplumunda bireyinin kendiliğini kabul etmesi gerektiğini savunmuş. Birçok dini cemaatin borderline kişiler üzerinden (otoriteye yapışma yüzünden) varlığını devam ettirdiğini ifade etmiş. Kadınların özgürleşmesi üzerine Viktorya dönemi ve yansımalarını belirtmiş. Kadınların çalışma hayatı ve çocuk bakımı konusunda detaylıca çalışılması gerektiğini ifade etmiş. Yaratıcılık konusuna ayrı bir başlık açmış burada Sartre, Munch başta olmak üzere sanatçıları incelemiş, bazı masalların incelemesini yapmıştır.