İşte Bu Doktor İndir
Aktarım, kişinin geçmişteki bir ilişkideki duygu, tutum, inançları farklı bir ilişkide farklı bir insana taşıyarak tekrarlanan bir döngü yaratmasına sebep olan yansıtmalardır. Bir nevi geçmişi bugüne taşınır. Bunu anlamak için gelin önce bazı sorular soralım. Neden bazı yaşam deneyimleri, hayal kırıklıklıkları karşısında hissettiğimiz acı, veya içimizi kaplayan öfke tanıdıktır? Çünkü biliçdışı zaman tanımaz ve tekrar eden hikayede nesiller arası bağlantıları dahi içeren anlamlı bağlantılar vardır. Ve özelikle psikoterapi süreciyle birlikte dikkatli baktığımızda kişinin benzer atıflara ve tutumlara yatkın olduğu görülür. Hatta bu koşulları yaratan ve destekleyen farkında olmadığı davranışlar dahi gösterir. Birçok ekolde kişinin bebeklik veya çocukluk dönemi yaşadığı semptomatik döngüyü tekrarladığı, ebeveyn veya sosyal çevre karşısındaki travmatik deneyimleri ise benzer algılama biçimleriyle tekrarladığı saptanmıştır. Tüm ekoller aktarım olgusunu ele almaz ve sağlıklı bağlanma ile dahi bu olguyla ortaya çıkmış hasarları onarır. Fakat bu olguyla çalışan ekollerde (psikanaliz, aktarım odaklı terapi) danışan seanslara ve terapiste yansıtır bu tutumu ve bu durum izlenir. Örneğin terapistin kendisiyle yeterince ilgilenmediğini duygusuna kapılan ve yaşamında da kendisiyle yeterince ilgilenen insanların olmadığından yakınan bir danışan aslında bebeklik döneminde kendisine yeterince ilgi göstermeyen ebeveynin kendisinde yarattığı yıkımı bu projeksiyon ile yeniden yaşamakta ve bir yandan da acı ve hayal kırıklığını aşmaya çalışmaktadır. Hatta bu duruma kimi zaman yüzleşmeyi ve yeni bir çözüm üretmeyi zorlaştıran savunma mekanizmaları da eşlik eder. Terapi tüm bunları tanıtılır, terapiste yansıtılan aktarım üzerinden dahi bir iyileşme alanı oluşur, ve kişi kendi hikayesini keşfettikçe çözülmeler gerçekleşir, kişi kendisini sınayan döngüsel yaşamdaki sıkışmış enerjilerinden kurtulur ve iyileşme gerçekleşir, bu aynı zamanda kişinin kendi yazgısına açılarak yeni seçim alanları yaratmasıdır.