İşte Bu Doktor İndir
Gebelik, bir kadın için ömrü süresinde deneyimlediği en önemli ve değerli süreçlerden bir tanesi. Ancak sağlıklı bir gebelik için aslında gebelik öncesi süreç de oldukça önemli. Bu nedenle eğer gebelik planlıyorsanız sizin ve partnerinizin beslenme şekli ve yaşam tarzı tercihlerinin gebelik şansını ciddi şekilde etkilediğini hatırlatarak başlamak isterim. Her 7 çiftten birinin fertilite sıkıntısı çektiği kabul ediliyor. Fakat; bu sıkıntıların büyük bir kısmı beslenme ve hayat tarzı tercihleriyle aslında önlenebilmektedir. Gebelik ihtimalini arttırmak için, sağlıklı bir kiloda olmak ve dengeli bir beslenme düzeni sürdürmek oldukça önemli. Gebelik düşünen anne ve baba adaylarında besin yetersizliğinin doğurganlığı ve olası bir gebelikte bebeğin sağlığını negatif yönde etkilediği biliniyor. Bu nedenle; bazı mikro besin öğelerine daha fazla dikkat edilmesi gerekiyor. Anne adayı için bunlar başlıca folik asit, iyot, demir ve D vitamini. Bebeğin optimal gelişimini sağlamak adına anne adayının gebe kalmadan 3-6 ay öncesinde başlayarak, gebeliğin 12. haftasına kadar (isterse gebelik sonuna kadar da devam edilebilir) günde 400 mikrogram folik asit takviyesi alması ve buna ek olarak yiyeceklerden (yeşil yapraklı sebzeler, börülce, karnabahar, patates, portakal vb) 200-250 mikrogram folat (folik asitin bir başka kimyasal yapılı hali) alması öneriliyor. Genel olarak sebzeden zengin besleniyorsanız, besinlerden gelen folat konusunda endişe etmeye gerek yok. Yeterli miktarda folik asit alımı bebekte oluşabilecek beyin ve omurilik hasarı riskini %70 azaltırken gebelik sürecinde ve doğumda oluşabilecek olası riskleri de beraberinde azaltıyor. Gebe kalmadan önce, gebelik süresince ve doğum sonrasında yeterli iyot alımı oldukça önemlidir. Gebelik süresince yetersiz iyot alımı durumunda bebeğin beyin ve sinirsel gelişimi negatif etkilenebiliyor, düşük ihtimalini artıyor ve bebeğin beyin gelişimi etkilendiği için, zekası genetik potansiyelinden geride kalıyor. Çoğu birey dengeli beslenerek yeterli iyot alımına sahip olsa da, özellikle vegan ve vejetaryen anne adaylarının ve iyot eklentisi olmayan deniz tuzu vb tuzlar tüketen kişilerin bu konuya dikkat etmelerinde yarar vardır. Gebe kalmadan önce anne adayı demir eksikliği sonucu anemi teşhisi almışsa, bu durum bebekte erken doğum ve düşük doğum kilosu riskini arttırabiliyor. Bu konuya bu nedenle dikkat etmekte ve hamilelik öncesi demir seviyelerini ve alımını gözden geçirmek sağlıklı bir gebelik için önemlidir. Anne adayındaki D vitamini eksikliği ise bebekte kemik gelişimini ve iskelet yapısını olumsuz etkileyebiliyor, düşük doğum kilosuna ve bazı sağlık problemlerine sebep olabiliyor. Annede ise erken doğum, insülin direnci ve gebelik diyabeti gibi riskleri arttırabiliyor. Bu nedenle hamilelik öncesi, süresi ve sonrasında İngiltere’de günde 400 IU, Türkiye’de ise hamilelik ve emzirme döneminde 1200 IU takviye öneriliyor. Çok konuşulmayan ama doğurganlığı etkileyen bir diğer faktör, baba adayının beslenmesidir. Yetersiz miktarda çinko ve selenyum alımı, fazla alkol alımı sperm sayısı ve sperm hareketliliğini düşürüyor ve böylece gebelik ihtimalini düşürüyor. Dengeli beslenen bir bireyin çinko ve selenyum seviyeleri büyük ihtimalle yeterli olsa da, vegan ve vejetaryen baba adaylarının bu konuya dikkat etmesinde yarar var. Baba adayının obez olması  durumunda bunun da sperm kalitesini ve sayısını negatif etkileyerek doğurganlığa negatif etki yaptığı biliniyor, bu nedenle baba adayının sağlıklı bir kiloda olması başarılı ve sağlıklı bir gebelik için önemlidir. Özetle gebelik düşünen çiftlerde anne adayı kadar baba adayının da besinsel durumu gebelik ihtimalini etkiliyor.