Gebe Kalamama Nedenleri ve Tedavisi
Gebe Kalamayınca İnfertilite ya da Kısırlık Ne Zaman Denir; Doktora ne zaman gidelim?
İnfertilite (kısırlık), genç çiftlerde bir yıl ya da yaklaşık 12 adet /regl dönemi boyunca , korunmadan ve yeterli sayıda cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen gebelik oluşmamasıdır.
(Regl /siklus dönemi: kadında bir adetin ilk gününden, sonraki adetin ilk gününe kadar geçen süredir)
Gebelik oluşması için 12 siklus ya da 1 yıla kadar beklememizin en önemli nedeni ise, genç yaşlarda olup hiç bir problemi olmayan çiftlerin bile, bir aylık sürede ancak %20-25’inin gebe kalabileceğidir. Eğer bu çiftler gebe kalmak için çalışmaya devam etseler 5-6 ay sonra toplam olarak yarısı(%50) gebe kalacak, bir sene beklenirse 100 çiftten 85’i gebe kalmış olacaktı. Bir sene sonra henüz gebe kalamayan 15 kişi ise artık kısırlık ya da infertilite şüphesi ile doktora başvurmalıdır.
Önceden hiçbir şekilde gebelik oluşmaması durumunda primer (birincil) infertilite, daha önceden en az bir kez gebelik oluşmuş olması durumunda ise sekonder (ikincil) infertilite sözkonusudur.
İnfertilitenin tanımından da anlaşılacağı gibi kendinizde ve/veya eşinizde bir kusur olduğundan şüphelenmeden önce, 35 yaşından genç iseniz yaklaşık bir yıl kendi başınıza denemenizde ve bu süre sonunda gebelik olmamış ise doktora başvurmanızda yarar vardır.
Eğer yaşınız 35 yaşın altında ise, bu bir yıllık bekleme süresinde gebe kalma şansını yakalayabilir ve infertilite için yapılan tetkiklerin getireceği psikolojik, fiziksel ve maddi yüklerden kurtulmuş olursunuz.
Bir yıl beklemeden başvurması gereken çiftler de vardır: Anne adayının 35 yaş ve üzerinde olması, kadınların aylık regllerinin aylık değil de çok daha gecikerek gelmesi, ya da çiftlerden birinde gebeliğe engel olacağı bilinen bir durumun açıkça varlığı söz konusu olduğunda bu çiftlerin doktora daha erken başvurması gerekir.
Gebe kalamama nedenleri
Gebelik oluşmaması durumunda en sık görülen nedenin aylık %20-25’lik şansı bir türlü yakalayamamak olduğundan bahsetmiştik. Elbette ki deneme süresini uzattıkça gebelik şansını yakalayabilirsiniz.
Özellikle gebe kalma ihtimalinin yüksek olduğu yumurtlamadan (ovulasyon) önceki günler olmak üzere yeterli sıklıkta ilişki olmasına rağmen belli bir süre sonunda gebelik oluşmadığında doktora başvurmalısınız. Yapılacak muayene ve değerlendirmeler gebelik oluşmamasının nedeni ya da nedenlerini ortaya çıkarmak için gereklidir.
Gebelik oluşturmayı başaramayan bir çiftte infertilite nedenleri araştırıldığında ve bir problem saptandığında yakalaşık olarak %40 durumda problem kadında, %40 durumda erkekte, %20 durumda da hem kadın hem de erkekte bulunmaktadır.
Sonuçta, asıl birinci derecede önemli olan yumurta ve spermlerin kendisi ve kalitesidir.
Açıklanamayan İnfertilite nedir?
Yeterli bir süre zarfında gebe kalamayan çiftlerde, infertilite için başlangıç temel tetkikleri yapıldığında çiftlerin yaklaşık %10-15’inde ise gebelik oluşmaması için bariz bir neden bulunamaz.
Bu çiftlerde standart olarak temel yapılan tetkiklerde ise;
1-Yumurtlama olduğunun gösterilmesi,
2-Rahim duvarının normal, fallop tüplerinin açık bulunması (histerosalpingografi(ilaçlı rahim filmi) ve daha ileri dönemlerde diagnostik laparoskopi, histeroskopi gibi yöntemlerle incelenir)
3-Spermiyogramın (erkeklerin meni sıvısı içindeki dölleyen sperm sayı ve kalite incelemesi)
yapılmasına rağmen ve bunlar normal olmasına karşın bir sene içinde gebelik oluşmamaktadır.
Bu durumda açıklanamayan infertilite tanısı konur. Açıklanamayan infertilite kategorisine giren çiftlerin oranı giderek azalmaktadır. Çünkü teknoloji geliştikçe, yeni bilimsel ilerlemeler kaydedildikçe ve infertil çiftler incelenip araştırıldıkça ‘açıklanamayan’ olgularının bir kısmı aydınlanmaktadır.
İNFERTİLİTEDE STRES ÖNEMLİ !
Psikolojik etkenler ve stresin de hormon dengesi üzerinde olumsuz etkiler yapabileceği bilinmektedir. Stresin ortadan kalkması durumunda doğal yollardan gebeliklerin oluştuğu bilinmektedir. Açıklanamayan kısırlığın tedavisinde ilk seçenek olarak, aşılama ve ovulasyon indüksiyonu uygulanmaktadır.
İnfertilitede Yaşın Etkisi
25 yaşında olan 100 kadın ile, eşleri de ‘uygun yaşlarda’ olan 100 erkekten oluşan ve tesadüfen seçilmiş 100 çifti ele alalım. İstatistiksel verilere göre bu çift korunmasız olarak düzenli ilişkide bulunduğunda kadınların %50’si 5.5 ayda gebe kalacaktır.
Yine istatistiklere göre kadının yaşındaki her 5 yıllık artışa karşın gebe kalma süresi iki katına çıkar. Erkeğin yaşı ise bu rakamları ancak hafifçe etkiler. Bu rakamlara göre 30-34 yaş grubunda olan her 7 kadından biri, 35-39 yaş grubunda her 5 kadından biri, 40 ve ileri yaşlarda bulunan her 4 kadından biri bir yıllık bir deneme sonunda gebe kalamama problemiyle karşılaşacaktır. Demek ki kadının yaşı gebelik oluşması açısından önemli bir etkendir.
40 yaşından sonra adet düzeni çoğunlukla normal olduğu halde kendi başına gebe kalma oranı yüzde 10’un altına düşmektedir.
İnfertilitede Cinsel İlişki Sıklığı
İstatistikler haftada bir kez ya da daha az ilişkide bulunanlarda, haftada en az iki kez düzenli olarak ilişkide bulunanlara göre gebeliğin daha uzun bir zamanda oluştuğunu göstermektedir. Haftada üç ya da daha fazla düzenli olarak cinsel ilişkide bulunan sağlıklı bir çiftte gebelik oluşma olasılığı en üst seviyeye çıkmaktadır. Bu sıklıkta ilişkide bulunan bir çiftin, kadının peri-ovulatuar dönemini (yumurtlama olmadan önceki birkaç gün ve yumurtlama gününden oluşan en verimli dönem) atlamasına pratik olarak imkan yoktur.
İnfertilite (kısırlık) Tedavisi
Kısırlık tedavisi, araştırma safhasında bulunan nedene bağlı olarak yumurtlamayı sağlamak için hormon uygulanmasından cerrahi müdahaleye veya tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerine kadar değişebilir.
Yumurtlama problemleri
Kısırlık nedeniyle doktora başvuran kadınların yaklaşık % 20’sinde yumurtlama problemi vardır. Kadın üreme fonksiyonları bazı hormon bezleri tarafından salgılanan hormonlarla kontrol edilir. Bu bezlerden beyin sapında bulunan iki tanesi FSH ve LH hormonları yumurtlamanın oluşmasında temel rol oynarlar. Bu bezlerdeki hormon salınımındaki bozukluklar yumurtlama problemlerine yol açarlar. Bu durumda yumurtlama çeşitli ilaçlarla (Klomifen, Pergonal Humegon, Metrodin, Gonal F, v.s. ) uyarılmalıdır. Yumurta gelişimi kandaki hormon seviyeleri ve ultrasonla takip edilerek, yumurtlama için uygun zaman tayin edilebilir. Bazı durumlarda yumurtanın çatlaması çeşitli ilaçlarla (Profasi, Pregnyl, Ovitrelle…) sağlanabilir. Döllenme için en uygun zaman böylece belirlendikten sonra çifte ilişki önerilebileceği gibi halk arasında aşılama diye anılan spermlerin yıkanması sonrası rahim içine yerleştirilmesinden ibaret olan inseminasyon da yapılabilir.
İnseminasvon tedavisi (aşılama )
İnseminasyon daha çok rahim ağzına ait problemlerin bulunduğu, sperm sayısında ve hareketliliğinde hafif bozuklukların bulunduğu veya çifte ait hiçbir problemin bulunamadığı açıklanamayan kısırlık durumlarında uygulanmaktadır. İnseminasyon için erkekten alınan sperm sıvısı laboratuar koşullarında çeşitli yıkama işlemlerine tabi tutularak sperm hücreleri dışındaki tüm sıvılarından arındırılmakta, sperm hücreleri çok az bir sıvı içinde konsantre edilmekte böylece sayı hareketlilik oranı artırılmaktadır. Daha sonra bu sıvı ince bir kateter yardımı ile rahim ağzından geçirilerek doğrudan rahmin içine verilmektedir. Bu tedavi rahim ağzından salgılanan mukusun spermin rahim içine geçişini engellediği durumlarda en iyi sonucu vermektedir. İnseminasyon ayrıca nedeni açıklanamamış kısırlık olgularında ve hafif erkek kısırlığı olgularında da daha düşük başarı oranları ile kullanılmaktadır. En yüksek gebelik oranlarının ilk üç uygulamada olduğu altı uygulamadan sonra gebelik şansının çok düşük olduğu gösterilmiştir.
Uygun koşullarda yapılmış iki ya da üç inseminasyon sonrası yardımcı üreme tekniklerine geçilmesi düşünülebilir. Özellikle nedeni açıklanamayan kısırlık olgularında çiftlerin yaklaşık yüzde 25’inde tüp bebek uygulanmasında spermden veya yumurtadan kaynaklanan bir döllenme bozukluğu görülmektedir. İnseminasyon tedavisi ile gebelik şansı şartlara gore değişmekle birlikte altı uygulama sonucu yaklaşık olarak yüzde 30-50 civarındadır. Yumurtlama yokluğu ilaçlara yanıt vermediği bazı durumlarda yumurtalık yetmezliğine bağlı olabilir. Tedavisi olmayan bu durumda tek çözüm yumurta ve sperm ya da embriyo donasyonu olabilir. (başkasından alınması, bağişlanması).
Yardımcı üreme teknikleri – Tüp bebek
Erkek ve kadın üreme hücrelerinin doğal yollardan bir araya gelemediği durumlarda daha ileri tekniklere başvurmak gerekmektedir. Bu tekniklerin çoğunda kadının yumurtaları ultrason kontrolünde bir iğne ile emilerek vücut dışına alınmaktadır. Bu amaçla çeşitli ilaçlarla aynı anda birçok yumurtanın gelişmesi sağlanmakta ve uygun koşullarda 20’den fazla yumurta hücresi elde edilebilmektedir. Sperm elde edilmesi ise çoğu zaman çok daha kolaydır ancak menisinde sperm bulunmayan erkeklerde spermleri testis kanalından veya doğrudan testislerden elde etmek için cerrahi işlemlere (mikro TESE) gerek duyulmaktadır. Kliniğimizde tüp bebek işlemleri yapılıp bebek bekleyen çiftler tüp bebek laboratuvarına hazırlanmakta kontrolümüzde tüp bebek işlemleri tamamlanmaktadır.