Evlilik dışı ilişki dediğimizde aklımıza ihanet gelir. En genel tanımıyla fiziksel ve duygusal yakınlığın cinsel olarak ihlal edilmesidir. Evlilikten birincil beklentimiz tek eşlilik ve sadakattir. Aldatma ise bir ilişkiye en çok zarar veren durumdur. Dolayısı ile evlilik dışı ilişkileri hoş karşılamayız. Ancak bazı kişiler bir şekilde evlilik dışı ilişkiye dahil olurlar ve gerek ilişkileri üzerindeki gerekse kendi üzerlerindeki zararlı etkilerini yaşarlar. Çiftler için bu etkiler can yakıcıdır. Genellikle aldatan tarafın eşi veya partneri tarafından kızgınlık, değersizlik, öfke, umutsuzluk, hayal kırıklığı, güçsüzlük, depresyon, kendinden kuşku duyma gibi duygularla sonuçlanır. İlişkide bir kere ihanet olmayagörsün, bunu silmek kolay değildir ve bu yara daima tam olarak kapanmadan geçmişte saklı kalır. Pek çok çift bu yarayı kapattığını düşünse de, çoğu tetikleyici durumlar geçmişte yaşanan acı deneyimi hatırlatacaktır.
İhanetin en acıtan yanı başkası ile yaşanan cinsellikten ziyade başkası ile kurulan yakınlıktır. Çiftler kendi aralarındaki özel veya derin bağı kaybedip birbirinden kopmuş hissederler ve birbirleri için ne kadar önemli olup olmadıklarını merak edebilirler. İlişkilerinin sürüp sürmeyeceği ile ilgili korku duyabilir ve yalnız hissedebilirler.
Aldatma çoğu zaman bir semptomdur aslında. Yani aldatmanın altında yatan pek çok nedenler olabilir. Örneğin., cinsel ve duygusal yönden sürekli bir tatmin olamama durumu, tarafların daha fazla ilgi beklentisi ve ihtiyacı, fazla ve uzun süredir devam eden kırgınlıklar, gizli öfke, yeniden özgüven kazanma isteği, beğenilme, onaylanma, sevgi ihtiyacı, iletişim kuramıyor olmak, bencillik, ekonomik, fiziksel veya psikolojik şiddet, sürekli olarak alttan alan taraf olmak, bağımlı eşlerin varlığı, sevmeden evlenmiş olmak, eşlerin çocuk doğduktan sonra rol kaybı (anne ve baba olmaya daha fazla önem vererek eş olmayı ihmal etmek), güç savaşları, yüksek beklentiler, hayal kırıklıkları, kişilik yapıları ve psikolojik sorunlar gibi.
Çiftler arasında aldatma durumu varsa bu durumda uzman bir aile terapistine gitmek işe yarar mı? Ama olan biteni değiştirmek için terapist ne yapabilir ki? Olan biteni değiştirmek için yapabilecegimiz hiçbir şeyin olmadığı doğrudur. Ancak değiştirebileceğimiz şey olayın eşler üzerindeki etkileridir. Hisleri degiştirebiliriz. Algılarımızı degiştirebiliriz. Bazen ne bekledigimizi degistirmek iyi bir fikir olabilir. Terapiste gidip gitmemek tamamen çiftin kendi kararına bağlıdır. Ancak bir profesyonel olarak böyle bir durumda evliliğin önce irdelenmesi ve yukarıda bahsettiğim altta yatan sebepler ve duygularla çalışılması gerektiğini söyleyebilirim. Boşanabilmek için bile evlilik ile hesabı görmek gerekiyor. Aldatma durumunda ancak taraflar ortak terapi hedefleri ile yani örneğin ilişkilerini yeniden yapılandırmak gibi bir konuda hem fikir olduklarında, terapi ilişkileri daha da güçlendiriyor. Ancak ilişkinin duygusal bacağına asla müdahale edemiyoruz çünkü bu noktada kalp durmuş oluyor. Eşine duygusal yatırımı, ihtiyacı, isteği kalmamış çiftler için ortak terapi hedefi aldatmanın yaralarını sarmak değil, özellikle çocuklar da varsa, nasıl en az zararla evlilik birliğini sonlandırmak olabilir.