İşte Bu Doktor İndir
  Erken çocukluk dönemi ilişkileri bireylerin hayat boyu gelişimlerinde kritik bir zaman dilimini ifade etmektedir. Bu dönemde çocukların gelişim sürecini ve karakteristik özelliklerini etkileyen birçok etken olmakla birlikte en önemli etkenlerden birisi ebeveyn tutumlarıdır. Ebeveyn tutumları, anne-babaların çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri davranışlar bütününü kapsamaktadır. Ebeveynlerin çocuklarının nasıl bir insan olacağına dair gizli bir istekleri ve beklentileri bulunur. Bu isteklere bağlı olarak da kazandırmak istedikleri değerlere uygun yöntemler sergilerler. Böylelikle her ebeveyn kendi beklentilerine ve yaşantılarına uygun olarak çocuk yetiştirirken farklı davranışlar sergiler. Çocukların karakteristik özelliklerinin oturmasında, problem çözme becerilerinin gelişmesinde ve sosyal ilişkiler kurabilmesinde anne-babaların davranışları büyük bir etkiye sahiptir.  Çünkü çocuklar erken çocukluk döneminde en güvendiği iki insanı gözlemleyerek, bu davranışları taklit etme yoluyla kendisine kazandırmaktadır. Çocukların gelişiminde bu denli önemli olan ebeveyn tutumlarını kategorileştirmek gerekirse aşağıdaki şekilde açıklanabilirler: Demokratik Anne Baba Tutumu Demokratik ebeveyn tutumunda çocuk bir birey olarak kabul edilir. Bu aile ortamında herkes fikirlerini doğru veya yanlış olmaksızın özgürce ifade eder. Aile içinde alınacak olan kararlar çocuklar ile birlikte süzgeçten geçirilir ve çocukların düşüncelerine önem verilir. Çocuklara küçük yaştan itibaren gelişim çağlarına uygun olarak sorumluluklar yüklenir. Bu aile ortamında kurallar veya cezalar bulunmamakla birlikte herkes tarafından benimsenmiş belirli sınırlar vardır. Demokratik ebeveyn tutumu tüm ebeveynlerin benimsemesi gereken ideal bir tutumdur. Bu tür bir tutum içerisinde büyüyen çocuklar farklılıklara karşı saygılı, girişimci, yaratıcı, özgüvenli, benlik algısı yüksek, kendisini özgürce ifade eden, paylaşımcı özelliklere sahip bir birey olurlar. Otoriter Anne Baba Tutumu Aşırı kuralcı ve disiplinli olan bu ebeveynler yaşantılarına belirli kurallar getirerek çocukların da bu kurallara koşulsuz bir şekilde uymalarını isterler. Hiçbir konuda çocuklarının fikirlerini ve düşüncelerini önemsemezler ve tüm kararları kendileri alırlar. Otoriter ebeveynler çocuklarının gelişim dönemlerini ve kişilik özelliklerini yok sayarak kalıp beklentiler içerisinde olurlar. Aşırı kontrol odaklı, hoşgörüsüz ve katı ebeveynler ile büyüyen çocuklar stresli ve tedirgin bir gelişim sürecinden geçerler. Buna bağlı olarak otoriter tutumlar büyüyen çocukların stresli, tedirgin, kendine güvenmeyen, hata yapmaktan korkan, sessiz ve denetlenmeyi bekleyen kişiler olabilecekleri gibi; yetiştirilme tarzlarına tepki olarak isyankar ve kural tanımayan bir yetişkine de dönüşebilirler. Aşırı Korumacı Anne Baba Tutumu Ebeveynlerde en sık görülen tutumlardan birisi de aşırı korumacı tutumdur. Ebeveynler yaşadıkları korku ve kaygıyı yoğun bir şekilde çocuklarına hissettirirler. Bu aileye doğan çocuklar hep kontrol altında tutularak çok yoğun bir ilgi ile büyütülür. Ebeveynler çocuklarını tüm her şeyden koruma dürtüsü ile hareket ederek farkında olmadan aşırı derecede kısıtlama gösterirler. Korumacı tutum ile büyüyen çocuklar kendi hayatlarına dair her zaman seyirci konumundadır ve yetişkin olduklarında da karar almakta güçlük çeken, başkalarına bağımlı olan, problem çözme becerisi zayıf bireylere dönüşürler. Aşırı Hoşgörülü Anne Baba Tutumu Aşırı hoşgörülü ailelerde odak noktası her zaman çocuktur ve çocukların yaptığı tüm olumlu-olumsuz davranışlar hoşgörü ile karşılanarak tüm konularda özgür bırakılır. Çocuklara hiçbir zaman neyi nasıl yapması gerektiği, bazı zamanlarda nasıl davranması gerektiği hakkında bir açıklama yapılmaz ve çocuk dürtüleri ile hareket eder. Bu ebeveyn tutumu olmaması gereken ve çocukların karakterlerinde olumsuz özellikler oluşmasına sebep olabilecek bir tutumdur. Aşırı hoşgörülü tutum ile büyüyen bireyler her ortamda kendisine hizmet edecek birisini arayarak tüm istediklerinin anında gerçekleşmesini bekleyebilir. Bu tutumla kuralsız, bencil, sabırsız, sosyal ilişkileri zayıf, sorumsuz ve şımarık yetişkinler ortaya çıkabilir. İlgisiz ve Kayıtsız Anne Baba Tutumu İlgisiz ebeveynler çocuklarını dışlayarak yalnız bırakma eğilimi gösterirler. Aşırı derecede ihmalkar davranan ebeveynler çocuklarını hem duygusal hem de fiziksel olarak yalnızlığa sürüklerler. Ebeveynler çocukları kendilerini rahatsız etmediği sürece hiçbir zaman problem görmezler. Bu tutumu sergileyen ebeveynler çocuklara yalnız olduğunu hissettirerek güven duygularının sarsılmasına sebep olmaktadır. Aile içinde sözlü iletişimin az olması çocukların sözlü iletişimi etkileyerek konuşmasını geciktirebilir. Bu kişilerde yetişkinlik döneminde özgüven problemleri, sosyal anksiyete ve genel bir umutsuzluk hali görülebilir. Dengesiz Anne Baba Tutumu Dengesiz anne baba tutumu ebeveynlerin kendi içlerinde yaşadıkları tutarsızlıkların çocuğa yansıması şeklinde yorumlanabilir. Ebeveynler çocuklarına karşı tutarsız davranarak olaylar karşısında ortak kararlar verememektedirler. Örneğin annenin “evet” dediği bir duruma baba “hayır” diyebilir. Ebeveynlerin koydukları kurallar geçerli değildir ve karşılıklı olarak birbirlerinin kurallarını ihlal ederler. Hem annenin hem de babanın baskın olmaya çalıştığı ve partnerler arasında anlaşmanın sağlanamadığı bu ilişkilerde çocuklar ebeveynler arasında kalır. Hangisinin dediğini yapacağını bilemeyen çocuk büyük bir kararsızlık içerisinde kalarak bu kararsızlığı yaşam boyu üzerinde taşır. Dengesiz ebeveyn tutumu ile büyüyen çocuklar kararsız, kendi fikirleri olmayan, başkalarının fikirleri ile hareket eden, tutarsız davranışlar sergileyen çocukluk ve yetişkinlik dönemi geçirirler. Mükemmelliyetçi Anne Baba Tutumu       Mükemmelliyetçi anne babalar genellikle kendi yaşayamadığı şeyleri çocuklarının yaşamasını, başaramadıkları şeyleri çocuklarının başarmasını isterler. Ebeveynler oldukça benmerkezci düşünceler içerisindedirler ve çocuklarının kapasitelerini önemsemeksizin sadece başarılı ve mükemmel olmalarını isterler. Çocuklar kendilerini devamlı olarak psikolojik bir baskı içerisinde hissederler ve olası başarısızlık durumunda kendilerine karşı güvensizlik duyguları beslerler. Bu tutum ile büyüyen çocuklarda yaptığı işi beğenmeme, yetersiz hissetme, başkalarını mutlu etmek için çabalama ve kendi isteklerini arka plana atma durumları görülmektedir. Bu çocuklar yaşamlarında aşırı düzenli ve titiz ya da bunun tam tersi olarak dağınık bireyler olabilir. Mükemmelliyetçi bir tutumla büyüyen ve kendisini hep yalnız hisseden bu çocuklar yaşam boyu yanlış yapmaktan korkan, başarısız olduğunda hayal kırıklığı yaşayan, iç çatışmaları olan ve kendine güveni olmayan bir birey olabilir.   Ebeveynler Nelere Dikkat Etmeli? Her ebeveyn çocuk yetiştirme sürecinde bir ebeveyn tutumunu istemsiz olarak benimsemektedir. Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek için her şeyden önce çocuklara sevgi gösterilmeli, sevginin önüne hiçbir şeyin geçmesine izin verilmemeli ve değerli oldukları hissettirilmelidir. Bir birey olarak çocukların her zaman fikirleri alınmalı, aile içi kararlara çocuklar da dahil edilmeli, ebeveynler kendi düşünceleri ile çocukları tamamen yönetmemelidir. Böylelikle küçük yaştan itibaren kendi fikirlerini üretebilen çocuklar yetişkinlik döneminde de ortaya bir fikir atmaktan çekinmezler ve kendi kararları ile hayatlarını yönetebilirler. Çocuklara karşı açık ve hoşgörülü olunmalı, ebeveyn çocuk arasındaki anlayışlı ilişkinin kurulmasına önem verilmelidir. Bu ilişkinin kurulmasında en önemli faktörlerden birisi çocuklara karşı tutarlı olabilmektir. Bir aile olarak aile üyeleri ile birlikte ortak sınırlar belirlenmeli belirlenen sınırlar çerçevesinde hareket edilmesi gerektiği çocuklara zorlamadan demokratik bir yol ile aktarılmalıdır. Hata yapmanın her yaşta mümkün olabileceği, bu sebeple çocukların da hataları olabileceği düşüncesi ebeveynler tarafından çocuklara aktarılarak hata yapmaktan korkmayan, davranışlarının arkasında durabilen çocuklar yetiştirilebilir.   Uzman Klinik Psikolog Damla Kankaya Yazan: Psikolojik Danışman Zehra Gür