Duygular bizi biz yapan değerlerdir. Ailemize karşı sevgi beslememizde, birine kızmamızda, bir şey gördüğümüzde şaşırmamızda, korkmamızda, üzülmemizde her yerde var olmaktadırlar. Duygular karşımızdaki kişinin duygularını anlayıp ona göre tepki vermemizde, bazı durumlarda duygularımızı saklamamızda ve bunlar gibi birçok örnekte karşımıza çıkmaktadırlar. Duygular var olduğumuzdan beri bizimledirler. Fakat duyguları anlamlandırmaya ve duygularımızı kontrol etmeye erken çocukluk döneminde başlıyoruz. Bu makalede de erken çocukluk döneminde duyguların düzenlenmesi, duyguları anlama ve ifade etmenin desteklenmesinden bahsedilecektir.
Duyguları Anlama
Erken çocukluk dönemindeki çocuklar duyguları anlayarak kendilerini ve başkalarını duygusal olarak tanımlamaya başlarlar. Uzmanlar erken çocuklukta çocukların duyguları anlama üzerine aldığı eğitimlerin ilerleyen zamanlarda onları davranışsal, duygusal ve sosyal problemlere karşı koruyacağını savunmuşlardır ve bununla birlikte çocuğun duyguları anlama becerisi arttıkça olumsuz davranış tepkilerinin azaldığı görülmüştür (Kuyucu, 2012).
Çocukların kendi duygularını anlaması ilk başta karşısındaki kişinin duygularını anlamasına, kendi duygularını ifade edip düzenleyebilmesine ve daha sonra düzgün ilişkiler kurabilmesine olanak sağlayacaktır. Çocukların iletişim kurdukları kişilerin artması bu becerilerin daha da geliştirilmesi demektir. Bu yüzden çocukların sosyal ilişkileri ebeveynler tarafından desteklenmelidir. Bakım veren ve çocuk iletişimi de çok önemlidir. Çünkü çocuk doğduğundan itibaren bakım verenle duygusal iletişim içerisine girer. Duyguları, kendini anlamayı, karşısındakini anlamayı, kendini ifade etmeyi ondan öğrenmeye başlar.
Duyguların Düzenlenmesi
Duygu düzenleme karşımıza çıkan olaylarda duygularımız göstermeden önce içerisinde olduğumuz konuma göre düzenlememiz anlamına gelir (Coşkun).
Duygu düzenlememiz özellikle sosyal yaşantımızda bizi başarılı kılar. Mutlu, üzgün ya da kızgın olduğumuz da yapacağımız hareketlerde ölçülü ve kontrollü olmamızız sağlar. Mutlu olduğumuzda karşımızdaki kişi üzgünse duygularımızı ona göre düzenlememiz gibi.
Sosyalleşme bakımından önemli olan erken çocukluk döneminde duygu düzenleme becerileri önemli derecede şekil almaktadır (Bozkurt-Yükçü & Demircioğlu, 2017). Başka kişilerin duygularını anlamak için ilk önce kendi duygularımızı anlamlandırmamız ve ifade etmemiz çok önemlidir. Çocuğun duygularını anlamasında, sosyalleştirmesinde, düzenlemesinde ve ifade etmesinde aile önemli rol oynar (İlgar & Akbaba, 2017). Çünkü sosyalleşme ailede başlar. Bu yüzden ailenin davranışları çocuklar için oldukça önemlidir.
Duygu düzenleme becerisi düşük bireylerde saldırgan davranışların yüksek olduğu gözlemlenmiştir (İlgar & Akbaba, 2017). Duygu düzenleme becerisi yüksek bireylerde de yoğun duygular olur fakat etrafa ve kendine zarar vermeden yaşanır (Gençer, 2016). Bu, duygu düzenlemelerinin zor durumlarda bile mantıklı kararlar vermemizde bizse yardımcı olduğunu göstermektedir (Gençer, 2016). Erken çocuklukta gelişmeye başlayan bu beceriler ileriki dönemimizde bize önemli katkılar da sunmaktadır.
Duygu düzenleme becerileri erken çocuklukta önemli derecede şekil almaktadır ve başka etkenlerde bu becerileri etkiler. Duygu düzenleme becerileri cinsiyet, aile tipi ve kardeş sayısına göre değişim göstermektedir.(İlgar & Akbaba, 2017) Ayrıca araştırmalar ailenin sosyoekonomik düzeyi arttıkça duygu düzenleme becerisinde de pozitif yönde anlamlı bir farklılık bulmuşlardır (Bozkurt-Yükçü & Demircioğlu, 2017).
Duyguların İfade Edilmesinin Desteklenmesi
Çocuğun ilk sosyal çevresi ailesidir. Onların davranışları, duygularını nasıl yönettiği, nasıl ifade ettiği; çocuğun ilk gördüğü hem de ailesi tarafından öğretilen davranış biçimi olduğu için duyguların ifade edilmesi için çok önemlidir.
Duyguların ifade edilmesinde iki ebeveynlik rolü vardır. Duygu koçluğu yapanlar ve duyguları reddeden ebeveynler. Duygu koçluğu yapanlar çocuklara duygularını anlamlandırmada, onlarla nasıl başa çıkabileceklerini öğretmede yardımcı olurlar. Duyguları reddeden ebeveynler ise olumsuz duyguları engellemeye çalışır, çocuklarını bu şekilde
yetiştirir bu yüzden çocuklar olumsuz duygular ile nasıl başa çıkacaklarını bilemezler ve bu da çocuklarda genel olarak duyguların bastırılmasında ve ifade edilmesinde zorluk meydana getirmektedir (Santrock, 2016).
Ebeveyn tutumunun demokratik olması da çocuğun duygularının ifadesinde önemlidir. Bu yüzden “duyguların desteklenemsi1” açısından demokratik ebeveynlik önerilir. Baskıcı, koruyucu ve ilgisiz ebeveyn tutumu ise duyguların gelişimi ve ifadesinde negatif etki gösterir ve önerilmemektedir (Günalp, 2007).
Öneriler
Çocuklarla güzel bir iletişim kurulmalıdır (Gür & Koçak, 2016).
Duygularla neden-sonuç ilişkili etkinlikler düzenlenmelidir (Gür & Koçak, 2016).
Ailelere ve öğretmenlere bu konularda eğitimler verilmelidir (Gür & Koçak, 2016).
Çocuklara duygularla ilgili çizimler, sanatsal, etkinlikler ve tiyatro çalışmaları yaptırılabilir (Gür & Koçak, 2016).
Ebeveynler olumlu tutum sergilemelidir (Kuyucu, 2012).
Çocukların akranlarıyla ilişkilerinde duygusal-davranışsal tepkileriyle ilgili eğitim programları oluşturulabilir ve okul öncesine koyulabilir (Kuyucu, 2012).
Film izleyip daha sonra karakterlerin davranışları üzerine çocukla konuşulabilir (Günalp, 2007).
Çocukların gördükleri olaylar karşısındaki duyguları hakkında konuşulabilir (Günalp, 2007).
Öğretmenlerin; baskıcı, koruyucu ve ilgisiz ebeveynleri bilgilendirmesi faydalı olabilir. Ailelerin davranışları bu şekilde düzenlemesi önerilir (Günalp, 2007).
Duyguların çocuk tarafından farkına vardırılması ve ebeveynlerinde çocukların duygusal gelişimine destek vermesi önerilir (İlgar & Akbaba, 2017).
Öğretmenlere bu konuda gerekli eğitimler verilmelidir (İlgar & Akbaba, 2017).
Son olarak daha fazla araştırma yapılması ve farklı değişkenler açısından durumların incelenmesi gerekmektedir (Bozkurt-Yükçü & Demircioğlu, 2017).
Sonuç
Ebeveynler tarafından erken çocukluk döneminde sağlıklı bir şekilde duygu ifade etmesini desteklenmesinde, düzenlenmesinde ve anlamlandırılmasında destek görmüş bireyler ileriki yaşantılarında bireysel ve toplumsal ilişkilerinde daha başarılı, girişken ve çözüm odaklı olmaktadırlar. Bu nedenle erken çocukluk döneminde duyguların desteklenmesi, düzenlenmesi ve ifade edilmesinin desteklenmesi hem duygusal hem de davranışsal gelişim için çok önemlidir.