Erken boşalma, erkeklerde en sık görülen ve sık tedavi başvurusu yapılan cinsel sorunların başında gelmektedir. Bazen ilk cinsel birleşmeden itibaren karşılanabilmekte iken bazen de sonradan ortaya çıkmaktadır. Freud döneminde bilinçdışı süreçlerle açıklanan bu bozukluk daha sonra klinisyenler tarafından biyopsikososyal sebeplerle açıklanmaktadır. Birçok vakada bu bozukluğun birden fazla nedeni bir arada bulunmaktadır. Tıbbi nedenlerle ortaya çıkmasına karşın daha çok psikolojik nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Ancak hala nedenlerine yönelik açıklanamayan birçok soru bulunmaktadır.
Aşağıda erken boşalmanın nedenlerine yönelik bazı yaklaşımlar kısaca sunulacaktır.
Biyolojik yaklaşım: biyolojik yaklaşıma baktığımızda boşalma refleksinin kontrolünü sağlayan otonom sinir sistemi üzerinde etkili olan alkol, madde ve ilaçların boşalma süresini etkilediklerini belirtmektedir. İlaç ve maddeler hem erken boşalmaya sebep olabilmekte hem de erken boşalmayı geciktirmek için ilaçlar da kullanılabilmektedir. Ancak ilaç kesildiğinde erken boşalda tekrar devam edebilmektedir. Erken boşalmanın genetik bir etkisi olup olmadığı tartışılmış olsada araştırmalarla yeterince desteklenmemiştir.
Fiziksel yaklaşım: erken boşalmada neden çoğunlukla psikolojik olsa da nadiren de olsa sorun prostat bezi iltihabı ve sinir sistemi hastalıkları olabilir. Daha önce boşalma kontrolü olan ancak sonradan erken boşalma sorunu oluşmuşsa nedenin fiziksel sorun kaynaklı olduğu daha olasıdır. Bu yüzden daha önce boşalma kontrolü yolunda ise ve olağan dışı bir stres veya ilaç kaynaklı değilse bir endokrinolog, ürolog ve nörolog tarafından hastanın değerlendirilmesi gerekir.
Psikolojik yaklaşım: erken boşalmaya genellikle psikolojik nedenler etkili olmaktadır. Özellikle yaşam boyu süren erken boşalma türünün psikolojik neden kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Helen Singer Kaplan, orgazmı yöneten ve orgazmdan önceki beden duyumlarının yeterince hissedilmemesi nedeniyle boşalma üstüne bireyin kontrol sağlamadını öne sürer. Nasıl ki çocuklar ilk başta idrar ve kaka kontrolü yapamazken sonrasında bu becerilerini geliştirirler. Aynı bunun gibi genç bir erkek de cinsel yaşantının ilk zamnalarında bunu beceri haline getirene kadar kontrol edemeyebilir. Ancak erken boşalma duygusal sorunlara bağlı olarak da oluşabilmektedir. Master ve Johnson erken boşalmada endişe ve stresin önemli bir etken olduğunu belirtmektedir. Aynı zamanda düşük özgüven, olumsuz beden imajı, hayal kırıklığı, maddi sıkıntılar ile bipolar bozukluk, depresif bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk ve travmatik bozukluklar da erken boşalmaya neden olabilir. Ayrıca çevresel faktörler de etkilidir: ortamın güvensizliği, yakalanma korkusu, gebe kalma korkusu, hastalık kapma, aşırı istek gibi. Özetle stres ve endişe önemli erken boşalma faktörlerindendir diyebiliriz.
Psikanalitik yaklaşım: Psikanalitik teoriye göre erken boşalma nevrotik bir belirtidir ve yalnızca serbest çağrışımla tedavi edilebilir. Bu teoriye göre erken boşalma bazı ruhsal çatışmalardan kaynaklanmaktadır: kadınsı yönelim, kadını cinsel hazdan mahrum bırakmak ve bebeklikte çözümlenmemiş aşırı narsisizm.
Psikodinamik yaklaşım:
Bu yaklaşıma göre çiftin kişilerarası ilişkilerinde çıkan sorunların yıkıcı etkisi olarak erken boşalmanın oluşmasında önemli bir faktördür. Erken boşalmanın başlamasında anksiyete üzerine odaklanır. Çoğunlukla performans anksiyetesi olarak anılan ve zihnin cinsel başarısızlık veya zayıf performansla meşgul olması ve bu nedenle gelecekteki cinsel etkileşimlerden kaçınmasına yol açan beklentisel kaygıya gönderme yapar. Burada cinselliğin hastanın yaşamında nasıl anlam bulduğu çok önemlidir ve detaylı ele alınır. Bazen erkek kadına karşı olan öfkesi nedeniyle onu cinsel hazdan mahrum etme ile etmeme arasında gidip gelir ve böyle düşündüğü için de kendine karşı da öfke geliştirir. Bu çatışma nedeniyle ne yapacağını bilemez ve hem kendini hem de partnerini erken boşalarak cinsel hazdan mahrum bırakır. Erkek ve kadın arasındaki güç mücadelesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Bilişsel-Davranışçı yaklaşım:
Bu yaklaşım, erken boşalmanın gelişim ve devam etmesinde sertleşmeyi sürdürememe ve boşalmayı kontrol edememe anksiyetesi ve yetersizlik bilişlerinin sorumluluğunu vurgular. Cinsellikle ilgili yanlış bilgi ve inançlar, eksik bilgiler, deneyim eksikliği, performans kaygısı ile erkeğin uyarılma durumuna odaklanmaktan uzaklaşması ve bu nedenle boşalma üzerinde kontrolsüz davranması durumu oluşur.
Master ve Johnson ilk cinsel deneyimin kaygılı geçmesini “erken öğrenilmiş deneyim” olarak ifade ederek sonraki deneyimlere temel oluşturduğu ile açıklamaktadır.
Bazı erkekler toplumsal değerler ve inançları nedeniyle cinselliği hayatlarına almakta sorun yaşarlar. Cinsellikle ilgili fantezi, mastürbasyon, keyif ve zevk söz konusu olduğunda kendilerini kötü hissetme, pişmanlık ve suçluluk duyguları yaşamaları nedeniyle cinsellikten uzak durabilir ya da cinsellik bir zorunluluk veya görev haline gelebilir.
Bu yüzden bu yaklaşıma göre cinsel bilgilendirme, erken boşalmanın yeniden çerçevelendirilmesi, eksik ve yanlış cinsel bilgilerin düzeltilmesi üzerine tedavi planlanır.
Boşalma Refleksinin Hızlanması Yaklaşımı:
Bu yaklaşım, fazla kaygı ve endişeli kişileirn sertleşmelerini kaybedecekleri korkusu ile haz duygularına odaklanmayarak farkında olarak ya da olmayarak hızlı boşalırlar. Burada ana özellik son derece “hızlı bir boşalma reflesk mekanizma” olduğudur. Bu yüzden bu mekanizmanın “dur-başla” ya da “sıkma” egzersizleir ile uzatılması belirtilmiştir.
Yeni Bir Kavram: “Boşalmanın Duusal Farkındalığının Olmaması”:
Kaplan “cinsel duyusal farkındalık eksikliğinin” erken boşalmanın doğrudan ve halihazırdaki nedeni olduğunu düşünür. Erkeklerin cinsel uyarılma düzeyleri hakkında yeterli geribildirim geliştiremediklerine inanır. Bu durumdaki erkekler cinsel olarak uyarıldıklarında ya da boşalmaya yaklaştıklarında tam olarak ne hissettiklerini ya a zihinsel olarak orgazmik duyumun belirtilerini anlayamazlar. Bu erkekler, rahat olmak ya da tamamen cinsellikten zevk almak yerine performansa odaklanarak kendi içlerinde yarışa girerler. Kendi cinsel duyumlarından çok partnerlerini memnun etmekle çok uğraşırlar. Tüm uğraşları partnerleirnin cinsel tepkilerine odaklandığı için kendi cinsel duyumlarının farkında olamazlar. Cinsel birleşme sırasında eleştirilme ve reddedilme korkuusu ile partnerini memnun etmeye uğraşırlar.
Sistemik Odaklı Yaklaşım: İlişkisel Bir Sorun Olarak Erken Boşalma:
Bu yaklaşım erken boşalmanın duygusal ilişkiselsorunların sonucunda ortaya çıktığını belirtmektedir. Cinsel sorunlar ilişkide karşılanmamış dugusal ihtiyaçlardan kaynaklanır diğer bir değişle. Bu yüzden duygusal ihtiyaçlar karşılanmadan sadece cinsel semptomla uğraşmak çift ilişkisinin düzelmesi için yeterli olmaz. Güç ve kontrol mücadeleleri, bağlılık/bağlanma korkusu, yakınlık geliştirme korkusu ve gerçekçi olmayan cinsel performans beklentisi erken boşalmaya neden olabilir. Sorunun içinde iki tarafın katkısı olduğu kabul edilir ve çözüm için de iki partnerin katkısı dahil edilir.
Not: Yukarıdaki yazı Psikiyatr ve Psikoterapist Cebrail Kısa’nın “Erken Boşalma ve Tedavisi” kitabının ilgili bir bölümünden özetlenmiştir.