Ergenlik, fırtınalı, büyüme sancılarını içerisinde barındıran bir gelişimsel dönemdir. Ancak duygusal çalkantılara ve ergenlik döneminin zorluklarına rağmen, çocukluktan yetişkinliğe giden güzel bir dönüşümü de içinde barındırır. Güzel bir dönüşüm olarak adlandırıyoruz çünkü gerçekten de bireyin kendini keşfedebildiği, birçok şeyi deneyimleyerek kendini geliştirdiği, toksik ilişkiler içerisinden kendisini güçlendirip kurtarabildiği durumları içerir. Yapılan klinik çalışmalarda ergenlik döneminde bireyler için en büyük ihtiyacın 'kendini ifade edebilme' olduğunu gözlemlemekteyiz. Sürekli olarak düşünür, hisseder ve her ana (geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek) kendilerini kaptırırlar ancak bunları ifade etme becerileri henüz o kadar gelişmemiştir. Kendini iyi ifade edebilme, hitabeti kuvvetli ve kendinden emin yetişkinler için bile çok zor olabiliyorken ergenler içinde oldukça zordur. Bu yüzden de gençlerle iyi iletişimi nasıl geliştirebiliriz konusu oldukça önemlidir.
Kelimeler her zaman yeterli değildir. İnsanların en derin ve en savunmasız düşüncelerini, duygularını ifade etmek için daha fazla şeye ihtiyaç duydukları zamanlar vardır. Sanat ve yaratıcı ifade bu noktada yardımcı olmak için iyi bir kaynaktır. Bunlar gençler için mükemmel bir rehberdir. Sanat ve yaratıcı ifade, bir duygu fırtınasını açığa çıkarabilir; sözcüklerin dile getiremeyeceği şeyleri söyleyebilir.
Kelimelerin yeterli olmadığı zamanlarda, bireyin davranışlarını takip edebilmek ve ihtiyacı olanı keşfedebilmek çok kıymetlidir. Örneğin yetişkinlikte dış görünüm oldukça önemli bir şeyken, bireyin duş almaktan kaçındığı, sağlıksız beslendiği gözlemlenir. İstediği ile yaptığı şey arasında ciddi farklılıklar gözlemlenir bu sebeple de ebeveynleri tarafından tutarsız ve dengesiz olmakla itham edilirler. Yargılayıcı, suçlayıcı söylemler kurmaktan kaçınmak bu dönemde önem arz eder. Çocuğu sanat ve sportif aktivitelere yönlendirmek, entellektüel seviyesini arttıracak alanlar sunmak faydalıdır. Zorlanılan konularda terapi desteği almaktan kaçınmamak gerekir. Birçok ergen, ben problemli değilim diyerek terapiye gitmeyi reddeder. Bireye bu yönde bir mesaj vermeden, gelişimsel destek adına bunun faydalı olabileceği açıklanmalıdır. Ancak aile içi çatışmalarda, sürekli sorunun onda olduğu mesajı verilmiş ise terapiye dirençte artacaktır.