ERGENLER VE PANDEMİ
Sevgili ebeveynler, ergen çocuğunuzla karantina süreci nasıl gidiyor? “Zorlanıyorsanız, bu gayet doğal” demek için burdayım. Yetişkin olma yolu, incitici taşlarla döşelidir. Bir çok araştırmacının ergenlik dönemini fırtına ve stres dönemi olarak adlandırması işte bu yüzden. Çocuk yetiştirmenin her yaş grubu için farklı zorlukları olduğu aşikar. Fakat ergenlik dönemi, ne yetişkin ne de çocuk olan bu gençlerimiz için bile oldukça zor. Hele bir de karantina döneminde evdeyse, arkadaşlarıyla görüşemiyorsa, iletişimi sınırlıysa, okula bile gidip sosyalleşemiyorsa ve sokağa çıkma yasağı varsa... Hepimiz aynı durumdayız, alışması gerekiyor diye düşünüyor olabilirsiniz. Bir noktada haklısınız da. Fakat hatırlamamız gereken bazı biyolojik farklılıklar var.
Bunlardan en önemlisi beyin gelişimi. Ergenlerin dış dünyaya verdikleri tepkiler mantıklarına değil, duygularına dayanır. Çünkü hepimizin beyninde bulunan ve sakinleşip mantıklı düşünmemizi sağlayan frontal lob dediğimiz kısım ergenlik dönemindeki kişilerde henüz gelişimini tamamlamamıştır.
Bunun tam tersi olarak da korku, üzüntü, panik, öfke, nefret gidi duyguların yönetiminde görevli amigdala ise oldukça etkindir. Bu da hissettikleri bu duyguları daha yoğun yaşamlarına sebep olur ve özellikler kriz durumlarıyla yetişkinler kadar sağlıklı baş etmede oldukça zorlanırlar. Ayrıca stresli bir durumla karşılaştıklarında yetişkinlere oranla çok daha aşırı tepkiler vermeye meyillidirler.
Şimdi kendi ergen çocuğunuzun davranışlarını bir düşünün, sizin için atlatılması veya başedilmesi kolay bir stres durumuna çocuğunuz gereksiz diye nitelendirdiğiniz yüksek tepkiler vermişti öyle değil mi? Mesela okuldan ayrılmak zorunda olan yakın arkadaşının gidişine ya da gitmek istemediği bir ortama onu götürmeye çalıştığınızda? İsyankar ve dramatik öyle değil mi? İşte bunlar hep amigdala. Merak etmeyin zamanla frontal lob gelişimini tamamlayacak ve o dalgalı deniz durulacak.
Bir de bunların yanında hormonlar var tabiki. Tüm ergenler yetişkinlerin salgıladığı her hormonu salgılar, fakat farklı düzeylerde. Mesela adrenalin ergenlerde duygusal durumlarına göre daha fazla salgılanır. Stres ve endişe düzenleyici görevi gören kortizol hormonu da aynı şekilde ergenlerde daha fazla salgılanma eğilimindedir. Buna bağlı olarak da ergenler daha stresli ve endişeli olmaya meğillidirler.
Tüm bunları öğrendikten sonra, yetişkin olarak bizlerin bile ne kadar zorlandığı içinde bulunduğumuz bu kriz döneminin onlar için ne ifade edebileceğini lütfen bir düşünün. Size farkettirmemeye çalışıyor ve baş ediyor gibi görünüyor olabilirler. Fakat hepimiz gibi onlar da çok zorlanıyorlar.
“Peki biz ne yapacağız?” diye soracak olursanız eğer, cevabı şu; en başta sabırlı olup onların bu ani ve aşırı olabilecek duygusal tepkilerinin normal olduğunu hatırlamalısınız. İnatlaşmak işe yaramaz ve aranızdaki ilişkiye zarar verir. Her zaman onun duygularını ifade etmesine olanak sunan taraf olmalısınız. Her ne kadar yetişkin gibi görünüp davransa da aslında duygusal olarak hala sizin sakinleştirmenize ve dengelemenize ihtiyacı var. En önemlisi de anlaşılmaya ihtiyacı var, hepimiz gibi. Bu yüzden de iyi bir dinleyiciye ihtiyaç duyarlar. Fakat bu “iyi dinleyici” ebeveynleri olarak siz olmak zorunda değilsiniz. Bu bazen aile büyüklerinde biri, bir kuzeni veya aklı başında bir akranı olabilir. Başka bir kişinin bu görevi üstlenebileceğini bilecek kadar olgun olmalısınız. Kriz durumunda ani çıkışlarına siz de aynı şekilde karşılık verirseniz, bu davranışının normal ve doğru olduğunu düşünür. Lütfen bir yetişkinin nasıl davranması gerektiğini doğru örnek olarak onlara verelim.
Sevgiler.