İşte Bu Doktor İndir

Ergenlik bir hastalık değildir. Ergenlik hayatın olağan bir evresidir. Çocukluktan yetişkinliğe geçişteki o zorunlu bölgedir. Kimi ergenler o süreci çok fırtınalı atlatır, kimi ergenler biraz daha makul sürede atlatır. Sürecin doğasında kafa karışıklığı, ne olduğunu, kim olduğunu bilmeme, bilememe hali vardır. Zaten sürecin doğasında bir kimlik arayışı vardır.

Bu süreçte anne ve babalar çok çaresiz hissedebilir. Çünkü ergenin anne ve babaya meydan okuyucu bir tavrı vardır ve bu sürecin olağan kısmıdır. Anne ve babanın bu süreci kişiselleştirmemesi, alınganlık göstermemesi, bir inatlaşmaya girmemesi önemlidir. Biz anne babalara deriz ki : “Koltuğunuzda sağlam oturun”.

Anne ve babaların kendi ergenliklerini nasıl geçirdikleri önemlidir. Ergenliklerini geride bırakmış olmaları önemlidir. Kimi ailelerde şunu görmekteyiz, çocuk kendi egemenliğini ilan ediyor; evde bir kral gibi dolanabiliyor, anne ve baba ne yapacağını bilemeyebiliyor. Herkesin yeri karışıyor, zaten ergenlik problemlerinin terapisinde en önemli şey herkesin yerini bilmesi ve yerini korumasıdır. Ergen de şuna teşvik edilmeye çalışılır, anne ve baba bir köşede dursun ama ergen de ne istediğine odaklanmalıdır. Yaşam amacı ne? 3 ay sonra, 3 yıl sonra kendini nerede görmek istiyor, bu O’nun hayatı ve bunu sahiplenecek mi? Çünkü kendisine yatırımda bulunursa bunun bir bedeli var, bunu yapmazsa bir bedeli var.

Ortak aile kuralları var ve ortak aile kurallarına iştirak etmek ve uymak önemli. Ergene sunulan kurallar ve aile kuralları, anne ve baba tarafından da uyulan yasalar olursa ergen için bu yasalar daha kabul edilebilir olur. Bir çok kez şunu görüyoruz, ergene bir takım yasalar öneriliyor ama anne ve baba bu yasalara uymamış. Böyle durumlarda güçlü olanın dayattığı orman kanunu gibi yasalar oluyor ve bu sefer de ergen bu yasalara boyun eğmiyor.

Anne ve babanın bu süreçte yapabileceği en iyi şey kendi değerlerini de açık, dürüst, yakın bir şekilde sunmaları; görünürde değil, hakikaten örnek olmamaları.