Endometriozis,basit bir tarifle endometriuma (rahim iç zarına) oldukça benzeyen ancak bir takım farklar da içeren bir dokunun rahim (uterus) dışında yerleşmesi ve gelişmesi durumudur. Endometriozis bulunduğu yerlerde yara dokusu gelişimine, buna bağlı olarak karın içi özellikle de kadın üreme sisteminin yer aldığı pelviste (leğen kemiklerinin oluşturduğu, kadın üreme sistemi organlarının yer aldığı karın boşluğunun en alt kısmı) yapışıklıkların oluşmasına ve yangısal değişikliklere neden olur. Endometrioma ise, rahim içinde yer alan endometrium dokusunun bir kist oluşturacak şekilde sıklıkla yumurtalık (over) içerisinde bazen de yumurtalık üzerinde bulunması durumudur. Endometriozis hastalığının en sık görülen formudur. Endometriozis hastalarının %15 ile %45’inde endometrioma bulunur.
Endometriosiz çoğu zaman yumurtalıkların içinde gelişir. Burada kahverengi-siyah bir sıvı ile dolu kistler oluşturur. Büyüklük açısından çok farklı şekillerde oluşan bu kistlere endometrioma denir.İçindeki sıvının rengi ve kıvamı nedeni ile ‘çikolata kisti’ olarak da isimlendirilirler.Bu kistler yumurtalık dışında rahim ve kalın barsağın son kısmı olan rektum arasında kalan Douglas boşluğunda, rahimin üzerinde hatta daha da derin olarak vajen ve rektum arasında gelişebilmektedir (derin infiltratif endometriozis). Bu bölgelere yerleşen endometriotik doku aynen endometrium (rahim iç zarı) gibi estrojen ve progesteron hormonları etkisi ile gelişerek, sancılı adet görme, birliktelik sırasında ağrı gibi semptomlara neden olur. Hastalığın sürekli hormon etkisi altında gösterdiği bu değişiklikler kadın üreme sisteminde tüpler de dahil olmak üzere pek çok yerde yapışıklıklara neden olarak gebelik gelişme ihtimalini de etkileyerek infertiliteye sebep olabilmektedir. Ayrıca endometriomaların içerisinden salgılanan anormal sitokin ve interlökin gibi toksik maddeler sağlıklı rahim zarında değişikliklere neden olarak hem embriyonun tutunmasını hem de potansiyel olarak sağlıklı bir embriyo gelişimini etkileyebilmektedir. Ayrıca endometriomalar potansiyel olarak erken over yetmezliğine, azalmış over rezervine ve anormal yumurtlama süreçlerine sebebiyet verebilmektedir.
Endometriomalar üreme çağındaki kadınlarda yumurtalık kanseri gelişme ihtimalini artırabilmekte, normal yumurtalama süreçlerini olumsuz etkileyebilmekte , cinsel birliktelikte ve adet dönemlerinde ağrıya sebep olabilmektedir. Her ne kadar çoğu endometrioma iyi huylu yapılar olarak kabul edilmekteyse de hızlı büyüyen ,takip ultrasonografilerinde şekil, içerik ve görünüm değişikliği tespit edilen olgularda habis bir durumun olmadığını doğrulamak için cerrahi olarak endometriomaların çıkartılması gerekebilir. Yine şiddetli adet sancısı ve çocuk sahibi olmakta güçlük yaşayan çiftlerde ameliyat yapılabilir. Yumurtalıkta yer tutan bir endometrioma durumunda o taraf yumurta rezervi ve yumurta kalitesi ciddi bir şekilde etkilenebilir.
Tedavi
Temel yaklaşım kadının yumurtlama döngüsünü baskılama esasına dayanır. Genellikle ilk olarak doğum kontrol haplarının ya da sadece progesteron içeren ilaçların kesintisiz olarak kullanılması veya yetersiz kalırsa başka ilaçlarla hipotalamusa (beynin adet döngüsünü düzenleyen bölgesi) etki eden ajanlarla yumurtlamanın baskılanması tercih edilir. Hipotalamik düzeyde etki eden ilaçların uzun dönem kullanımının başta kemik kaybı ve kemik ağrısı olmak üzere kilo alımı,sıcak basmaları gibi düşük estrojen düzeylerine bağlı yan etkileri er ya da geç ortaya çıkar; bu açıdan dikkatli olunmalı ve gerekirse estrojen düşük dozda tedaviye eklenmelidir. Sürekli kasık ve bel ağrısı yaşanan durumlarda ağrı kesici ilaçların kullanılması kısa süreli olarak hastalarda rahatlama sağlayabilir. Ancak tüm bu yaklaşımlar sadece geçici rahatlamalar sağlar ve endometriomaların belki büyümelerini engellese de ya da bazen kısmen küçültebise de ortadan kalkmasını/kaybolmasını sağlamaz.
Hastaların önemli bir kısmında endometriomaları eğer semptomları yoksa belirli aralıklarla (6 ayda bir) takip etmek yeterli olabilmektedir. Ancak takip edilen hastalara endometriomaların yumurtalık fonksiyonlarını ve yumurta kalitesini bozabileceği, daha uzun dönemde yumurtalık rezervini azaltabileceği bilgisi muhakkak verilmelidir. Henüz çocuk sahibi olma arzusu yoksa ve yumurtalık rezervi azalıyor ise ve yine endometriomalara yönelik cerrahi işlem yapılması gündemde ise cerrahi önesi ‘’yumurta dondurma’ gibi doğurganlığı koruyucu tedaviler hakkında hastalar bilgilendirilmelidir. Evli ve çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde 1 yıl geçmesine rağmen gebelik gelişmiyor ise olası bir cerrahi öncesinde endometriomaların büyüklüğü, yerleşimi ve tüplerin durumu değerlendirildikten sonra yardımla üreme teknikleri ile gebelik hızını artıracak ve gebelik gelişimini sağlayabilecek aşılama, tüp bebek tedavisi ya da embryo dondurma gibi seçenekler hakkında çiftler bilgilendirilmelidir. Görüldüğü üzere endometrioma/endometriomaları olan hastalarda çok titiz davranmak ve doğru yönlendirmeler ile doğurganlığı korumak için fazladan çaba gerekmektedir.Çünkü tedavi için cerrahi aşamaya gelindiyse öncesinde doğurganlığın korunması adına her türlü yaklaşım eksiksiz bir biçimde uygulanmalıdır. Tekrarlayan yumurta toplama ve dondurma tedavileri ile ya da tekrarlayan yumurta toplama ve embryo dondurma tedavileri ile cerrahi öncesinde yapılabilecek her şey uygulanmalıdır. Endometrioma olgularının önemli bir kısmının kendiliğinden gebe kaldığı ve sağlıklı canlı doğumu başardığı da bilinmektedir. Yine gebelik planlaması yapan çiftlerde aşılama ve tüp bebek ile gebelik sağlanabilmektedir. Hastanın ya da çiftlerin başvuru anındaki durumları ve istekleri doğrultusunda tüm bu tedaviler doğru ve olası yaklaşımlardır.
Ancak bazen hastalar hem büyük endometriomalar (5 cm’den büyük) hem de yaygın derin infiltratif endometriozis ve buna bağlı yoğun şikayetler ve azalmış yumurtalık rezervi ile karşımıza çıkabilmektedir. Yine bazı hastalar ağırlıklı olarak da şikayeti olmayan ve bu nedenle daha önce jinekolojik bir muayene (bekar hastalarda karından yapılan ultrasonografi çoğu kez tek başına yeterlidir) ihtiyacı görmeyen genç hastalar ani başlayan karın alt kısmı ve kasıklarda ağrı ile kendini belli eden yumurtalığın kendi etrafında dönmesi ile kendi kendinin beslenmesinin bozulduğu ‘over torsiyonu’ denen bir klinik ile karşımıza çıkabilmektedir. Erken dönemde müdahale edilirse yumurtalık korunabilir ve endomtrioma çıkartılabilir. Geç kalınmış olgularda etkilenen yumurtalık tamamen alınabilir.
Endometrioma olgularına cerrahi yaklaşım laparoskopik (kapalı) eksiyon ve varsa karın içi yapışıklıklarının açılması şeklindedir. Çok nadir bazı olgularda açık cerrahi gerekebilir.Her iki durumda da cerrahi sırasında çok titiz davranarak endometrioma çevresindeki kadının doğurganlığını sağlayan yumurtalığın germinal dokusu ( germinal epitel) korunmaya çalışılmalıdır. Bu nedenle operasyon deneyimli kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından uygulanmalıdır. Usulüne uygun yapılan cerrahi müdahalelerde doğurganlık tesis edilebilmekle beraber olguların bir kısmında endometrioma ile birlikte sağlıklı dokunun çıkartılması ya da çok özen gösterilmesine rağmen sağlıklı yumurtalık dokusuna kan akışının bozulması ile hastanın yumurtalık rezervi bozulabilmektedir.Birkaç satır yukarıda da belirtildiği gibi acil durumlar dışında endometriomalar çıkartılmadan önce hasta bekar ise yumurta toplanıp dondurulması ya da evli ise önce aşılama ile, 3 defa yapılan aşılama sonrasında gebelik sağlanamadıysa tüp bebek tedavisi ile taze embriyo ile gebelik elde edilmeye çalışılması ve/veya mümkün mertebe fazla sayıda embriyonun elde edilip operasyon sonrasında transfer etmek için dondurulması gibi stratejiler izlenebilir. Her şey hastanın şikayetleri,hastalığın süresi, tüplerin durumu, yumurtalık rezervinin durumu, gebelik arzusu olup olmaması gibi pek çok faktör göz önüne alınıp bir değerlendirme yapılması sonrasında şekillenir. Mevcut durumun kar ve zaraları tartışıldıktan sonra medikal tedavi, cerrahi tedavi ve aşılama,tüp bebek ve yumurta/embriyo dondurulması gibi yardımla üreme teknolojilerinden en fazla fayda sağlayacak olan yöntem seçilmelidir. Unutulmamalıdır ki endometriomaların cerrahi sonrası %5-%20 oranında tekrarlaması da söz konusudur.
Günümüzde artık endometrioma ve endometriozis olguları multidisipliner bir bakış açısı ile ele alınmaktadır. Aynen tüp bebek merkezleri gibi konu ile ilgili tıbbın pek çok alanından uzmanların ortaklaşa çalıştığı endometriozis/endometrioma merkezleri kurulmaya başlamıştır. Bu tip merkezlerde hastanın ve çiftin maksimum verim ile hastalıktan kurtulup, doğurganlığını koruması şansının yüksek olacağı aşikardır.