EMDR Türkçe söylemi ile İngilizce kelimelerinin baş harfleri olarak ‘Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme’ şeklinde Türkçe’ ye çevirebileceğimiz bir tekniktir. Tekniğin temeli 1980’lerin ortasında Amerikalı doktor Francine Shapiro tarafından tesadüfen bulunan ve daha sonra sistematik hale getirilen bir terapi yöntemidir. Ülkemizde ilk olarak 1999 depremzedelerine uygulandı.
EMDR tekniğinin temeli, travmaları travmalar ile çalışma üzerine kurulu bir tekniktir. Buradaki temel düşünce şudur: İnsanların günlük hayatta yaşadığı tüm psikolojik sorunların temelinde geçmişte yaşadığı olumsuz hatıralar ve travmatik yaşantılar vardır. Bu travmatik yaşantıların günlük hayata yansımaları süreç boyunca bütün hayatının her alanını etkileyebilmektedir. Tabi psikolojik sorunlar deyince bu arada depresyondan panik atağa, fobilerden duygu durum bozukluklarına, korkulardan takıntılı düşüncelere, sosyal ilişkilere, öfke patlamalarına, karşı cinsle ilişkilere, cinsel ilişki bozukluklarından yeme bozukluklarına kadar günlük hayatta aklımıza gelebilecek, karşılaştığımız ya da çevremizde yaşandığını duyduğumuz birçok olumsuz psikoloji olayın temelinde geçmişten kaynaklanan travmatik yaşantıların etkisi olması günlük hayatımızın düzenini tamamen bozabilmektedir. Bu süreçte travmaların ortadan kaldırılmasında EMDR yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
EMDR teknik olarak beynin iki tarafının aynı anda uyarılması üzerine uygulanan bir yöntemdir. Uzman ve danışanın karşılıklı oturarak uyguladığı, uygulanması basit bir yöntemdir. Bu yöntem beynin geçmişten bugüne kadar yaşadığı travma etkisi yaratan yaşantıların işlenmesi üzerine kuruludur. Aslında beynimiz bu işlemi otomatik olarak uyku esnasında da yapabilmektedir. Tabi bizim için önemli olan nokta olumsuz etki bırakan yaşantıların işlenmesi, burada da yine beynin otomatik olarak bu olumsuz yaşantıları işleyerek nötr hale, bizi olumsuz etkilemeyecek bir duruma getirebilme çalışmasını yapmasıdır. Bu zaten her uyku sürecinde gerçekleşen bir durum, EMDR dediğimiz bu yöntem de bunun üzerine kurulu süreç. EMDR ‘da en temel hareket göz hareketleridir. Tabi bununla beraber dokunsal, işitsel uyaranlar da olabilir. Burada temel etki geçmişte yaşadığımız travmaların unutulması ya da unutturulması değildir. Asıl amaç bu travmanın artık günlük hayatımızda bizi rahatsız etmesini engellemektir. Tabi travmalar derken bir taraftan beyin bu işlemi yapıyorsa EMDR yöntemine ne gerek var diyebiliriz. Beyin her ne kadar günlük olarak bütün anılarımızı ve özellikle olumsuz anılarımızı nötr hale getirirken geçmişte çok ağır travmalarımız olabilir, çok sevdiğimiz insanların kaybı, taciz durumu, deprem gibi durumlar olabilir. Tabi bunları beynin olumsuz özelliğinden atması zorlayabilir. Nasıl ki çok ağır yemek yediğimizde midemizin yemeği öğütmesi zorlaşıyorsa beynimiz de çok ağır travmaları nötr hale getirirken zorluk yaşayabilir. Bu durumda da yine EMDR yöntemi ile ister çok ağır olsun ister uzun süredir maruz kaldığı bir yaşantı olsun (dışlanma-sevgisizlik-ilişkilerde sorun-iş yerinde mobbing) bu yaşantıları sistematik bir şekilde nötr ve artık bizi etkilemeyecek hale getirebiliriz.
Süreç sonunda artık kişi travmatik, olumsuz yaşantılarının hayatından tamamen çıkmasıyla günlük hayatındaki psikoloji sorunlarından, ilişki problemlerinden, hayır diyememe sorunundan, özgüven eksikliğinden EMDR yöntemi ile kurtulur ve hayatında büyük bir rahatlık sağlar.
Özetle EMDR dediğimiz yöntem travmalar üzerinden çalışarak kişilerin günlük hayatında yaşadığı sorunları son derece etkili, radikal ve olumlu anlamda değişiklikler yaratan bir yöntemdir. Bu yöntemi terapilerimde sıklıkla kullanmaktayım.