Ekonomik şiddet, sıklıkla karşılaşılan psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddetgin yanı sıra hafif ama sürekli etkisi olan bir şiddet türüdür. Bir insanın kendini gerçekleştirmesinin kişi için bir çok anlamı olmakla birlikte, kendi maddi özgürlüğünü kazanmak ve ihtiyaçlarını gidermek de bunlar arasında sıklıkla yer alır. Hayatımıza bir partner veya aile faktöründe etkin biri girdiğinde bilinçli olarak veya olmayarak aşağıdaki gibi müdahalelerde bulunabilir. Bir iki kere farketmeden taviz verilmesi durumunda karşı tarafın davranışı sürekli hale gelebilir. Zamanla ekonomik şiddet mağduru taraf kendini tamamen karşı tarafa bağımlı halde bulur ve genelde tüm bunların nasıl ve ne zaman bu hale geldiğini anlayamaz. Ekonomik şiddete dair biz uzmanlar için kırmızı bayrak anlamına gelen durumları aşağıda sizler için listeliyorum. Listeyi incelerken kendinizde de gördüğünüz maddelerin sürekliliğini sorgulamayı unutmayın, örneğin kişi bir dönem sıkıntılı bir süreç yaşadığı için de eve destek veremiyor olabilir. Diğer taraftan kasti olarak evin tüm yükünü bir kişiye yüklüyor da olabilir.
- Kişinin partnerinin çalışmasına izin vermemesi ya da işten ayrılmasına neden olması,
- Kişinin işi gereği gitmesi gereken faaliyetlere engel olması,
- Kişiyi istemediği bir işte çalışmaya zorlamak
- Partnerin, iş bulmak amacıyla katılmak istediği kurslara katılmasını engellemek,
- Kişinin borçlandırılması,
- Kişinin gelirini veya kişisel mallarını elinden alma
- Ev harcamaları için para vermemek,
- Paranın kontrolünü elinde tutmak,
- Koşullu ekonomik destek,
- ".... yaparsan/yapmazsan para veririm." vs.
Bu tür belirtileri tek tarafın çalıştığı ilişkilerde sık görürüz. Bir beraberlik veya evlilik içinde olmak tüm sorumululukları, giderleri ve kazançları yeri geldiğinde beraber sırtlanmayı gerektirir. Başlarda ufak ufak sezdiğiniz bu davranışlar zamanla sizleri karşı tarafın kararı olmadan bir eylemde bulunamaz hale getirmiş olabilir. Benzeri durumlarla karşılaşmanız durumunda benimle veya alanında uzman bir başka bireysel/çift terapistine başvurmanızı tavsiye ederim.
Sevgilerle,
Psikolog Tuana Coşar