Ebeveyn ve çocuk arasında, karşılıklı ve dinamik bir etkileşim bulunmaktadır. Bu beklentilerin gerçekleşme ya da gerçekleşmeme durumuna bağlı olarak ebeveynler farklı düzeyde kaygılar taşımaktadır.
Ebeveynlerin çocuklarından ne bekledikleri ile Onlarla kurdukları iletişimi de aynı doğrultuda etkilemektedir.
Bu etkileşim süreci ebeveynlerin çocuktan beklentileri ile çocukların da ebeveynlerinden beklentileri şeklinde döngü halindedir.
Bu döngü ebeveyn ve çocuk üzerinde bazı değişiklikler oluşturabilir. Biri diğerinin üzerinde baskı ve güç oluşturabilir. Ebeveynler ve çocuklar arasında karşılıklı bir direnç meydana geldiğinde ise çatışmalar gerçekleşebilmektedir. Bu çatışmalar ve çatışmaların çözüm stratejileri, ebeveyn ve çocuk arasında bir denge oluşturmaya yardım ettiği gibi iletişimlerinde kopmaya da yol açabilmektedir. Ebeveynlerin çocuklarıyla ilişkilerinde sağlıklı bir iletişim içerisinde olmaları bu nedenle çok önemlidir. Kriz durumlarında, kazanan yâda kaybedene odaklı bir yaklaşım yerine çözüme odaklı bir iletişime odaklanmak ebeveynlere, çocuğa ve aralarında ki ilişkiye olumlu yansıyacaktır (Davitte & Ormrod, 2002).
Çocuk ve ebeveynler arasındaki etkileşimde ebeveynlere önemli sorumluluklar düşmektedir. Örneğin, çocuğa kaliteli zaman ayırma, birlikte oyun oynama, birlikte ders çalışma, pozitif bir yaklaşım, onları bir birey olarak görme, teşvik etme, onurlandırma, aile içi toplantılarda beraber karar alma, ortak kurallar belirleme ve iyi bir model olma gibi davranışlar ebeveynler ve çocuk arasında ki etkileşimi güçlendirmektedir (Davitte & Ormrod,2002; Sharry, 2002; Cannan & Warren 2003).
Ayrıca ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkide ebeveynlerin çocuklarını nasıl tanımladıkları kadar çocuklarında ebeveynlerine yönelik tanımlamaları önemlidir. Yine ebeveyn beklentileri gibi çocuklarında ebeveynlerden bazı beklentileri bulunmaktadır. Bu beklentiler;
- Ebeveynlerin çocukları kendilerine ait bir mülk olarak görmemeleri,
- Birey olarak kişiliklerine saygı duymaları,
- Ebeveynlerin beklenti ve isteklerinde tutarlı olmaları
- Aşırı koruyucu ya da duyarsız olunmamaları,
- Çocuklara kendilerini gerçekleştirebilecekleri olanaklar verilmeleri ve özgüven sağlamalarını desteklemek,
- Çocukları yetkisiz ve yetersiz bir birey olarak görmemeleri,
- Sevgi ve şefkat gibi pozitif duygularını gizlememeleri yönündedir.
Ebeveynlik bitmeyen bir yolculuğa benzemektedir. Bazı yolculuklarda mola vermek bir durakta inmek isteyebiliriz. Bu ihtiyacımız olan molalarda çocukların da bir birey olduğunu unutmadan, kişilik yapılarını zedelemeden, neden zorlandığımızı konuşmalıyız. O da aynı bizim gibi ebeveynlik tutumumuz nedeniyle zorlanıyor olabilir. Ebeveyn olmayı unutmadan Onlara neden yol gösterici, ışık tutucu olduğumuzu da göz önünde bulundurarak rehber olmalıyız.