İşteBuDoktor İndir
İnsanlar doğdukları an itibariyle anne sütü ile beraber, besinin güven ve sevgi verdiğini öğrenmektedir. İşte tam da bu noktada besinlerle bağımız oluşmaktadır. Özellikle olumsuz duygularla başa çıkmada zorlanan bireylerde besinlerin yatıştırıcı etkisi devreye girer, fazla ve gereksiz besin tüketimi ortaya çıkar. Duygusal yeme; stres, kaygı, yalnızlık, öfke gibi duygularla baş edemeyip bu duyguları bastırmak ve kendimizi rahatlatmak adına besinleri kullanmaktır. Bazı insanlar aç olmadıkları halde yemek yemeye, duygusal yemeye, yeme bozukluklarına diğer insanlara göre daha yatkın olabilmekte. Bu yüzden kendini kötü hisseden insanlar bu duyguları yaşamamak için aç olmadığı halde beslenmeye yönelmektedir. Duyguları ile başa çıkamayan insanlarda duygusal yeme alışkanlığı ilerleyebilir. Farklı duygular, besin alımını arttırabilmekte ya da azaltabilmektedir. Mesela can sıkkınlığı iştahı artırırken, üzgün hissetmek iştahı azaltabilmektedir. Ya da öfkeli hissetmek, tıkınırcasına yemeyi en çok etkileyen nedenlerdendir. Duygusal yemeden korunmak için sağlıklı dengeli ve ruh halini destekleyen beslenme alışkanlıkları kazanmak önemlidir. Duygu düzenleme üzerine yapılan bir çalışmada sadece yeme bozukluğu olan bireylerin değil, normal kilodaki sağlıklı bireylerin de yiyerek duygularını düzenlediklerini göstermiştir. Farkındalıkla yemek, farkındalık meditasyonu yapmak, duygu ve besin günlüğü kullanmak çok önem taşımaktadır.