Gebelikle birlikte başlayan mutlu birliktelik emziklilik süreci ile yapılanların sonuçlarının somut şekilde görülebildiği çok daha mutlu süreçlerle devam eder. Elbette gebelikteki beslenme son derece önemlidir. Yeni bir yaşamın yapı taşlarını oluşturduğunuz bu süreçte yediğiniz ve yemediğiniz her besin ile bebeğinizin geleceğini , sağlık haritasını aslında çizmiş oldunuz. Bebeğiniz dünyaya geldikten sonra emzirme ile başlayan süreçte de bebeğiniz için en doğru besinleri seçerek ve doğru şekilde beslenerek daha sağlıklı olması için, dünyanın zor koşullarında güçlü durabilmesi, hastalıklara dirençli kalabilmesi için gerekli desteği sağlamış ve görevinizi de yerine getirmiş olursunuz.
Bebeğinizi kucağınıza ilk aldığınız andan itibaren bir süre kendinizi de bebeğinizi de daha rahatlatacak besinler seçmek gerekliliği doğum sonrası önemlidir. İlk 10 gün anne ve bebeğin gaz problemlerinden korunabilmesi için bazı beslenme kurallarına uymak gerekir:
- Çiğ süt tüketilmemelidir. Muhallebi vb. tüketilebilir.
- Çiğ sebze ve meyve tüketilmemelidir.
- Kuru baklagiller ( Kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya, börülce vb.) ve bulgur tüketilmemelidir.
- Lahanagillerden ( Pırasa, beyaz lahana, kara lahana, brokoli, brüksel lahanası vb.) uzak durulmalıdır.
- Çok soğuk ve çok sıcak besinler, içecekler tüketilmemelidir.
- Sebzeler, zeytinyağlı ve / veya etli sebze yemeği olarak tüketilebilir.
- Meyve ise komposto veya meyveli muhallebi olarak tüketilebilir.
- Yeterli düzeyde anne sütü üretimi için yeterli miktarda sıvı almaya özen gösterilmelidir.
- Günde en az 12-16 bardak sıvı alınmalıdır.
- Emziklilik döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek süt( ilk 10 günden sonra) ve süt ürünleri veya komposto gibi içeceklerde tüketilebilir.
- Emziklilik döneminde zayıflama diyeti yapılmamalıdır (Bebekler ek besine geçene kadar). Özellikle emziklilik döneminin başında düşük kalorili bir diyet uygulaması süt yapımını azaltmakta ve sütün besin değerini olumsuz etkilemektedir.
- Emziklilik döneminde alkol ve sigara kullanılmamalıdır.
- Soğan, sarımsak, brokoli, kabak, karnabahar, acı baharatlar veya kuru baklagiller, anne sütünün tadını değiştirebilir. Bu durum bazı bebeklerde huzursuzluk (gaz oluşturması, emmeyi reddetme gibi) yaratırken bazıları hiç fark etmeyebilir. Bebeğinizde ciddi birtakım huzursuzluklar gelişirse bu tür besinler ya daha az sıklıkla tüketilmeli ya da hiç tüketilmemelidir.
- Kalsiyum yönünden zengin olan süt ve süt ürünleri yeterli miktarda tüketilmelidir.
- Vitaminlerden zengin taze sebze ve meyveler, diyette her öğünde yer almalıdır (İlk haftadan sonra çiğ olarak da tüketebilirsiniz.).
- D vitamini için emzikli anne ve bebek, güneşten yeterince faydalanmalıdır.
- Yemeklerde iyotlu tuz kullanılmalıdır.
- Hazır besin tüketiminden kaçınılmalıdır (Hazır çorba, hazır köfte harcı vb.).
- Fast food ve içeriği bilinmeyen besinler tüketilmemelidir.
- Çay tüketimi azaltılmalı, eğer tüketilecekse yemeklerden 2 saat önce veya sonra olmalıdır. Açık ve limon eklenerek içilmesinde fayda vardır. Bitkisel çaylar tercih edilmelidir (Rezene, ıhlamur vb.).
- Kafeinli içecekler tüketilmemelidir.
- Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları veya komposto, hoşaf ve ayran tercih edilmelidir.
- Şeker boş enerji kaynağı olduğundan, şeker yerine kan yapıcı pekmez tüketilmelidir.
- Salam, sucuk, sosis gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar yenilmemelidir.
Süt miktarı sezeryan ile doğum yapan annelerde bazen yetersiz gelebilmektedir, annenin dinlenmesi, emzirmeye devam etmesi süt salınımını arttıracaktır. Her öğünde mutlaka protein kaynaklı besinlerin bol miktarda tüketilmesi önemlidir.SADECE SEBZE YEMEK SÜT MİKTARINI ARTTIRMAZ. Protein kaynaklı besinler; kırmızı et, beyaz et, yumurta, peynir, süt ve süt ürünleri, kurubaklagiller. Protein kaynaklı besinler elbette sebzeler ile birlikte yani C vitamini eşliğinde tüketildiğinde demir açısından maximum faydayı elde edebilelim, bu da doğum sonrasında önemlidir. İçilen sıvı miktarı süt hacmi açısından çok önemlidir, günlük 3 litre su içmelidir. Bebeğinizi emzirmeye başladığınız anda su içmeye başlamak süt yapımını arttıracaktır.
Emzirme dönemi bazen zayıflama için fırsat olarak görülebilmektedir bu yaklaşım doğru değildir. Evet elbette emzirme işlemini gerçekleştiren vücut enerji harcamasını arttırmaktadır. Ancak bu bir son ürün oluşturmak için yapılan bir çalışmanın sonucudur. Eğer kalori kısıtlaması gibi bir yola girilirse süt kalitesi ve süt miktarı durumdan direkt etkilenir ve bebeğinizin geleceği için sağlıksız adımlar atmış olursunuz. Erken dönemde yapılan yoğun egzersizler ise süt lezzetini etkilediğinden bebeğinizin anne sütünden uzaklaşmasına ve büyüme eğrisinin yavaşlamasına yol açabilir. Bu nedenle doktorunuzun tavsiyelerine uyunuz ve aşırı yoğun egzersizlerden kaçının. Zayıflama amacıyla değil kilo kontrolü amacıyla beslenmenizi ancak 5-6. Aylarda bebeğiniz doktorunuzun tavsiyesi doğrultusunda ek besinlere başladığınızda siz de diyetinize diyetisyeninizin desteği ile başlayabilirsiniz. HER YUDUM, HER LOKMA SAĞLIK OLSUN, UMUT VEMUTLULUK OLSUN… Sevgilerimle…..
Diyetisyen
Berna ÇİL