İşte Bu Doktor İndir
Kilo problemi ile karşı karşıya kalan birçok kişi için kilo vermenin temelinde aşırı derecede diyet yapmak olduğu inancı vardır. Temelde diyet yapabilmek diyete başlamak ve devam etmek her ne kadar herkes için kolay olduğu düşünülse de kişilik özellikleri, yaşanılan travmalar, hastalıklar, takıntılı, kaygılı ya da depresif olma gibi birçok etmen diyet yapabilmeyi engellemektedir. Kişi stres altındayken açlık ya da tokluk hissini anlamlandırmakta zorlanır. Bu noktada açlık ya da tokluk hislerine karşı değil duygu durumlarına cevap olarak yemek yemektedir. Yoğun üzüntü ve kaygı durumlarında kişi kendisini açlık ve tokluk hissine karşı duyarsızlaştırır. Böylece ortaya çıkan yoğun yeme davranışı kilo artışına, psikolojik sağlamlığın düşmesine hatta bazen depresif belirtilere de yol açabilmektedir. Bunun yanı sıra tıpkı diğer bağımlılıklar gibi kişide gıda bağımlılığının olması yapılan her diyetin olumsuzluklarla sonuçlanmasına neden olabilmektedir. Gıda bağımlılığı olan kişiler için kilo vermek tekrar o döngü içerisine girerek o korkuları yaşamasına neden olacaktır. Kişi tekrar ve tekrar bir diyetisyene giderek, yeni bir besin listesi hazırlatıp ve bu listeye ilk başlarda ölümüne inanıp uygulayacaktır. Daha sonra kilo verme isteği hafiflediğinde bu listeyi unutacak ve tekrar kilo almaya başlayacaktır. Yaptığı diyeti ve uzmanını yücelterek kendini daha çok bu yola inandırmaya çalışan kişi bir süre sonra gıda bağımlılığına tekrar döndüğünde inancını tamamen kaybetmiş ve karalama kampanyası başlatmış olacaktır. Bu nedenle birçok gıda bağımlılığı olan kişide kilo vermenin temelinde diyet yapmanın olduğu, ruh sağlığının ikinci planda tutulduğu görülmektedir. Temelde duygusal yeme ya da duygusal açlığın varlığı unutulmaktadır.