İşte Bu Doktor İndir
Takıntılı düşünceler akla geldiğinde kişileri rahatsız ederler. Bu düşüncenin neden akıllarına geldiklerine anlam vermeye çalışan kişiler kendileri hakkında olumsuz yorumlar yapabilirler. Takıntılı düşüncelerin en önemli başlıklarından biri dini takıntılardır. Bir dine mensup olan kişiler imanları hakkında ya da bağlı oldukları din özelindeki ibadetlerinin yapısına dair emin olamayabilirler ve emin olamama şüphe uyandırabilir. Neden şüphe içeren düşüncelere sahip olduğunu düşünen kişi kendini şuçlayabilir ve dindar olamadığını ve yaşamdan sonra cehenneme gitmeyi hakettiklerini düşünüp olumsuz duygulara sahip olabilirler. Din – Takıntı İlişkisi Yapılan araştırmalara göre dinin takıntıya neden olduğuna dair bir sonuca ulaşılamamıştır. Fakat araştırmalara göre dindar kişilerin takıntılarının din özelinde gelişebildiği gözlemlenmiştir. Bu sonuca bakıldığında dine önem veren kişilerin takıntılarının din hakkında olabileceği söylenebilir. Dini takıntıların içeriğine bakıldığında günah işleyip işlemediklerine dair emin olamama, Allah’a küfrettiğini düşünme, dini ibadeti doğru bir şekilde yapıp yapmadığını düşünme, doğru söyleyip söylemediğini düşünme sayılabilir. Din hakkında takıntılara sahip olan kişiler incelendiğinde bu kişiler akıllarına gelen düşüncelere yön veremedikleri ya da bu düşünceleri durduramadıkları için kendilerini suçlamaktadırlar. Aynı zamanda genel olarak düşüncelere sahip olunması gerektiğine dair bir düşünce hakim olabilmektedir. Diğer yandan dinin temelinde var olan bilinmezlik, belirsizliğe karşı tahammül etme özelliği düşük olan kişileri etkilemekte ve takıntıyı doğurabilmektedir. Din Takıntılar İçin Ne Diyor? Müslümanlık özelinde düşünüldüğünde takıntılara dair birçok bilgiye ulaşılmaktadır. Dinde vesvese kelimesi ile anılan takıntıların kişileri zorladığına değinilmektedir. Takıntılı düşüncelerin kişinin kendi iradesinin dışında geldiğini ve Allah’ın düşünceler davranışa dönüşmediği sürece bunun hesabını sormayacağı açıkça belirtilmektedir. Allah’ın kişinin kontrolü dışında gelen düşünceleri sormayacağı bilgisine sahipken dahi düşüncelerini kontrol etmek isteyen kişilerde üzerinde çalışılması gereken konunun mükemmelliyetçiliğin olduğu söylenebilir. “Ne düşünüyorsam o kişiyim.”, “Düşünmekle yapmak aynı şeydir.”, “Tamamen doğru olmalıyım.” düşünceleri takıntıları büyütmekte ve kişinin hayatını zorlaştırarak işlevselliğine zarar vermektedir. Önemli İslam bilginlerinden Said-i Nursi’nin takıntıları açıkladığı bir yazısı ile psikoloji biliminin tedavide kullandığı yöntem in aynı olması dikkat çekicidir. O yazısında Said-i Nursi 'Tereddüt hastalığına yakalanmış kişiler! Tereddütlerinizin birbirine benzediğini biliyor musunuz? Bir facia! Siz onlara ne kadar önem verirseniz onlar da o kadar artarlar. Eğer önem vermezseniz ölürler. Onları büyük olarak görürseniz, büyürler. Küçük olarak görürseniz, küçülürler. Onlardan korkarsanız, çoğalırlar ve sizi hasta ederler. Onlardan korkmazsanız,hafiflerler ve saklı kalırlar.' cümleleri ile takıntının yapısını açıkça dile getirmiştir. Ne yapılmalı? Bir süredir çok önemsediğiniz bir düşüncenin önemini ve değerini azaltmak sizin için oldukça güç olabilir. Bir düşünceye sen önemsizsin diyerek azalmayacağı bir gerçektir. Bir profosyonel yardımı ile o düşünceyi önemsemenizdeki nedenler çalışıldığında ve değişime istekli olunduğunda bu sorun çözülebilmektedir.