İşte Bu Doktor İndir
Depresyonun gri bulutları   Şehir bugün elli yıldır kimsenin uğramadığı bir ev kadar griydi. Aksi gibi evden çıkarken farkında olmadan gri t-shirt giymişim. Sabah aynada baktığım yüzüm de gri. İçim oldum olası gri zaten. Gerizekalı gökyüzü de şu aralar inadına hep gri. Bazılarına sevimli gelen beni ise nedensizce tedirgin eden sonbahar rengi. Geçmişin rengidir gri, hatırlandıkça can yakan kötü anıların arka planında hep o vardır. Ruhumuz ve hafızamız da gri fon üzerine yerleştirilmiştir. İçilen sigaranın külü, çürüyen yaprak, kurumuş ağaç dalı, mutsuz insan yüzü, kirli gökyüzü… Gözlerimi kapattığım zaman bile karşıma çıkan renk sanıldığı gibi siyah değil, gri. Ve ölümü en çok hatırlatan renk. Siyah matem işaretidir ama yaşayanlar için, ölenin arkasından siyahlara bürünenler siyahlar içinde yaşamaya devam ederler, yaşayan canlı bir renktir siyah. Ölünün ise, yakılırsa dönüşeceği kül gri, gömülürse üzerinde çürüyecek kefen gri. Ali İldar   Renkler duyguları ifade etmek, daha doğrusu duyguları yansıtmak için kullanılmıştır: kırmızının öfkeyi veya yeşilin kıskançlığı gibi… Mavinin depresyonu yansıttığını  düşünüyorsanız (İngilizce blue sözcüğünden esin alarak) yanılıyorsunuz, aslında depresyonun rengi gridir. Gri… Siyahla beyaz arasında bir renk, rengi olmayan bir renk… Kurşunun rengi, küllerin rengi, bulutlarla kaplı gökyüzünün rengi… Hıiristiyanlıkta yasın rengidir gri… Charles Dickens’ıin dediği gibi;  pişmanlığın ortak özelliği gri saçlar… Gri, insanların favori ya da popüler rengi olmamıştır, olamamıştır. İnsanlara pozitif ve negatif renkleri seçmeleri sorulduğu zaman sarı ve sarının tonlarının pozitif duyguları yansıttığı söylenmiş, negatif yani olumsuz renk olarak gri, grinin tonları ve siyah seçilmiştir. İnsanların yüzde birinin favori rengidir gri… Depresyonun rengi neden gri? Bu yazıda sübjektif seçim ve verilerden daha çok bilimsel verilerle bu konuyu açıklamaya çalışacağım. Gri, depresyonun rengi çünkü: Depresyonda iseniz başınızı kaldırıp gökyüzüne bakarsanız tüm dünyayı gri olarak görürsünüz. Keyifsiz ve umutsuzsanız ve hele de hiçbir şey sizi mutlu etmiyorsa baktığınız her yerdeki renkler matlaşır, dünya kararır. Araştırmacılar depresyon ile görme arasında fizyolojik bir bağ olup olmadığını merak ederek bazı çalışmalar yapmışlardır. Görsel uyaranlara beynin tepkileri göz dibinin yani retinadaki elektriksel aktiviteyi ölçerek değerlendirilmiştir. Elektrokardiyografinin (EKG) kalbin ritmi ile beraber kalbin elektriksel aktivitesini ve elektroensefalografinin (EEG) beyindeki elektriksel aktiviteysini gösterdiği gibi, gözde retina tabakasındaki elektriksel aktiviteyi göstermek için elektroretinoagrafi (ERG) denilen bir alet kullanılır. Gözün aydınlık ve karanlık ortamlarda, beyaz ve renkli ışıklarla, değişik şiddetlerde uyarılması ile retinanın değişik katlarında ortaya çıkan biyoelektrik, kornea üzerine veya çok yakınına yerleştirilen hassas elektrotlar yardımı ile kaydedilir. Ölçümü kaydetmek için diğer elektrodlar da başın şakak ve alın kısmına koyulur. Uyarılma ile birlikte retinada işlenmiş olan görüntü bilgisi, ganglion hücrelerinin aksonları olan optik sinirler aracılığı ile beyine iletilir. İnsanlarda ERG’deki b dalgasınının boyutunun beyinden kaynaklanan ve retinadan kaynaklanan dopaminerjik aktivitenin incelenmesinde yararlı olduğu ileri sürülmüştür. Dopamin haz, keyif ve enerji ile bağlantılı nörotransmiter, yani iletim kimyasalı… Bu bilimsel açıklamadan sonra depresyonda dünyanın nasıl gri görüldüğü ile ilgili verilere geri dönecek olursak: Depresyonda sese karşı aşırı duyarlılık gibi ışığa karşı da aşırı duyarlılık olduğu görülmüştür. Ayrıca depresyon hastalarında görmede kontrast farklılıklarına karşı körlük olduğu da dikkat çekmiştir. Alman araştırmacı Emanuel Bulb ve arkadaşları Albert-Ludwigs Üniversitesi Psikiyatri ve Psikoterapi Bölümü’nde yaptıkları araştırmada hem depresyonu olan kişilere hem de sağlıklı gönüllülere dama tahtası şeklinde siyah-beyaz karelere bakmaları istenmiş ve baktıkları sırada kişilerin retinalarındaki elektrofizyolojik sinyaller kaydedilmişve depresyonu olanlarla sağlıklı kontroller arasındaki farkları değerlendirilmiştir. Elektroretinografi ile yapılan bu çalışmada majör depresyonu olanlarda retinada, gösterilen kalıptaki kontrastı algılamada azalma, yani siyah beyaz arasındaki farkı algılamada azalma ve dama tahtasının grinin tonları gibi algılandığı görülmüştür. Depresyonda görsel algılamada bozukluk ve özellikle görsel kontrast duyarlılığında azalma ya da kontrast ayırma performansındaki düşüklük, beyindeki dopaminerjik aktivitenin bozukluğu ile bağlantılı olduğu ileri sürülmüştür. Bilindiği gibi depresyonda haz alma, dikkat ve enerjide, yani dopaminle bağlantılı pek çok mekanizma ve hareket örüntüsünde bozulma vardır. Dünyanın renkleri arasındaki kontrastın algılanamaması, renklerin küllenmesi ve matlaşması depresif hissetmeyi daha da arttırıyor olabilir mi? Beynimizin renkleri ayıramaması ve bulanıklaşması ile beraber dış dünyadaki ışığın azalması da depresif ve keyifsiz hissetmemizi nasıl artırıyor? Diğer bir araştırma verisi ise gökyüzünün kararması ile birlikte depresyon görülme sıklığının artmasıdır. Hava durumundan ya da daha doğrusu mevsimlerden etkilenmeden söz ediyoruz. Bulutlar ne kadar geniş ve kalınsa ışık bulutları geçemez ve gözümüz gri renkte görür gökyüzünü… Mevsim güze ve hele de kışa döndüğü zaman gökyüzü grileşmeye başlar. Gökyüzü ile beraber içimiz de kararmaya başlar. Ruhsal hastalıklar arasında mevsimsel duygudurum bozukluğu diye adlandırılan bir tanı kategorisi vardır. Bu tanı için mevsimsel duygudurum bozukluğundaki depresif tablo yılın belli bir dönemi ile ilişkili olmalı ve ardışık iki yıl içinde sonbahar-kış aylarında başlayıp,an ve ilkbahar-yaz aylarında düzelmelidir. Hazan hüznü diye de adlandırılır bu durum. Ekvatora uzaklık ile depresif belirtilerin görülmesi arasında da bağ vardır. Günlerin kısalması, gün ışığının azalması ve karanlığa maruz kalmanın artması depresif belirtilerin görülme olasılığını artırmaktadır. Buradaki biyolojik mekanizma azalan gün ışığının ya da artan karanlığın iç biyolojik saati etkilemesidir. Mevsimsel depresyonun diğer depresyonlardan ayıran önemli klinik özellikleri vardır: sürekli yorgun ve halsiz hissetme (bunu açıklayacak bedensel bir hastalığın olmamasına  rağmen), yatma ve uyuma isteği, her zamankinden daha uzun uyuma, özellikle hamur işi ve tatlıya karşı düşkünlük, ancak bu düşkünlük iştah artışı gibi değil tıkınırcasına yeme atakları şeklinde olmasıdır. Mevsimsel depresyon ya da hazan hüznünün sağaltımında parlak ışık tedavisi önerilir. Parlak ışık ğı tedavisi; gün ışığından daha güçlü bir ışık kaynağının (2500-10000 lüks gücünde parlak güneş ışığı) önünde en az 15-30 dakika oturup belli aralarda ışık kaynağının içine bakarak yapılır. Parlak ışığın mevsimsel depresyon tedavisinde etkili olduğunu gösteren çalışmalarda parlak ışık loş ışıkla karşılaştırılmış ve loş ışığa maruz kalanların depresif belirtilerinin azalmadığı görülmüştür. Yani depresyonun gri bulutları parlak ışıkla grinin içine beyaz parlak rengi kattıkça dağılıyor ve depresyon iyileşiyor. Gri depresyonun rengi, çünkü gözün en rahat algılayabildiği renk gri… Çok çaba ve enerji harcamadan, zihninizi çok yormadan, uzun anlamlar yüklemeden… Mehmet Eyüpoğlu’nın dediği gibi: İnsanların gözlerinin rengiyle sınırlıdır gördüğü şeylerin rengi...   Kaynaklar Bulbbl E, Kern E, Ebert D, Bach M, Tebartz van Elst L. Seeing gray when feeling blue? Depression can be measured in the eye of the diseased. Biol Psychiatry. 2010 Jul 15;68(2):205-8. doi: 10.1016/j.biopsych.2010.02.009. Epub 2010 Mar 31. İldar A. https://www.antoloji.com/gri-66-siiri/ Özdemir P ve ark. Psikiyatride parlak ışık tedavisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. 2017; 9(2):177-185. Sarran C, Albers C, Sachon P, Meesters Y. Meteorological analysis of symptom data for people with seasonal affective disorder. Psychiatry Res. 2017 Nov; 257:501-505. doi: 10.1016/j.psychres.2017.08.019. Epub 2017 Aug 18.PMID: 28843193.