İlişkileri için danışmanlığa gelenler bir sürü problemin yanında bir adette suçlu ile geliyorlar: Karşıdaki.
Karşıdaki toparlarsa herşey toparlar, düzelir.
Karşıdaki toparlarsa kendileri de toparlar.
Karşıdaki elindeki baltayı bırakırsa kendisi de bırakır.
Herşey şartlı.
Bizim yaptıklarımız; hata, unutkanlık, ailemizden öğrendiklerimiz.
Karşımızdakinin yaptıkları; inattan, bilerek, sinir etmek için.
Sakinleş...
Karşındaki aslında yanında.
O senin takım arkadaşın.
Karşında tutmaya devam edersen kaybedersin.
Kırılan ilişkinizi tutkalla tuttursan bile getirirsin ama gün gelir gene kırılır.
Kırıkları çöpe atıp yeni bir ilişki oluşturman lazım.
Ama önce emin olmalısın.
Ardından kararlı olmalısın.
Ve çuvaldızın sahibi olmayı kabul etmelisin.
Kararlı olmalısın derken, süreç uzun olacak demiyorum.
Çuvaldızın acısıyla yüzleşmeye kararlı olmalısın.
Diyeceksin ki "değer mi bir ilişki için en çok kendine yüklenmeye?"
Mesele kurtarmaya çalıştığın ilişkiden çok daha fazlası. Kendin için yapacakların. Başka bir ilişki de aynı şeyleri yaşamak ister misin?
"Hayır" dediğini duyuyorum.
O zaman bu ilişkide yaptığın hatalardan kurtulmaya devam...
"Hep sen mi değişeceksin?"
Kendin için "Evet." Sen değiştikçe dönüştükçe ilişkinde değişip dönüşecek.
Mesela;
Anne olmayacaksın artık partnerine & Bu yüzden çocuk profilinde partnerler giremeyecek hayatına.
Devamlı kendinden vermeyeceksin, almayı da öğreneceksin. & Sorumluluk alan partnerler girecek hayatına.
Sınırlarının çiğnenmesine müsaade etmeyeceksin. & Partnerin kendi sınırlarını öğrenecek, saygılı partnerler girecek hayatına.