Travma hayatın her anında olacağı gibi çocukluk döneminde de kendini gösterebilir. Çocukluk travması, çocukken maruz kalmış olabileceğiniz üzücü deneyimlerin bütünüdür. Bu üzücü durumlar cinsel, fiziksel veya duygusal istismarlar veya ihmal olabilir. Ölüm, terk gibi durumlar, kazalar, afetler, tartışmalar vb. fiziksel şiddet gibi travmatik olaylar gelişim çağında yaşandığı zaman yetişkinlik çağında da etkisini sürdürmektedir. Şu da unutulmamalıdır ki her yaşanılan kötü durumun herkeste aynı etki bırakmayacağıdır.
Çocukluk travması sadece yaşadıklarınızdan kaynaklanmaz, aynı zamanda deneyimlemediğiniz şeylerle de ilgilidir.
İşte bazı örnekler:
Duygusal ihmal: Bizimle duygusal olarak uyumlu (bağlantılı) bir ebeveyn figürü olmadığında, duygularımızı anlamlandırmaya çalışırız. İhtiyaçlarımızın önemli olmadığını ve rolümüzün diğer insanların duygularını önemsemek olduğunu öğrenebiliriz.
Onarım yok: Yaralandığımızda veya ihanete uğradığımızda onarım gerekir. Onarım, sorumluluğun alındığı, özür dilendiği ve gelecekte neyin farklı olacağına dair doğrudan bir onayın olduğu zamandır. Onarılmadığımızda, duygularımızın önemli olmadığını öğreniriz.
Öğrenilmiş çaresizlik: Sorunları nasıl çözeceğimizi, çözümler bulacağımızı model almadığımızda ve istismar edici durumlardan ayrılma yeteneği verilmediğinde öğrenilmiş çaresizlik olabilir. Bu, dirençli yetişkinler olma yeteneğimizi elimizden alır.
Kişisel sorumluluk eksikliği: İşlevsel olmayanın temel özelliği, sorunlar veya sorunlar için başkalarını suçlamaktır. Yetişkinlerin sorumluluk aldığını görmediğimizde, gücümüzü dışarıdan temin etmeyi öğreniriz. Bu bizi diğer insanların davranışlarının kaprisine bırakır.
Neşe, oyun ya da kendimizi mutlu etme eksikliği: İşlevsel olmayan ailelerin diğer bir temel özelliği de “aşırı ciddiyet”tir. Bu, oyunculuğun olmadığı uzun vadeli hayatta kalma modundan gelebilir. Hafif yürekli olmak ya da kaybetmeye izin vermek için mücadele ediyoruz.
Çocuk olmak için yer yok: Ebeveyn olduğumuzda (ebeveyn rolünü doldurmak için yaratıldığımızda), duygusal olarak gelişme yeteneğimizden yoksun kalırız. Bunun nedeni, "olgun" yetişkin sorunlarına odaklanmış olmamızdır. Bu bizi duygusal olarak şaşırtıyor ve düzeltmemiz gereken şeyleri düzeltmemize neden oluyor.
Hatalara yer yok: Büyüme ve öğrenme mantığı için hatalar çok önemlidir. İşlevsel olmayan ailelerde mükemmellik gereklidir. Hatalar bir zayıflık olarak kabul edilir. Bu bize erteleme ve kronik eleştiri korkusu sorunları verir.
Bu gibi yaşanmamışlıklar bizi yetişkinlik yaşamımızda dolaylı veya doğrudan etkileyebilir. Çocukluk travmalarından kaynaklanan sorunların çözümü için bir uzmana başvurmanız hayatınızı olumlu yönde etkileyecektir.
Sağlıklı günler dilerim
Psikolojik Danışman Furkan DEMİREL