Çocukluk Çağında Bayılma Nedenleri ve Ayırıcı Tanısı
Kısa Süreli Bilinç Kaybının Sebepleri
Nöbet
Psödonöbet (yalancı nöbet veya nöbeti taklit eden durumlar)
Senkop
Nöbet:
Serebral kortekste görülen anormal nöral deşarjlardır.
Klinik bulgular; etkilenen beyin bölgesine bağlıdır.
Nöbetler bilinen bir serebral hasarlanmanın sonucu ya da belirlenebilir serebral bozulma olmaksızın gelişebilir.
Konvülsiyon:
Konvülsiyon; nöbetin motor anormalliklerle birlikte olması durumudur.
Nöbet sınıflaması
Klinik ile iktal ve interiktal EEG bulgularına göre
Parsiyel
Jeneralize
Etyolojiye göre
Epileptik
Semptomatik (Epileptik olmayan)
Parsiyel nöbet:
Beynin sadece bir hemisferini; tamamen ya da kısmen tutan nöbetlerdir.
Motor, duyusal, görsel, otonomik semptomlar yaparlar.
Basit parsiyel, kompleks parsiyel nöbetler olarak sınıflandırılırlar.
Jeneralize nöbetler:
Bütün beyni tutan, çok kısa veya uzun süreli bilinç kaybı yapan nöbetlerdir.
Fokal başlangıçlı olup, hızla jeneralize olabilirler.
Tonik, klonik, atonik, absens, miyoklonik nöbetler bu grupta sayılabilir.
Epilepsi
Kronik paroksismal bir bozukluktur.
Bilinen bir nedeni olmayan, afebril nöbetlerle karakterizedir.
Genetik bozukluk, nöropatolojik değişiklikler, kimyasal ve fizyolojik değişiklikler sonucu oluşabilirler.
Nedenleri:
Genetik faktörler
Konjenital beyin malformasyonları
Destrüktif beyin lezyonları
Tümörler
Dejeneratif beyin hasarı yapan hastalıklar
Epileptik olmayan nöbetler,
Ensefalit
Menenjit
Hipokalsemi
Kafaiçi enfeksiyonları
Hipomagnesemi
Yüksek ateş
Hipoglisemi
İskemi
Travma
Entoksikasyon
Yer kaplayan lezyonlar
Kafaiçi kanamalar
Hiponatremi
Nöbet
Senkop
Tetikleyen neden
Nadir
Genelde üzüntü, stres
Durum
Her durumda
Sıklıkla hasta ayakta iken, kalabalık, sıcak ya da stresli durumlarda
Başlangıç
Çoğunlukla ani, kısa süreli aura dönemlerini takibende gelişebilir
Bayılma hissi, bulantı, göz kararması, terleme, sıcaklık duygusunu takiben gelişebilir
Motor aktivite
Sıklıkla tonik ya da tonik klonik. Klonik hareketlerin sıklıkla karekteristik amplitüd ve frekansı vardır. Kompleks parsiyel nöbetlerde otomatizma gözlenir.
Çoğunlukla hareketsiz, flask. Kısa süreli tonik spazım, klonik, hareketler koordine değildir, kısa süreli ve düşük amplitüdlüdür.
Nöbet
Senkop
Deri rengi
Soluk ya da kırmızı
Soluk
Solunum
Hırıltılı, ağızdan köpük gelir
Yavaş, yüzeysel
İnkontinans
Sıklıkla
Nadir
Dil ısırma
Sık
Nadir
Kusma
Nadir
Sık
Kendini yaralama
Sıklıkla
Nadir
Postiktal durum
Sıklıkla sersemlik hali, konfüzyon görülür ya da hasta uykuya dalar
Genelde postiktal değişiklik yoktur
Bilinç kaybı
Genelde dakikalar
Sıklıkla 10 saniye ya da biraz daha fazla
Senkop (bayılma), serebral fonksiyonlarda geri dönüşümlü bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkan kısa bir bilinç kaybı dönemidir.
Öyküde önemli noktalar;
Atak öncesi ile ilgili
Pozisyon (yatarken, otururken, ayakta)
Aktivite (istirahat, egzersiz, pozisyon değişikliği, ürinasyon, defekasyon, öksürük)
Predispozan faktörler (kalabalık, sıcak ortam, uzun süre ayakta kalma, korku, ağrı)
Atak başlangıcı
Bulantı, kusma, terleme, aura, bulanık görme, çarpıntı
Atak sırasında veya sonrasında
Bilinç kaybı süresi, cilt rengi, solunum, çarpıntı, istemsiz hareketler (tonik, klonik, miyoklonik), hareketlerin düşme ile olan ilişkisi, dil ısırma, konfüzyon, inkontinans, travma)
Atak dışı öykü
Aile öyküsü (ani ölüm, bayılma, kalp hastalığı), metabolik bozukluk, kalp hastalığı öyküsü, nörolojik hastalık, ilaçlar, diğer atakların özellikleri
Oluşumunda en sık görülen mekanizmalar;
Kardiyak outputunda azalma
Arteriyel hipotansiyon
Serebral arteriyel obstrüksiyona
bağlı olarak serebral kan akımının azalmasıdır.
Kalp hastalıkları, kalp dışı nedenler, Hipoglisemi; kan glükoz düzeyinin 40mg/dl’den düşük olması durumudur.
Hipoglisemiye bağlı semptomlar ikiye ayrılır;
MSS depresyonuna bağlı semptomlar
(Konvülziyon, mental konfüzyon, koma, huzursuzluk, görme bozuklukları, garip davranışlar, apne, baş ağrısı)
Epinefrin artışına bağlı semptomlar
(Tremor, titreme, terleme, taşikardi, halsizlik, endişe, açlık hissi)
Presenkop belirtiler yatar pozisyona geçmekle düzelmez.
Hiperventilasyon, senkopun psikojenik nedenlerinden biridir.
Hiperventilasyon sendromunda görülen hipokapni, baş dönmesine, bazen de senkopa neden olabilir.
Beyin dolaşımının yavaşlaması sonucu biriken CO2 damar genişlemesine sebep olarak lokal kan akımını arttırır.
CO2’nin azlığı ise beyin arterlerinde daralmaya neden olarak iskemi belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur.
Hiperventilasyonu düşündüren bulgular;
Parestezi
Uyuşukluk
Baş dönmesi
Üşüme
Tetani (nadir)
Venöz dönüş azalması
Normal miktarda venöz kanın kalbe dönmesi normal sol ventrikül outputunun ve sistemik basıncın dengede tutulması için gereklidir.
Sağ atriyum basıncının venüllerden 5-10 mmHg düşük oluşu venöz dönüşü sağlar.
Artmış intratorasik basınç (Valsavra manevrası, öksürük, nefes tutma, trakeal obstrüksiyon)
Azalmış venöz tonus
Azalmış damar içi volüm (Kanama ve dehidratasyona sekonder) durumlarında venöz dönüş debiyi kritik derecede azaltacak kadar bozulursa senkop meydana gelir.
Serebrovasküler tıkanmaya bağlı nedenler
Semptomlar:
Başta doluluk hissi
Güçsüzlük
Baş dönmesi
Çocuklarda çok nadirdir.
Serebrovasküler oklüzyona bağlı hastalıklarda genellikle
Hemiparezi
Geçici körlük
Diplopi
Konuşma bozukluğu
Konfüzyon
Baş ağrısı
gibi kısa dönemli nörolojik sorunlar gözlenir.
Refleks ve Durumsal Senkop
Refleks senkop:
Refleks senkop belirli faktörler ile provake olan bir senkop çeşididir.
Genellikle nefes tutma nöbetleriyle karıştırılır.
Durumsal senkop:
Öksürük, defekasyon, mikturasyon, yük kaldırma gibi durumlar sonrasında oluşan senkop durumsal senkop olarak tanımlanır.
Erişkinlerde çocuklara oranla daha sık görülür.
Ortostatik Hipotansiyon
Kişi ayakta dururken kardiyak atımı ve serebral arteryel kan basıncını yeterli düzeyde tutabilmek için bazı mekanizmalar devreye girer;
Venöz yoldaki iskelet kaslarının mekanik pompalama etkisi
Tek yönlü açılan venöz valvler
Barorefleks aracılı arteriyel kasılmalar
Serebral otoregulasyon
Refleks sinus taşikardisi
Ortostatik hipotansiyonda ayakta dururken arteriol ve venlerde oluşan normal adrenerjik vazokonstriksiyon mekanizmasının eksik ya da yetersiz oluşu kalpte refleks taşikardisi olmaksızın hipotansiyon görülür.
Kişi prodromal semptom olarak yalnız sersemlik hisseder.
Uzun süreli yatak istirahatı
Uzun süre ayakta durmak
Kan volümünü azaltan durumlar (kanama, dehidratasyon)
gibi presipite edici faktörler vardır.
Sempatik vazomotor cevabı bozan ilaçlar (Ca kanal blokerleri, antihipertansif ilaçlar, vazodilatörler)
Diüretikler
ortostatik hipotansiyonun kötüleştirirler.
Ortastatik hipotansiyonu olduğu düşünülen hastalarda otururken ve ayaktayken tansiyon ölçülmelidir.
Ortostatik hipotansiyonu olan hastalarda Tilt testi pozitiftir.Ancak vazovagal senkopta görülen solukluk, diyaforez ve hiperventilasyon gibi otonomik sinir sistemi bulgularına rastDiyetle fazla tuz alınması
Sempatmimetik aminler
Kortikosteroidler
ortostatik tansiyonun kontrolu için yararlıdırlanmaz.
Vazovagal Senkop
Fizyopatoloji:
Normalde ayakta dururken venöz dönüş azalırken nabız artarak kalp debisi idame ettirilir.
Duyarlı bireylerde ise kalp hızını arttıran sempatik aktivite refleks mekanizma ile vagal aktivasyona neden olur.
Bunun sonucunda ise nabız düşerek serebral perfüzyon bozulur ve bilinç kaybı meydana gelir.
Tetikleyici faktörler;
Anksiyete
Açlık
Sıcak ve nemli ortam
Kalabalık ortamlar
Ayakta uzun süre ve hareketsiz durma
Korku
Ağrı
Kan alma
Kan görme
Prodromal belirtilerle karakterize olup, yaklaşık bir dakika içerisinde sonlanır.
Prodromal belirtiler;
Dengesizlik
Göz kararması
Çarpıntı
Solukluk
Bulantı
Diyaforez
Hiperventilasyon
Tanı için yapılacak testler;
EKG
EEG
Glükoz tolerans testi
Ekokardiyografi
BT
MR
Tilt testi
Bayılan hastanın düz bir zemine yatırılarak bacakların kaldırılması genellikle etkilidir.
Önleme
Presipitan faktörlerden kaçınma
İlaçlar
Psödoefedrin-Venöz göllenmeyi ve hipotansiyonu önler
Metoprolol-Negatif inotropik etki
Fludrokortizon-Volüm ekspansiyonu
Disopramid-Antikolinerjik, Negatif inotropik, Periferal vazokonstriktor
Skopolamin-Vagal tonu azaltır
Konversiyon bozukluğu;
Temelde psikolojik etkenler vaya strese bağlı olarak ortaya çıkar.
Semptomların başlangıcı anidir ve tipik olarak iki hafta içinde tekrarlar.
En sık adolösan dönemlerinde görülür.
Çocuklarda en sık görülen somatoform bozukluktur.
Tanı kriterleri (DMS-4);
Altta yatan nörolojik veya organik bir bozukluk bulunmaması
Semptom vaya defisitlerin görülmesi öncesinde stres etkenlerinin rol oynaması
Semptom veya defisitlerin kasten meydana getirilmiyor veya taklit edilmiyor olması
Klinik olarak belirgin rahatsızlık ya da sosyal hayat ve iş yaşamında bozukluğa neden olması