UYARAN EKSİKLİĞİ
Uyaran eksikliği, çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun çevresel faktörlerden mahrum bırakılması ve ya bu çevresel faktörlerin çocuğa yeterli düzeyde sunulmamasıdır. Ses, tat, şekiller ve oyunların hepsi birer uyarandır ve çocuğun gelişiminde çok büyük öneme sahiptir.
Uyaran eksikliği daha çok küçük yaş döneminde olduğundan; ailenin çocuğu ile iletişiminin kısıtlı ve ya hiç olmaması, ailenin çocuğu ile sosyal hayata dair ortak şeyler paylaşmaması ve ya yeterli düzeyde paylaşamamasından kaynaklı olarak çocuğun bilişsel ve dil gelişimi için kritik diyebileceğimiz 0-3 yaş döneminde, çocuğun bilişsel ve dil gelişiminde ciddi problemler ortaya çıkmasının yanı sıra, çocuğun yalnızlaşması ve kendi iç dünyasına çekilmesine sebebiyet vermektedir.
Genellikle 0-3 yaş döneminde görülen uyaran eksikliğinin oluşmasındaki ana sebepler; telefon, tablet ve televizyon gibi araçlara çok fazla ilgi göstermeleridir. Çocuklar bu araçlarla etkileşimleri sonucunda kendilerini dış dünyaya kapatıp kendi iç dünyalarına yönelirler. Hiç uyaran almadıkları için de içlerine kapanırlar. Bunun sonucu olarakta zamanla konuşmalarında azalma olur ve etkileşim kurmaktan kaçınırlar.
Uyaran Eksikliğinin Belirtileri;
Göz teması kurmada güçlük ve ya göz temasını kendi arzu ettiği zaman kurma,
Adına tepki vermeme, bakmama,
Komut almama/komut gerçekleştirmeme,
Telefon, tablet ve televizyon izleme eğilimi,
Anlama problemi,
İnatçı bir kişiliğe sahip olma,
Sınırlı konuşma ve ya konuşamama,
Yaşıtları ile iletişim kurmada güçlük,
Öfke krizleri,
Gelişim geriliği
İşaret etme eksikliği/parmakla göstermeme
Uyaran Eksikliğine Müdahale
Uyaran eksikliği olan çocuklar için en önemli müdahale özel eğitimdir. Özel eğitim ile çocuğun geri kaldığı noktalarda eğitim alması oldukça önemlidir. Özellikle de daha çok, konuşma için ön koşullar sağlandığı takdirde dil becerisi ile sosyal etkileşim üzerine yoğunlaşmak önemlidir.
Uyaran eksikliğinde aile oldukça önemli bir yere sahiptir. Çocuk uyaranlar ile desteklenmeli, telefon, televizyon ve tablet gibi teknolojik aletler çocuğun hayatından tamamen çıkarılmalıdır. Bunun yanı sıra çocuk ile sürekli oyuncaklar ile oyun oynanmalı, sosyal ortamda bulunması, özellikle de yaşıtları ile etkileşim kurması sağlanmalıdır.
Uzman Klinik Psikolog Engin Deniz