ÇOCUKLARDAALT ISLATMA VE KAKA KAÇIRMA PROBLEMİ
(DIŞAATIM BOZUKLUKLARI)
Dışa atım bozuklukları; çocuklar ve ergenlerde istemli ya da istemsiz bir şekilde tekrarlayan altına
veya uygunsuz yerlere tuvaletini yapması şeklinde izlenen bir bozukluktur. Söz konusu bozukluk,
enürezis ve enkoprezis şeklinde sınıflandırılır.
Enürezis, çocuğun tuvalet eğitimini tamamlamış olması gereken yaşta uyku veya uyanıklık
halindeyken idrar kaçırmasıdır.
Enkoprezis uygun olmayan yerlere veya kıyafetlerine dışkı yapmasıdır. "Kabızlığın olmadığı" ve
"kronik kabızlıkla görülen" olmak üzere iki tipi vardır. Kabızlığın olmadığı enkopreziste genelde aile
psikopatolojileri ve stres ön plandadır. Bu bozukluğa sahip bazı çocuklarda cinsel veya fiziksel suistimal
görülebilir. Erkeklerde kızlara oranla daha fazla görülür.
Hem enürezisin hem de enkoprezisin iki formu bulunur. Birincil form; çocuğun gelişim süreci
boyunca hiç tuvalet eğitim dönemi başarılamadan devam eden alt ıslatma ve kaka kaçırma sorunudur.
İkincil form; çocuğun belli bir süre tuvalet eğitimini başardıktan sonra (idrarını ya da kakasını tutmayı
öğrendikten sonra) tekrar alt ıslatmaya ya da kaka kaçırmaya başlaması durumudur. Birincil enürezis
ikincil enürezisten daha fazla görülür.
Dışa atım bozukluklarının biyolojik ve psikolojik nedenleri olabilmektedir. Özellikle alt ıslatmada
genetik aktarım olasılığı yüksektir. Çocuğun uğradığı herhangi bir fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet ise
psikolojik nedenler arasında sayılabilmektedir. Ebeynden ayrılma, hastanede yatma, sevdiği birinin ölümü
ya da ağır hastalığı, okula başlama, kardeş doğumu, kazalar veya çocuk için travmatik sayılabilecek başka
olaylar enürezisin ve enkoprezisin başlamasına neden olabilmektedir. Bu dönem ebeveyn için de oldukça
zorlu ve gergin bir dönemdir, çocuğun cezalandırılmasına varan birtakım yanlış tutumlar
gözlemlenebilmektedir. Öncelikle çocuk hekimi tarafından gerekli muayenelerden geçilmeli, herhangi
fizyolojik bir hastalık olmamasına rağmen durum devam ederse aileler gecikmeden bir ruh sağlığı
çalışanından yardım almalıdır.
Dışa Atım Bozukluklarının kabul edilen genel tanı kriterleri kısaca şu şekildedir;
A. İstemsiz olarak ya da isteyerek, yatağa ya da giysilerine, yineleyen idrar kaçırması,
B. Ardışık üç ay boyunca, en az haftada iki kez gözlemlenmesi,
C. Biyolojik olarak yaşın en az beş olması,
D. Çocukta okul, ilgi alanları, özbakım vb. alanlarda işlev kaybının varlığı,
D. Bu bozukluğun, bir ilacın ya da fizyolojik bir sağlık durumunun etkisiyle yaşanmıyor
olması.
Bahsi geçen durumla ilgili olarak, ailenin tuvalet eğitimini uygun bir zamanda ve uygun
yöntemlerle vermesi çok önemlidir. Çok erken ya da çok geç yaşta başlanan tuvalet eğitiminin başarılı ve
sağlıklı olması beklenemez. Çocuk uyumadan birkaç saat önce sıvı alımını kesmek ve gece çok sık
aralıklarla çocuğu tuvalet için kaldırmak ya da çocuğu gece uyandırmadan kucakta tuvalete götürmek
etkili yöntemler değildir.
Bu bozukluğa sahip olan çocukların ikincil bir psikolojik bozukluk geliştirmeleri akranlarına göre
daha kolaydır ve dışa atım bozukluğu yaşayan bir çocuğun aile ile çatışmalar yaşaması daha olasıdır. Bu
yüzden aileler çocuğa yönelik davranışlarında dikkatli olmalılardır. Utandırmak, korkutmak ve ceza
vermek problemin uzamasını, kalıcı olmasını sağlar ve ek psikolojik sorunları beraberinde getirmesi
kaçınılmazdır. Soruna yönelik ortaya çıkan ek ev işlerinde çocuğa da görevler verilmeli, bir anlamda ona
“telafi” şansı tanınmalıdır. (Yatağı silmek, çarşafları makinaya koymak, kirlenen zemini temizlemek,
nevresim takımını sermek vb.)
Anne babalar zorlandıkları noktada gecikmeden bir ruh sağlığı çalışanından yardım almalıdır.
İlişkileri sağlıksız bir hale dönmeden, travmatik olabilecek sahneler yaşanmadan, çocuğun benlik saygısı,
özgüveni incitilmeden alınan uzman yardımı, çocuğa ve aileye rehberlik edip bu bozukluğun sağlıklı bir
şekilde geride bırakılmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Psikolog Alperen Orhan TAN-Uzm. Kln. Psikolog Nalan ERLİK