Cinsel İlişki Nedir?
İnsanlarda cinsel ilişki kendi içerisinde 4 evreye ayrılır. Cinsel ilişkinin ilk aşaması istektir. İsteği takiben cinsel uyarılma olur, bu uyarılma bir aşamada plato çizer ve ardından orgazm gerçekleşir. Cinsel ilişkinin son aşaması ise çözülme evresidir.
Cinsellikle ilgili problemler bu 4 evrenin herhangi bir aşamasını ilgilendiren sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Cinselliğin çeşitli nedenlerle sağlıklı olarak gerçekleştirilememesi cinsel işlev bozukluğu olarak ifade edilir. Cinsel işlev bozuklukları her iki cinste de ortaya çıkabilen bir durumdur. Yaklaşık olarak her 10 kadından 4’ü ve her 10 erkekten 3’ünde hayatının bir bölümünde cinsel işlev bozukluğu yaşayabilir.
Cinsel işlev bozuklukları altında değerlendirilen birçok farklı durum mevcuttur:
- Sertleşme güçlüğü
- Kadında ve erkekte cinsel ilgi/uyarılma bozukluğu
- Erken boşalma
- Geç boşalma
- Kadında orgazm bozukluğu
- Vajinismus
Tatmin edici bir cinsel yaşam doğal ve sağlıklı olarak kabul edilir. İlişkideki genel iyilik halinin devamı için çiftlerin fiziksel ve duygusal yakınlığı da sürdürmesi gerekir. Cinsel yaşamın sağlıklı düzeyde sürdürülmesini engelleyen problemlerin çözümüne yönelik olarak cinsel terapiden yararlanılabilir.
Cinsel Terapi Nedir?
Cinsel terapi karşılıklı diyalog, paylaşım ve uzlaşı üzerine kurulu bir konuşma terapisi uygulamasıdır. Terapide yer alan kişiler tıbbi, psikolojik ya da kişisel problemlerinden hangilerinin cinsel yaşam içinde bir problem haline geldiğinin tespitine yönelik olarak iletişim kurarlar.
Cinsel terapi uzmanları bu alanda eğitim almış lisanslı psikolog, doktor veya psikiyatri uzman hekimleridir. Geçici süreli bir danışmanlık hizmeti olarak kabul edilen cinsel terapi altta yatan nedene bağlı olarak değişmekle birlikte genellikle 5 ile 20 seans arasında tamamlanır.
Cinsel Terapi Nasıl Uygulanır?
Seans anında cinsel yaşam ile ilgili sorun yaratabilecek birçok problemin terapi uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerçekleşir. Cinsel isteğin derecesi, cinsel birleşmeye mani olabilecek herhangi bir fiziksel problemin olup olmadığı, disparoni (ağrılı cinsel birleşme) ya da sağlıklı bir cinsel yaşamın sürdürülmesini engelleyecek kronik rahatsızlıkların varlığı gibi durumlar konuşma terapisi esnasında irdelenebilecek konulara örnek olarak sayılabilir.
Diğer psikoterapi tekniklerinde olduğu gibi cinsel terapi seansı esnasında da deneyim, endişe ve duyguların paylaşımı gerçekleşir. Seans esnasında terapi uzmanı çiftlerle aynı anda ya da ayrı ayrı olarak görüşme gerçekleştirebilir.
Her seans sonunda sağlıklı bir cinsel yaşamın olduğu bir geleceğe aşama aşama yaklaşılır. Cinsel terapi uzmanı seksüel disfonksiyonun kaynağı olan problemin öncelikle kişiler tarafından kabul edilmesi ve farkındalığın sağlanması ile birlikte bu problemin kontrolüne yönelik adımların atılması için seansları yönlendirmeye devam eder.
Seans sonrasında cinsel terapi uzmanı tarafından çifte, cinsellik hakkındaki kitap okuma veya sağlıklı iletişim kurma egzersizleri gibi çeşitli ödevler verebilir.
Aynı zamanda cinsel terapi seansları içerisinde duygusal problemlerin seksüel disfonksiyonun kaynağı olabileceğinin araştırılması amacıyla bazı psikolojik test uygulamalarına başvurulabilir.
Seans esnasında seksüel disfonksiyona neden olan problemin fiziksel bir problemden kaynaklandığının tespit edilmesi halinde, terapi uzmanı kişileri bu problemin çözümü olan branşa yönlendirir.
Cinsel Terapinin Faydaları Nelerdir?
Cinsel terapi genellikle kısa sürede tamamlanan bir psikoterapi çeşididir. Cinsellik ile ilgili problemlerin altında yatan neden seans esnasında bazen kısa süre içerisinde tespit edilerek çözümüne yönelik adımlar atılabilirken bazı problemlerin tespiti ise daha uzun sürede gerçekleşebilir. Cinsel terapi süresinin değişkenlik göstermesi cinsel problemlerin karmaşık yapıda olabilmesinden kaynaklanır.
Stres, kaygı ya da depresyon gibi durumlar cinsel yaşam ile bağlantılı olabileceği için göz ardı edilmemelidirler.
Başarılı bir terapi seansının temelleri, kişilerin karşılıklı güveni ve iyi iletişimleri vasıtasıyla atılabilir. Aynı zamanda terapi esnasında kişilerin cinsel aktivite ile ilgili kaygılarını paylaşması çiftlerin birbirilerine karşı gösterdiği anlayışın gelişimini sağlayabilir.
Erkeklerde cinsel uyarılmayı takiben ereksiyonun gerçekleşmesi penis bölgesine kan akışının artması ile gerçekleşir. Artan kan akımı penis içerisindeki boşlukları doldurmasıyla peniste büyüme ve sertleşme meydana gelir.
Yaklaşık olarak 40 yaşındaki her 10 erkekten 4’ünde karşılaşılan bir sorun olan erektil disfonksiyon, 70 yaş ve üzerindeki erkeklerde ise 2 kat daha fazla tespit edilen bir durumdur. Erektil disfonksiyon, fiziksel ya da psikolojik sorunlara bağlı olarak oluşabilmektedir.
Cinsel terapinin erkekler açısından fayda sağladığı durumlardan biri de erektil disfonksiyondur. Çiftin birlikte katılımı ve eşinin de çözümün bir parçası olmak için çaba gösterme seansların başarısına katkı sağlayacak unsurların başında gelir.
Erektil disfonksiyona yol açan nedenin stres olduğu durumlarda çiftlerin ortak katılımı ile gerçekleşen cinsel terapi seansları genellikle olumlu sonuçlanmaktadır. Erkeğin yalnız katılımı ile gerçekleşen terapi seanslarında başarı oranı daha düşüktür.
Erkeklerde cinsel yaşamı olumsuz yönde etkileyen problemlerden biri de prematür ejekülasyon yani erken boşalmadır. Prematür ejekülasyonda kişilerin ejekülasyonun zamanı üzerinde kontrolleri yoktur ve bu durumu erteleyemezler. Erken boşalma için belirlenmiş bir süre kalıbı yoktur ve çiftin bu durumu cinsel yaşamları için bir sorun olarak görmesi halinde çözüm arayaşına gidilmelidir. Prematür ejekülasyon her ne kadar cinsel aktivitenin süresinden bağımsız olarak değerlendirlen bir durum olsa da cinsel birleşmenin ilk 3 dakikasında ejekülasyon meydana gelmesi bu problem için tanısal öneme sahiptir.
Erkeklerin yaklaşık olarak 4’te 1’inde prematür ejekülasyon meydana gelebilir. Tüm toplumlarda sık olarak karşılaşılan bir problem olan prematür ejekülasyonun kalıcı olarak kabul edilmiş tek tedavi yaklaşımı cinsel terapi vasıtası ile kişinin ejekülasyon eylemi üzerinde kontrolünü kazanmasıdır.
Prematür ejekülasyonun çözümüne yönelik olarak gerçekleştirilen cinsel terapi seansları ortalama olarak 3 ay süren bir süreçtir. Kişinin cinsel terapi ile birlikte ejekülasyonu üzerinde kontrolü bir kez sağladığında bu durumu yaşamı boyunca devam ettirebilir.
Erişkin kadınların yaklaşık %40’ı hayatlarının bir bölümünde seksüel disfonksiyona yol açabilecek bir problemle karşılaşır. Genel olarak altta yatan neden, cinsel isteğin kaybı veya orgazm evresi ile ilgili problemlerdir.
Kadınlarda meydana gelen cinsel problemlerin temelinde genellikle anksiyete (kaygı) tespit edilir. Cinsel aktivite ile ilgili beklenti ya da performans anksiyetesi varlığında cinsel fonksiyonlar olumsuz yönde etkilenir. Cinsel terapi seansları ile kadınlarda cinsel uyarılmada azalmaya neden olan kaygının kontrolünün sağlanması hedeflenir.
Kadınlarda meydana gelen seksüel disfonksiyon nedenlerinden biri de vajinismustur. Vajinismus, cinsel aktivitenin gerçekleşmesine olanak vermeyecek şekilde vajen bölgesindeki kasların kasılmasını ifade eder. Bu durum mevcut iken denenecek bir cinsel birleşme oldukça ağrılı olarak gerçekleşir ve cinsel aktivitelere karşı bir korku hissinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Cinsel terapi seanslarına vajinismus şikâyeti ile başvuran kişilerde yaklaşık olarak 120 günlük bir süre içerisinde gerçekleşen 10 seans ile yüksek başarı oranları elde edilmiştir.
Orgazm dönemi ile ilgili problemler cinsel terapi seanslarında başarı ile ele alınan sorunlardan bir diğeridir. Cinsel aktivitedeki orgazm evresi sağlıklı bir cinsel yaşam için önemli bir evredir. Orgazm ile ilgili şikâyeti bulunan kadınlarda bu sorunun doğru şekilde ele alınmaması halinde ilerleyen zamanlarda farklı cinsel işlev bozuklukları ve ilişki problemlerinin meydana gelmesi açısından riskli kabul edilmesi nedeniyle göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.