Kök hücreler kendilerini yenileyebilme ve farklı hücrelere dönüşme yeteneğine sahip hücrelerdir. Anne karnındaki dönemde doku ve organ gelişimi sağlarken, erişkin dönemde onarım ve yenileme amacıyla kullanılmaktadır. Son yıllarda artan cilt gençleştirme yöntemlerine kök hücre uygulamaları da katılmıştır. Yağ dokusu; kemik iliği kaynaklı hücrelere benzer potansiyelde hücrelere sahip, kök hücre rezervi olarak yıldızı parlayan endokrin bir organdır. Doku hacminin yaklaşık %90'ını oluşturan olgun adiposit denilen yağ hücresi ve kök hücre gibi birçok hücrenin dahil olduğu stromal vasküler fraksiyon kısımlarından oluşur.
Yağ dokusundaki kök hücrelerin iskemi denen olaya dirençli olması, diğer kök hücre kaynağı dokulara göre daha fazla miktarlarda kök hücre elde edilebilmesi ve estetik açıdan zaten bireyin rahatsız olduğu bir doku olması nedeniyle daha cazip olmuştur. Bu nedenle, son dönemlerde başta estetik uygulamalar olmak üzere; deri gençleştirme, akne skarı, yara iyileşmesi, yanık lezyonlarında tedavi amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Aslında, estetik dışında infertilite, kas-iskelet hastalıkları gibi birçok alanda da kullanılmaktadır.
Kök Hücreler Yağ Dokusundan Nasıl Temin Edilir?
İzolasyon yöntemi, ameliyathane ortamında anestezi altında, steril şartlarda gerçekleştirilir. Liposuction yöntemi ile karın bölgesinden elde edilen yağ dokusu, santrifüjleme ve akım sitometrisi gibi bir dizi işlemden geçirildikten sonra kök hücre kokteyli elde edilir. Elde edilen kokteylin kök hücre kapasitesi; bireyin yaşı( yaş arttıkça düşer), izolasyon koşulları gibi faktörlerden etkilenir. Uygulanması talep edilen alanlara veya amaca yönelik, anestezi altında uygulama yapılır.
Kök Hücre Uygulaması Etki Mekanizması, Etkinliği ve Sonuçlarına Bakalım:
Kök hücre aşısı uygulaması yapılan bireylerde; fibroblast göçünün arttığı, kollajen tip 1’de artış, interlökin-6 sitokini aracılığıyla melanogenez yolundaki melanosit proliferasyonu denilen çoğalmayı ve melanin sentezini engellediği gözlenmiştir. Böylece; deri kalitesi ve elastikiyeti artar, kırışıklıklar ve lekeler de azalma meydana gelir. Dolayısıyla kök hücre aşısı tekniği ile yeni damarlanma, yeni kollajen ve doku yenilenmesi ile cilt fizyolojisini iyileştirme başarılmış olur. Saç dökülmesi olan bireylerde yapılan çalışmalarda; saç yoğunluğunda ve kıl şaftında artış gözlenmiştir.
Kök Hücre Uygulaması
Bireyin kendi vücudundan yabancı olmayan hücrelerin kullanılması nedeniyle oldukça cazip bir uygulamadır. Aynı zamanda; bu hücreler HLA-DR isimli yapıları bulundurmadığı için vücut tarafından red edilmez. Cilt gençleştirme, akne skarları, yanık skarlarında ve saç dökülmesi amacıyla tek seans yapılan bir uygulamadır.
Kök Hücre Uygulaması Kimlere Uygulanmaz?
Gebelik, laktasyon, kanser hastaları, Hepatit B/C hastaları, sistemik veya işlem alanlarında aktif enfeksiyon tablosu olması ve Vücut kitle indexi 25 kg/m2'den düşük 27 kg/m2' den yüksek bireylerde bu uygulama yapılmaz. Uygulama yapılan alanda; kızarıklık, ödem, nodül, morluk gibi geçici durumlar gözlenebilmektedir. Enfeksiyon tablosu oluşmaması adına, işlemin mutlaka steril ve ameliyathane şartlarında uygulanması önerilmektedir.