ÇİKOLATA KİSTİ (ENDOMETRİOMA)
Yumurtalıklar kadınlar için yumurta üretimi dışında pekçok hormon (andorjen, estrojen, progesteron
v.d) salgılayarak çok önemli rol oynarlar. Endometriozisin yumurtalıklarda bulunmasıda yumurtalığı
olumsuz yönde etkilemektedir. Rahim içi zarının, bir başka deyişle endometrium tabakasının rahim
dışında örneğin karın boşluğunda, yumurtalıklarda veya vücudun herhangi bir yerinde oluşmasına
endometriozis deniyor. Normalde sadece rahim içinde bulunan, adetten sonra kalınlaşarak bebeğin
yerleşmesini sağlayan ve her adette atılarak yenilenen bu endometrium dokusunun yumurtalıklarda
bulunması da aynı şekilde adet benzeri kanamalara yol açarak yumurtalık içinde koyu eski kahverenkli
kan birikmesi sonucu çikolata kistine (Endometrioma) yol açmaktadır. Bu kistlerin içerisinde biriken
sıvının eski adet kanı gibi koyu kıvamda ve rengi çikolata rengine benzemesi nedeniyle böyle
adlandırılıyor. Normal adet dönemlerinde görülen fonksiyonel kistlerin aksine bu kistler gerileyip
kaybolmazlar.
Çikolta kistleri yakalaşık hastaların dörte birinde (%28) her iki yumurtalığında birden bulunur.
En sık 25-34 yaş grubu arasında görülen endometriozis hastalığı kadınların yaklaşık yüzde 10’unu
etkileyen, yani aslında oldukça yaygın bir sağlık sorunu. Endometriozisi olan hastaların % 17-50
oranında çikolata kisti bulunmaktadır. Çikolata kistleri üreme çağındaki kadınların % 15 inde;
infertilte sorunu olan kadınların % 30 unda bulunmaktadır.
Endometriozis hastalarının %60-70’inde ağrı görülür. Bazı kadınlarda hiç semptom vermez, ameliyat
ya da ultrasonografide görülür. Nedeni tam olarak bilinmeyen endometriozis kadının yaşam
kalitesini bozabilen pek çok soruna yol açabiliyor. Çikolata kisti olan hastalarda da endometriozisin
tüm belirtileri (ağrı, infertilite) görülebilir. Bazı hastalarda hiçbir şikayet olmayabilir. Normal
jinekolojik muyaenede saptanabilir.
Bu kistler çok büyürlerse ağrı, kist cidarının yırtılması gibi ciddi problemlere neden olabiliyor.
Endometrioma (çikolota) kistlerinde çok nadiren de olsa kist çeperinde kanser gelişebiliyor.
Çikolata kisti tanısında jinekolojik muayene ve ultrasonografik inceleme yardımcı olmaktadır.
Yumurtalığın diğer kistlerinden ayırt edilmesi gerekmektedir. Muayene sırasında saptanan
yumurtalık kistlerinin ayırıcı tanısında transvaginal ultrasonografi çok önemli rol oynar. Çikolata
kistlerinin tanisı ultrasonografi ile konulabilmektedir. Ultrason ile tümoral kist olma olasılığı varsa
ameliyat yapılması gerekir.
Ayrıca kanda bazı tümör belirteçlerinin ölçümü tanıda yardımcı olur. En yaygın olarak kullanılanı
Ca125 ve HE 4 tür.
Endometriozis ve çikolata kisti saptanan hastada ağrı şikayeti ön planda ise, günlük yaşantısını ve
hayat kalitesini olumsuz etkiliyorsa laparoskopi ameliyatı önerilir.
Endometriozisin kalıcı bir tedavisi yok. Bunun nedeni ise hangi tedavi yapılırsa yapılsın bireysel
farklılıklar göstermekle birlikte, endometriozisin 2 yıllık tekrarlama sıklığının yüzde 20 dolayında
olması, süre uzadıkça riskin artması. İlaç tedavisi veya cerrahi yöntem gibi tedavilerin amacının
şiddetli ağrıyı gidermek ve varsa infertiliteyi (kısırlık) ortadan kaldırıp kadının hamile kalmasını
sağlamakdır. Endometrioz hastalığında ilaç ve cerrahi tedavileri uygulanmaktadır. Hangi tedavinin
uygulanacağına ise hastalığın şiddeti, neden olduğu sorunlar ve hastanın diğer özelliklerine bakılarak
karar verilir.
Cerrahinin Kapalı (laparoskopik) olarak yapılması hem sonuçlar hem de hasta rahatlığı yönünden
karın açılarak yapılmasına oranla daha iyidir. Ameliyat sırasında çikolata kistleri yumurtalıklara zarar
vermeyecek şekilde çıkarılmalı, yapışıklıklar açılmalı, ve diğer endometriosis odakları yok edilmelidir.
Ameliyat yumurtalık kapasitesine zarar verilmemesi amacı ile mümkün olduğunca atravmatik
yöntemler kullanılarak yapılmalıdır.
Herhangi bir şikayeti olmayan muayene sırasında tesadüfen çikolata kisti saptanan hastalarda bir süre
takip etmek en doğru yaklaşımdır. Ca125 değerinin yüksek olması veya kist büyüklüğünün 5 cm’nin
üzerinde olması durumlarında ameliyat düşünülebilir. Ameliyat öncesinde yumurtalık kapasitesi
ultrason ve AMH ölçümü ile değerlendirilmeli ve yumurtalık kapasitesi düşük çocuksuz kadınlarda
mümkün olduğunca ameliyattan kaçınılmalıdır.